Sevgili okur!
Hayat bütün güzelliğiyle devam ediyor. Yaşamın mutantan seyri içinde ciddi ciddi, akletmeden, düşünmeden nefis odaklı, haz odaklı bohem bir hayatı yaşayıp duruyoruz.
Ağlamadan, dertlenmeden, sorup, sorgulayıp hesap sormadan alışkanlıklarımızın zebunu olarak!..
Evet, Evet ..
Yazık!
Hemen bir çoğumuz soyut mağaralarımızda dönenip duruyoruz.
Ne konuştuğumuzu, nede ne dediğimizi bilmiyoruz! Üstelik de bilmediğimizi de bilmiyoruz.
Eh işte uydum kalabalıklara deyip yaşayıp gidiyoruz.
Yüce Kitabımız Kur’an’da denilir ki, “Onlar her sözü dinlerler en güzeline tabi olurlar..”
Çoğu düşünürler diyor ki; Işık doğudan gelir..
Tamam doğudan da gelir.. Ama batıdan da gelmekte..
Hani derler ya: “Tasnif et ve güt..” Sürü..” Ondan sonra da sürün..
Dünyayı hemen hiç anlamdan evlen..
Bir bakmışsın daha yirmili yaşlarda sorumluluğunu kaldıramadığın bir sürü çocuk.. Doğurdum saldım çayıra varsın mevlam kayıra.. misali..
Kavga.. Kavga.. Aaa bir de bakmışsın yaş kırk oluvermiş.
Filimlerdeki, dizilerki aşklar..
Birde yaşadıkların..
İçimizde zapt edilmez hasretler, buruk duygular..
Boğuntu..
Bunalım..
Paraları olanlar için, yasak ilişkiler, birliktelikler..
Adalet, mizan terazi, hak getire..
Hırsızlık, hortumculuk, vurdumduymazlık gırıla…
Her şeyi ele yüze bulaştırmalar..
Ne temiz eller(yed’i Beyza) nede temiz yüzler(vech-hüsn) makyajla örtülmüş göremiyoruz…
Of anam off!!
Nolacak bu böyle dostlar?
Laf uzar en iyisi Çukurova’nın simge ismi Karacaoğlan’nın dediği gibi; “Kadrini bilmeyenler alır eline/Onun için eğri biter menekşe” diyelim.
Ve yaşamı tüm insanlığa altın bir tepsi içinde sunan Yüce Allkah’a şükredelim.
Birbirimizin kıymet ve kadrini bilelim.
İnsan olmanın sorumluluğunu yerine getirelim.
ATATÜRK KÖŞESİ
Bilelim ki, milli benliğini bilmeyen milletler, başka milletlere yem olurlar.
DÜŞÜN-TAŞIN
Suçludan öç almak adalet, onu bağışlamaksa fazilettir.
AFORİZMALARIM
Düşünce, düşünmek yahut düşünmek sizce hangisi?