Cemaat terör örgütü mü ? Asrın Savunması …
PKK, 1984 yılından bu yana resmi yazışmalarımızda ve halkın dilinde “terör örgütü” olarak
netleşmiştir. Bu yasa dışı örgütün tüm eylemleri de, terörizm kapsamında değerlendirilmiştir. Bu terör
örgütü, bize dost ülkelerce de, terör örgütü kapsamındadır. Yani PKK kurulduğu günden bu yana
Türkiye ve dünya ülkelerince terör örgütü olarak anılmaktadır.
Paralel, diye adlandırılan ve kendine hizmet hareketi veya Camia diye isimlendiren grup da,
ülkemizde yaklaşık 37 yıldır yani, 17 aralık 2013 tarihine kadar, ülkemizde ve dünyanın 169 ülkesinde,
“insanlığa faydalı oluşum” olarak nitelendirilmiştir. Kısaca bu oluşum, grup veya adına her ne
derseniz, son 3 yıla kadar devletimizin ve 169 devletin resmi olurunu almış legal bir yapıdır.
2013 yılından sonra Ak parti hükümetince illegal bir yapılanma olarak değerlendirilmeye
başlanmış da olsa, 169 ülkede halen legal ve insanlığa faydalı grup olarak nitelendirilmektedir. Bu
grup için Türkiye haricinde hiçbir ülkenin şikayeti yoktur.
Camia, var sayalım ki 17 aralık 2013 den sonra terör örgütü olmaya karar vermiş dahi olsa, ki,
terör örgütü olduğuna, olacağına dair hiç bir eylem ve faaliyeti henüz Ak parti hükümetince de ispat
edilememiştir. Bu durumda Camia, olsa olsa 17 aralık 2013 den sonraki faaliyetleri ile yargılanabilir,
bu tarihten önceki hiçbir faaliyetinden dolayı sorumlu tutulamaz.
17 aralık 2013 tarihinden önce aldatıldığını söyleyen Ak parti hükümeti, bu iddiası ile Türkiye
Cumhuriyeti devletinin dört adet istihbarat örgütünü ve devletin şah-ı manevisi olan otoritesini “yok
sayama” suçunu işlemiş olmaktadır. Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşu ile başlayan istihbarat
birimlerimiz, görevlerini yapmakta ve tüm oluşumları takip ederek raporlamaktadır. Milli İstihbarat
başta olmak üzere, Askeri istihbarat, Jitem ve son olarak kurulan Kamu Güvenliği Müsteşarlığı, 17
aralık 2013 tarihine kadar adı Cemaat olarak geçen oluşum hakkında, “devlete zararlı, yıkıcı ve bölücü
faaliyeti bulunmaktadır” diye ispatlı delilli tek bir raporu yoktur. Bilakis, Camianın “Kimse Yok mu ?”
adını verdiği yardım kuruluşu hakkında Bakanlar kurulu kararınca, “İnsanlığa faydalı” bulunan
dernekler kapsamında onaylamıştır.
Ak parti, 17 aralık 2013 günü itibarı ile, Camia hakkındaki fikrini her ne sebepten olursa olsun
değiştirmiş dahi olsa, Camianın bu tarihten önceki fiillerinde Ak parti hükümeti ve geçmiş
hükümetlerin müspet olurları olması neden ile, Camiayı geçmişi ile yargılayamaz. Ancak, 17 aralık
2013 den sonraki icraatları ile yargılama hakkına sahip olabilir.
Eğer Camia, 17 aralık 2013 den önceki icraatları ile yargılanacak olursa, başta bu oluşuma müspet
destek veren hükümetler, Ak parti hükümeti, istihbarat birimlerimiz olmak üzere tüm Türk yargısı,
resmi işlem yapan tüm devlet birimleri olmak üzere top yekun , hepsi yargılanmak zorundadır.
Ayrıca, dünya üzerindeki 169 ülke, bu grupla ilgili kendi ülkelerini istihbaratlarınca araştırmasının
yanında, Türkiye Cumhuriyetinden de olur alarak, ülkelerinde okul ve her türlü eğitim faaliyetine izin
vermişlerdir. İlgili 169 ülkede 17 aralık 2013 ve sonrasında hiçbir düşünce değişmesi olmaması,
Camianın bu 169 ülkede halen varlığını sürdürüyor olması, masumiyetinin de en büyük
ispatlarındadır.
Netice olarak,
Camia, 17 aralık 2013 öncesi ile hiçbir yargılamaya maruz bırakılamayacağı açık ve nettir. Ak
parti hükümetinin değişen fikrini esas bile alsak, sadece bu tarihten sonraki filleri ile yargılanabilirler.
Görülen o ki, Ak parti hükümeti, 17 aralık 2013 de hırsızlık ve yolsuzluk diye iddia edilen,
hadislerinden çok etkilenmiş ve dünyanın sevecen oluruna rağmen Camiaya hukuk dışı bir nefret
beslemeye başlamıştır. Adalet ve hukukta nefret ve şartlı bakışa yer yoktur.
Umarım en kısa sürede, Ak parti ve taraftarları anlamsız ve mesnetsiz hatta hukuksuz
tavırlarından vazgeçerek, Uluslar arası adaletin de gerektirdiği şekilde, insanca bir tavırla olayı olması
gerektiği şekilde anlamaya başlarlar.
*
naim yalçınel <naimadana@hotmail.com>