Alzheimer hastalığı hakkında farkındalık yaratmak ve hastalığın hastalar, hasta yakınları ve toplum tarafından bilinmeyen gerçeklerine dikkat çekmek ve hastalık konusunda bilinç yaratmak amacıyla Türkiye Alzheimer Derneği, 21 Eylül Dünya Alzheimer Günü vesilesiyle Alzheimer Derneği Gündüz Bakımevi’nde bir basın toplantısı düzenledi.
|
Hastalıkla ilgili önemli bilgilerin, yeni bulguların paylaşıldığı toplantıda tanı ve tedavi konusundaki gelişmelere de değinildi. Toplantıda Türkiye Alzheimer Derneği Başkanı Prof. Dr. Murat Emre ve Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Işın Baral Kulaksızoğlu, unutkanlık görülen, özellikle 65 yaş üstü hastaların, mutlaka bir uzman muayenesinden geçmeleri gerektiğini söyledi.
“Alzheimer Hastalığı: Doğrular, Yanlışlar, Gerçekler ve Hurafeler” başlıklı toplantıda, toplumda belirli bir yaş üzerindeki kişiler için unutkanlığın normal karşılandığı, bunun da Alzheimer erken tanı ve tedavisinin karşısındaki en önemli engel olduğu ifade edildi. Toplantıda unutkanlığın hayatın hiçbir evresinde normal bir davranış olmadığı özellikle vurgulandı.
İlerleyici bir hastalık olan Alzheimer’da tedaviye erken başlayan ve tedaviyi sürdüren hastalarda klinik kötüleşmenin tedavi olmayan hastalara göre göreceli olarak daha düşük olduğu söylendi. Toplantıda ayrıca toplumda Alzheimer görülme oranının yaşlanan nüfusa paralel olarak arttığına ve erken teşhisin önemine dikkat çekildi.
Hastalığa dikkat çekmek amacıyla şimdiye kadar pek çok projeye imza atan Türkiye Alzheimer Derneği Başkanı Prof. Dr. Murat Emre şunları söyledi: “Dünya Sağlık Örgütü’nün tahminlerine göre, dünyada her 4 saniyede 1 demans teşhisi konuluyor. Bugün dünyada yaklaşık 38 milyon, Türkiye’de ise 350-400 bin Alzheimer hastası olduğu tahmin ediliyor. Yaşlı nüfusun artış hızını göz önüne alındığında, önümüzdeki 40 yıl içinde dünya çapında 115 milyon demans hastası olması bekleniyor. Bunun pek çok ülkede sağlık ve sosyal güvenlik sistemlerinin üzerine büyük bir yük getirmesi bekleniyor. Bizim ülkemizde bu ülkeler arasında bulunuyor. Bu nedenle Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın Alzheimer hastaları için ihtisas bakım evleri kurma projesine tam destek veriyor, bu projenin en kısa zamanda hayata geçmesini umuyoruz. Biz de Alzhemier Gündüz Bakımevi’ni Alzheimer hastalarının hayatlarını kolaylaştırmak, sosyalleşmelerini sağlamak ve hasta yakınlarına yardımcı olmak amacıyla hizmete açtık. Derneğimizin ilk kurulduğu günden bu yana Alzheimer hastalarının yaşam kalitesini yükseltmeyi amaçlıyoruz.”
Hastalığın teşhis kriterleri 30 yıl sonra yenilendi, daha erken teşhis mümkün!
Prof. Dr. Murat Emre Alzheimer hakkında bazı yeni bulguları paylaşarak sözlerine şöyle devam etti: “Ülkemizde nüfusun yaşlanması Alzheimer hastalığına verilmesi gereken önemi de artırmakta. Halkımızın bu konuda daha fazla bilinçlenmesi ve bu alandaki gelişmelerin duyurulması gerekiyor. Bu alanda son dönemde pek çok yeni gelişme yaşanıyor. Örneğin Alzheimer için geçerli olan teşhis kriterleri 30 yıldan sonra yenilendi ve artık bu hastalığa daha erken teşhis koymak mümkün.”
Türkiye Alzheimer Derneği Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Işın Baral Kulaksızoğlu ise, Alzheimer hastalığında konunun sadece unutkanlığa odaklı olmadığını, hastalarda ilaveten depresyon, şiddetli sıkıntı, uyku bozuklukları, hayaller ya da saçma düşüncelerin oluşabildiğini söyledi. Bu belirtilerin bakım veren kişileri de çok zorladığını ve yorduğunu ifade eden Prof. Dr. Kulaksızoğlu, hastalara bakarken, hastaların kendi işlerini yavaş ve az da olsa yapmasına izin verilmesi; her gün yarım saat fiziksel aktivite yapılması; hastaya moral verecek aktivitelerin (müzik dinleme çiçek bakma vb.) desteklenmesi ve hasta yakınının kendi ihtiyaçlarını da göz ardı etmemesi gibi konuların önemli olduğunu vurguladı.
Prof. Dr. Kulaksızoğlu sözlerine şöyle devam etti: “Alzheimer söz konusu olduğunda yalnız hastaların değil hasta yakınlarının da psikolojik destek sağlanmasına ihtiyaçları var. Alzheimer Derneği, bilgi broşürleri hazırlayarak, aileler için moral destek toplantıları düzenleyerek, gündüz bakım evi hizmeti vererek ve hasta yakını ve personel eğitimi yaparak yardımcı olma çabası içindedir. Unutmamalıdır ki, insanlar yaşlılık döneminde de en az diğer yaşlardaki kadar yaşamdan zevk almak ve mutlu olmak isterler.”
Kaynak: milliyet.com