Uyku bozukluğu tanısı için, uykusuzluğun haftada en az üç defa görülmesi ve bunun da bir ay devam etmesi gerekir. Aksi durumda uyku bozukluğundan söz edilemez; çünkü zaman zaman birçok insan çeşitli faktörlerden kaynaklanan geçici uykusuzluklar…
Yazar : Çetİn Özbey
ozbey36@hotmail.com
Uyku bozukluğu tanısı için, uykusuzluğun haftada en az üç defa görülmesi ve bunun da bir ay devam etmesi gerekir. Aksi durumda uyku bozukluğundan söz edilemez; çünkü zaman zaman birçok insan çeşitli faktörlerden kaynaklanan geçici uykusuzluklar yaşayabilir.
Uykusuzluk
Vücudun gereksinim duyduğu miktarda ve kalitede uyuyamayan kişide uykusuzluk bozukluğu söz konusudur. Uykusuzluk problemi olan birey, uykuya geçemeyebilir veya gece boyunca defalarca uykusu bölünebilir. Kimi de yeterince uyuduğunu ancak hiç uyumamış gibi hissedebilir. İnsanın temel ihtiyacı olan uyku, problem haline gelince, kişinin yaşamı çekilmez olur ve geceler kâbusa dönüşür. Kişinin temel sorunu uykusuzluk olur ve uyumanın çarelerini aramaya başlar; doktora gider, uykusuzluk ilaçları kullanır, koyun sayma gibi klasik uyuma tekniklerini dener. Ne yazık ki, bu çareler uykusuzluğa çözüm getirmek bir yana, kişiyi daha da çıkmaza sürüklemektedir.
Sağlıklı ve kaliteli bir uyku normal koşullarda ihtiyaç duyulan miktarda ve olumsuz bir etken olmadıkça kesintisiz olmalıdır. Kişi uyandığında kendini dinlenmiş ve uykusunu almış hissetmelidir. Uykusuzluk bozukluğu üç biçimde ortaya çıkar.
1. Uykuya dalamamak
2. Uykuda sıkça uyanmak
3. Yeterince uyunduğu halde kendini uykusuz hissetmek
Uyku uygun koşullar oluştuğunda vücut tarafından otomatik olarak ve dengeli bir düzende gelişir. Ancak uyku bozukluğunda, kişinin uyuması için bütün koşullar yerindedir. Yani kişi gün boyunca işini yapmış yani yorulacak kadar çalışmış ve uyanık kalmıştır, uyumasını engelleyebilecek bedensel veya belirgin bir ruhsal hastalığı yoktur. Ayrıca uyuyacağı ortamdaki ses ve ışık düzeni uyuması için normal şartlardadır. Bütün bu koşullarla birlikte bireyde uyuma arzusu da vardır. Kişi yatağa uzanır ancak bir türlü gözüne uyku girmez; sağa-sola döner, yüz üstü-sırt üstü uzanır ama nafile… Uykuya geçemeyişine öfkelendikçe var olan uykusu da kaçar. İlerleyen saatlerde güçbelâ uyuyabilen kişi, tam uykusunu alamadan uyanıverir ve bir daha uyuyamaz. Kimi de uykuya geçmekte bir güçlükle karşılaşmaz; ancak gece boyunca onlarca kez uyanıverir. Uykusu bölündüğü için de derin ve kaliteli bir uyguya sahip olamamaktadır.
Uyku bozukluğu tanısı için, uykusuzluğun haftada en az üç defa görülmesi ve bunun da bir ay devam etmesi gerekir. Aksi durumda uyku bozukluğundan söz edilemez; çünkü zaman zaman birçok insan çeşitli faktörlerden kaynaklanan geçici uykusuzluklar yaşayabilir. Ayrıca psikosomatik kaynaklı uyku bozukluğu dışında başka ruhsal etkenlere, kullanılan ilaçlara ve bedensel hastalıklara bağlı olarak ortaya çıkan uykusuzluklar vardır. Bu tür uykusuzlukları, söz konusu uykusuzluktan ayırmak ve çözüm yollarını da buna göre belirlemek gerekir.
Aşırı Uyku
Gece yeterince uyunduğu halde, uyuma isteğinin gün boyu devam etmesidir. Kişi ne kadar uyursa uyusun bir türlü uykusunu alamamakta ve üzerindeki uykuyu atamamaktadır. Arabayla giderken, işte çalışırken, otururken uyuma isteği önüne geçilmez bir dürtü haline gelir; uyulmaması gereken bu durumlarda, kimi kendini zor tutarken, kimi de arada bir uyuklar. Çok nadir görülen bu bozukluk bireyin yaşamını olumsuz etkilemektedir; ailesiyle kaliteli zaman geçiremez, işte verimli çalışamaz, eş-dost ve iş toplantılarında ortamdan kopar, araba kullanırken kaza olasılığı artar, gezmeye ve daha önce ilgi duyduğu etkinliklere ilgisi azalır… Herhangi belirgin bir nedene bağlı olmadan oluşan aşırı uyku bozukluğu dışında, bu bozukluğa yol açan etkenler şunlardır:
Narkolepsi: Santral sinir sisteminde REM uykusunu düzenleyen bölümün bozulması sonucu oluşur. Bu bozukluk farklı biçimlerde görülebilir. Örneğin sürekli uyuma isteği, uyku felci, katalepsi ve uykuya geçerken halüsinasyonlar görme… Uyku felcinde kişi, uyanık olduğu halde ansızın donup kalır ve birkaç saniye sonra kendine gelir; ancak sonrasında şiddetli bir uyma isteği duyar. Katalepsi durumunda kişi, genellikle baş ve çene kaslarında kısa bir süre kontrol edemediği bir gevşeme hisseder.
Ruhsal hastalıklar: Özelikle depresyonda aşırı uyuma isteği oluşabilir. Şizofren hastalarında da böyle bir arzu görülebilir.
İlaçlar: Psikiyatrik, alerjik ilaçlar, esrar gibi maddeler aşırı uyuma bozukluğuna yol açabilir. Bu ilaçlar kesildiğinde uyku düzeni yeniden eski halini alır. Kanser, deliriyum gibi bazı hastalıklar da aşırı uykuya neden olabilir.
Alışkanlıklar: Gençlik yıllarında aşırı uyumayı alışkanlık haline getirenler, genelde geç saatlere kadar uyumaz ve gündüz saat 2-3'e kadar da uyurlar. Ayrıca hafta sonları gece geç uyuyup gündüz geç uyananlar, uzun yolculuk yapanlar, gece gündüz vardiyalı işlerde çalışan ve çalışma vardiyası sık sık değişenlerde geçici bir süre aşırı uyku bozukluğu oluşabilir.