Ruh hali, herhangi bir an ve durumda zihnin içinde oluşan düşünceler, duygular ve bunların fizyolojik dışavurum sürecidir. İçinde bulunduğumuz ruh hali bizim sağlığımızı, kararlarımızı, yaşam kalitemizi, öğrenmemizi, iş başarımızı ve ilişkilerimizi yakından etkiler.
Her durum, farklı ruh hali içinde olmayı da beraberinde getirir. Bu yüzden olumlu ve olumsuz ruh hali demek yerine ben “Her hangi bir an ve durumda işe yarayan ve yaramayan ruh halleri” demek istiyorum. Ruh halimiz gün boyunca farklılıklar gösterir. Böyle olması da çok doğaldır. Ancak bazı durumlar vardır ki o zamanlarda ruh halimizi kontrol altına almak bizi istediğimiz sonuçlara ulaştırır.
İçinde bulunduğumuz ruh hali bazen dışarıdaki olaylar ile ilgilidir. Çevremizde meydana gelen bir şey bizi mutlu eder, kızdırır veya …
BELGİN ÖĞREK
belginogrek@hotmail.com
Ruh hali, herhangi bir an ve durumda zihnin içinde oluşan düşünceler, duygular ve bunların fizyolojik dışavurum sürecidir. İçinde bulunduğumuz ruh hali bizim sağlığımızı, kararlarımızı, yaşam kalitemizi, öğrenmemizi, iş başarımızı ve ilişkilerimizi yakından etkiler.
Her durum, farklı ruh hali içinde olmayı da beraberinde getirir. Bu yüzden olumlu ve olumsuz ruh hali demek yerine ben “Her hangi bir an ve durumda işe yarayan ve yaramayan ruh halleri” demek istiyorum. Ruh halimiz gün boyunca farklılıklar gösterir. Böyle olması da çok doğaldır. Ancak bazı durumlar vardır ki o zamanlarda ruh halimizi kontrol altına almak bizi istediğimiz sonuçlara ulaştırır.
İçinde bulunduğumuz ruh hali bazen dışarıdaki olaylar ile ilgilidir. Çevremizde meydana gelen bir şey bizi mutlu eder, kızdırır veya heyecanlandırır. Bazen de sadece zihnimizde tasarlayarak ya da hatırlayarak kendi ruh halimizi oluştururuz. Örneğin; bir iş görüşmesine giderken orada sorulara cevap veremeyeceğimizi, işe alınmayacağımızı, bizi beğenmeyeceklerini zihnimizde tasarladığımızı varsayalım. Tüm bunları zihnimizde tasarlarken bedenimiz de bunları gerçekmiş gibi algılar. Çünkü zihin ve beden aynı sistemin parçalarıdır. Bu da bizim fizyolojimizi etkiler. Daha iş görüşmesi başlamadan kalp atışlarımız hızlanmıştır.
Paul Maclean’ın üçlü beyin modeline göre kaygı ve endişe hallerinde düşünen beyin iş göremez hale gelir. Bu nedenle de iş görüşmesinde asıl söylemek istediklerimizi ifade edemeyiz veya kendimizi gösteremeyiz. Aynı durumu sınavlarda da yaşarız. Örneğin üniversite sınavı gibi insanların geleceği için çok önemli olan bir sınav için genelde bilgi hazırlığı yapılmakta, ancak sınav kaygısı ile baş etme, ruh halini yönetme becerileri üzerinde yeterince durulmamaktadır. Oysa öğrencilerin mevcut bilgiyi kullanabilmeleri için gerekli olan ruh halini yönetme becerisi üzerinde de durulmalı ve hazırlık yapılmalıdır.
Başarı Modeli
Başarılı insanların ruh hallerini iyi yönettikleri görülür. Onlar en karmaşık durumlarda sakin kalabilmeyi, sabırlı olabilmeyi nasıl başarırlar? Bunun bir formülü var mıdır? Bu kişiler ile yapılan modelleme çalışmalarında ruh hallerini kontrol edebilme başarılarının altında yatan kendilerinin de farkında olmadıkları çok başarılı bir strateji fark edilir.
Başarılı liderler, politikacılar, satış pazarlamacıları, birlikteliklerini başarıyla sürdüren çiftler, etkili anne babalar, usta öğretmenler, yöneticiler kendilerine yöneltilen “Karışık, zor, çatışma içeren durumlar ile nasıl baş ediyorsunuz?” sorusu karşısında genellikle “Bilmem. Farkında değilim.” şeklinde tepki verirler. Onlar öyle ustalaşmışlardır ki ustalıklarının farkında değildirler. Ancak kendilerine farkında olunmayan süreci bilinç düzeyine taşıyacak ustaca sorular yöneltildiğinde başarının altındaki stratejinin yapısı ortaya çıkar.
Bu konuda başarılı modellerin zihinlerinde aşağıdaki sorulardan oluşan bir modelin bulunduğu fark edilir. Onlar genelde önce hedefe odaklanmaktadırlar. Sonra mevcut durum ile ilgili veri toplayıp değerlendirme yapmakta ve sonra da seçeneklerden kendilerine en uygun olanı seçmektedirler. İşte onları başarılı kılan sorular:
< Şimdi burada, bu durumda elde etmek istediğim sonuç nedir? Ne istiyorum?
< Şimdi burada, hangi ruh halindeyim?
< Bu ruh hali beni elde etmek istediğim sonuca ulaştırır mı?
< Şimdi burada hangi ruh halinde olmaya ihtiyacım var? Veya hangi ruh halinde olmak istiyorum?
Ben bunu, çamaşır makinesinde etkili çamaşır yıkamaya benzetiyorum. Makineniz ve deterjanınız ne kadar iyi olursa olsun, şu aşamaları atlarsanız sonuç istediğiniz gibi olmaz. İlk olarak istediğiniz sonucu bilmeniz lazım. Beyazlar bembeyaz, renkliler canlı ve parlak olmalı. İkinci aşama, bilgi toplamaktır.
Çamaşırlarınız arasında hassas yıkama gerektiren, çok kirli olan var mı? Sonra çamaşırları kirlilik ve çamaşırın cinsine göre ayırmak ve ardından bunlara uygun programı seçmek gerekir.
Böylece istediğiniz sonuca ulaşmak mümkün olur. Bunlara uymazsanız, ayrım yapmaya gerek duymadan atarsınız çamaşırları makineye. Sonunda beyaz çamaşırlarınız renk değiştirmiş, sentetikler buruş buruş, yünlüler de el kadar olmuş şekilde çıkarlar makineden. Seçim sizin.
Mevcut ruh halinizden kopmak ve onu değiştirmek için, ilk iş bunun farkına varmaktır. Çünkü farkında olmadığımız bir durumu değiştiremeyiz.
Bu aşamadan sonra seçenekleriniz olduğunu bilin. Nasıl bir ruh halinde olmak istiyorsunuz? Seçim sizin… Sakin, sabırlı, mutlu, enerjik, coşkulu… Hangisi veya hangileri bu durumda işinize yarar? Unutmayın ki insanlar ellerindeki en iyi seçeneği tercih ederler. Şimdi sıra bu ruh haline erişmekte.
Ruhunuzu Kendi Haline Bırakmayın!
< Geçmişte arzu ettiğiniz ruh halinde olduğunuz bir zamanı hatırlayın. Hangi ruh halinde olmaya ihtiyaç duyuyorsanız onu seçin. O anı şimdi yaşıyormuş gibi zihninizde canlandırın. O zaman gördüklerinizi görün, işittiklerinizi işitin ve aynı duyguyu olabildiğince güçlü bir şekilde hissedin. Tam olarak arzu ettiğiniz ruh halini oluşturduktan sonra zihninizdeki filmi kapatıp geri dönün. Ruh halinizin değiştiğini fark edeceksiniz.
< Sizi arzu ettiğiniz ruh haline ulaştıracak çağrıştırıcılar kullanın. NLP dilinde bunlara çapa denir. Bir görüntü, bir ses sizi arzu ettiğiniz ruh haline ulaştırabilir. Örneğin benim zihinsel berraklığa ve enerjik olmaya gerek duyduğum zamanlarda kullandığım bir çapam vardır: “Hello” Bu, uzun yıllar önce zihnimin çok iyi dinlendiği bir tatilde sıkça çalınan bir şarkıydı. Aynı ruh haline ulaşmaya ihtiyacım olduğunda bu şarkının “Hello” kısmını zihnimden geçirir ve anında o tatili hatırlar, arzu ettiğim ruh haline ulaşırım.
< Geçmişteki bir olayı zihninizde canlandırarak arzu ettiğiniz ruh halini oluşturabilmek sizin elinizde. Bunu farkında olmadan hep yaparız. Örneğin tatile en çok ihtiyacımız olduğu dönemlerde eski tatil resimlerine bakar ve oradaki duygularımıza tekrar erişir, mutlu oluruz. İş yerimizde sevdiklerimizin fotoğrafları, en yorgun olduğumuz zamanlarda imdadımıza yetişir. Onlara birkaç saniye bakarak eriştiğimiz duygularımız bize enerji verir. Bir şarkı bizi nerelere götürür. Anında ruh halimizi değiştirir. Kısaca, ruh halinizi değiştirmek için size kaynak oluşturabilecek deneyimlerinizden oluşan bir arşive ihtiyacınız var. Şimdiden başlayın oluşturmaya.
İdeal Ruh Halinizi Geri Çağırma Yolları
< O an ne yapıyorsanız farklı bir şey yapın. Fizyolojinizi değiştirin. Oturuyorsanız kalkın, yürüyün, hareket edin, dışarı çıkın.
< Bakış yönünüzü değiştirin. Görüş açınızı genişletin.
< Nefes temponuzu değiştirin. Örneğin öfkeli veya endişeli olduğunuz için çok sık nefes alıyorsanız, nefes alışverişlerinizi yavaşlatın. Derin derin nefes alarak yavaş yavaş verin.
< Bir şeyler atıştırın veya çay, kahve gibi sevdiğiniz bir şeyler için.
< Duruşunuzu dikleştirin. Gülümseyin. Robert Zanj’a göre, gülümsediğinizde yüz kaslarınız yakın damarlara kan akışını düşürerek kasılıyor. Bu da kanı soğutuyor. Soğuyan kan, beyin sapının ısısını düşürerek serotonin üretimi başlatıyor. Mutlu olduğunuz zaman gülümsüyor ve gülümsedikçe daha da mutlu oluyorsunuz.
Ruh halimizi kontrol etmek ve değiştirmek, hiç olumsuz duygu yaşamayacağımız anlamına gelmez. Elbette ki her duyguyu yaşamak önemlidir. Ruh halini değiştirmek de zaten kısa sürelidir. O anda içinde bulunulan durum ile ilgili doğru karar vermek; daha verimli olmak, motive olmak, daha iyi düşünmek için önemlidir. Herhangi bir anda uygun ruh halini seçmek insana davranış esnekliği kazandırır. Dolayısıyla arzu edilen sonuca ulaşmak mümkün olur. Artık seçim sizin… Ya halden anlayın, ya da bırakın kendi haline…