Türk Edebiyatı’nın en seçkin şairlerinden biri olan Ali Şir Nevai 1441’de Herat’ta doğdu. Babası Timur’un meliklerinden Sultan Ebu Said’in veziri Kiçkine Bahşi idi. İlk eğitimini babasından aldı. Daha sonraki eğitimine Horasan ve Semerkant’ta devam etti. Okul arkadaşı Hüseyin Baykara Herat’ta yönetime geçince Ali Şir Nevai’yi önce mühürdarlık sonra da vezirlik görevine tayin etti. Bir süre Astrababad valiliği de yapan Nevai, görevinin dışında bütün yaşamı Herat’ta geçti. Aylık bile almadan kabul ettiği görevi sonunda sözü Padişah kadar geçer duruma geldi. Hayatı boyunca sanat ve ilim çevreleriyle sürekli ilişki içinde oldu. Türkçe’nin ilk büyük şairlerinden biri olan Nevai, Sultan Baykara’yı bir sefer dönüşü karşılarken geçirdiği kalp krizi sonucu 3 Ocak 1501’de vefat etti.
Büyük alim ve şair Ali Şir Nevai, yazdığı eserlerle Türk diline ivme kazandırdı, Farsça şiir yazmaya özenildiği bir dönemde şairlere farklı bir bakış açısı sundu. Kaşgarlı Mahmut’tan sonra Türk diline en büyük hizmet eden kişi olarak tanınan Ali Şir Nevai, “Muhakemet-ül Lügateyn” adlı eserinde Türkçe ile Farsça’yı karşılaştırmış, Farsça yazma özentisindeki çağdaşı yazarlara Türk dilinin inceliklerini göstermiştir:
“Ana dilim üzerinde düşünmeye koyuldum, Türkçe’nin derinliklerine daldım. Ben bu alemden vazgeçmedim. Korkmadım, yılmadım, güçlükleri yendim, çetinliklerle savaştım, emeklerimi esirgemedim. Bu alemin aydınlık alanlarında, ilhamımın şahlanan atını koşturdum. Sınırsız uzaylarda hayalimin hırçın kuşunu havalandırdım… Türk’ün bilgisiz ve zavallı gençleri, güzel sanarak Farsça şiir söylemeye özeniyorlar. Sözün doğrusu: Türkçe yazmak ellerinden gelmiyor. Eğer Türkçe şiir söyleyecek olsalar Farsların Türkçe şiirleri gibi olacak…” Ali Şir Nevai Fars dilini iyi bildiğini göstermek için Türkçe şiirlerinin yanı sıra bir de Farsça divan yazmıştır.
Türk edebiyatının ilk şuara tezkiresi (Mevcalisü’n Nefais) onundur. Mizanü’l Evzan isimli eserinde, şiir ve müzikte kullanılan her çeşit biçim ve usul özelliklerini tanıtır. Türk edebiyatında ilk hamse yazarı olan Ali Şir Nevai, genel adı Hazainü-l Mania (Anlam Hazineleri) isimli eseri on bin beyitlik dört farklı divandan (Çocukluk Gariplikleri, Gençlik Seçkinlikleri, Orta yaş Güzellikleri, Yaşlılık Yararları) oluşmaktadır. Nevai, kendine özgü içerik ve biçim yenilikleriyle İslâmi Türk Edebiyatı döneminin en verimli sanatçısı olmuştur. Şiir, mesnevi, tarih, tezkire, tasavvuf, dil gibi çeşitli alanlarda otuzdan fazla eser veren Ali Şir Nevai, Anadolu Türkleri arasında da tanınıp sevilmiş, yaşadığı dönemden yüz yıllar sonra bile Ahmet Paşa, Fuzuli, Nedim, Şeyh Galip gibi büyük şairleri etkilemiştir.
“Bahâr boldu vü gül meyli kalmadı könlüm
Açıldı gonce vü lakin açılmadı könlüm”