Hayat Heybesini Yenileme Yöntemi

0
855

Doğum, hayatın başlangıcıdır. Hepimiz bu andan itibaren sırtımızda hep bulunan ama gözle görülmeyen bir heybe ile dünyaya merhaba deriz. Heybelerimiz, yaşımız ve yaşadıklarımız ile beraber büyür. Hüzünlerimizi, sevinçlerimizi, deneyimlerimizi, aldatılmışlıklarımızı, hayatla…

 

 

Yazar :  Patrİcİa Muradİ
patricia_muradi@yahoo.com

 

 Hayat Heybesini 2 Günde Yenileme Yöntemi

 

 Doğum, hayatın başlangıcıdır. Hepimiz bu andan itibaren sırtımızda hep bulunan ama gözle görülmeyen bir heybe ile dünyaya merhaba deriz. Heybelerimiz, yaşımız ve yaşadıklarımız ile beraber büyür. Hüzünlerimizi, sevinçlerimizi, deneyimlerimizi, aldatılmışlıklarımızı, hayatla ilgili akla gelen ne varsa onun içine doldurur, depolarız. Kimi zaman aldığımız dersler, bazen de sevmediğimiz ve istemediğimiz anılarımızla zenginleşir durur.

Genç yaşlarda pek fark edilmez de yaş ilerledikçe heybemiz ağırlaşır ve sırtımıza yük olmaya başlar. Bu yükle kafamızı o denli meşgul ederiz ki bu kez etrafımızdaki güzellikleri, mutluluk duyacağımız herhangi bir şeyi bile görememeye başlarız. İşte böyle zamanlarda onu temizleyip havalandırmak ve yeniden yararlı şeylerle doldurmak gerekecektir.
İstenmeyen Yüklerden
Nasıl Kurtulmalı?
Heybemizin içerisine dolan istenmeyen ağırlıklardan kurtulmanın tek yolu, içinde esaslı bir temizlik yapmaktır. Temizlik için de ön hazırlık gerekecektir. Gelin şimdi aşamalara beraberce göz atalım.
1. Gün: Yardımcımız         
Sarı Kağıtlar ve Beyaz Kağıtlar
 Bu işlemi gerçekleştirmek için kullanabileceğimiz boş bir çanta bulalım.
 Bir kısmı sarı, bir kısmı da beyaz olan bol miktarda küçük kağıt ve bir de kalem temin edelim.
 Yalnız kalabileceğiniz sakin bir mekan seçelim.
  Çift renkli kağıtlarımızı önümüze yayalım. Hayatımızı gözden geçirmeye başlayalım. Hoşumuza giden ve gitmeyen durumları saptayalım.
 Kalemimizi alarak sarı olan kağıtlara sadece hoşumuza gitmeyen durumları kaydedelim.  
  Beyaz olanları ise sevdiğimiz, hoşumuza giden, hayatımızda bulunmasını istediğimiz şeylere ayıralım. Bunları da yine aynı özenle kaydedelim.
 Aklımızda bulunan her şeyi yazdığımıza inandıktan sonra tüm kağıtları bu eski çantanın içerisine doldurarak karıştıralım.
 Bu işlemle sırtımızdaki görünmeyen heybenin bir kopyasını yapmış olduk. Tek fark, bu heybenin görünür olması. Onu kimsenin görmeyeceği güvenli bir yerde saklayalım. Ertesi güne kadar açmayalım.
2. Gün: Sarılar Dışarı,
Beyazlar İçeri!
 İkinci gün işleme başlamadan evvel metal bir kutu bulalım. Bulduğumuz bu kutunun ise atılabilir olmasına dikkat edelim; çünkü yapılacak işlemden sonra kutu kullanılabilir durumda olmayacaktır.
  Yalnız kaldığımız ve rahatsız edilmeyeceğimize inandığımız zamanda heybemizi bulunduğu yerden çıkartalım.
 İyice karıştıralım ve açalım.
 Tüm kağıtları dışarı çıkaralım. Sarı renkte olanları farklı bir yere, beyaz renkte olanları farklı bir yere koyalım.
 Hatırlayacağınız gibi sarı kağıtlara üzüntülerimizi, sıkıntı ve kederlerimizi yazmıştık. Her sarı kağıdı teker teker alıp açalım. Sesimizi kendimiz duyabileceğimiz şekilde ayarlayarak okuyalım.
 Okuduktan sonra yırtalım ve daha önceden hazırladığımız metal kutunun içerisine atalım.
 Kutuya atarken gözlerimizi kapatalım ve şu cümleyi tekrar edelim: "Seni heybemden atıyorum!"
 Geriye sadece beyaz kağıtlar kalana dek bu işlemi tekrar edelim.
 Sarı kağıtlarımız bittiği zaman diğer aşamaya hazırız demektir. Metal kutuyu tehlikesiz bir yere götürerek dikkatli bir şekilde içindeki sarı kağıtları tutuşturalım. Bu minik hamle ile biz üzüntü ve sıkıntılarımızı heybemizden attık. Atmakla da kalmayıp onları yaktık. Artık onlara arkamızı dönüp hayatımızda olduklarını unutmaya hazırız.
Ruhumuzu Koruma Görevi
Hayat her gün savaşım gerektiren farklı bir konu ile karşımıza çıkarken, ruhumuzu korumak için önlem almak bizim görevimizdir. Bunun için de geçirmiş olduğumuz üzüntüleri bir kenara bırakarak önümüze bakmamız ve daha ileri gitmek için kendimize destek vermemiz gerekir. Kendimize olan inancımızı kaybetmemek ise hayat yolunda yaşadığımız zorlukları aşmamızda bize yardımcı olacaktır.
Hepinizin "Bu heybenin içerisinde bir de beyaz kağıtlar vardı" dediğinizi duyar gibiyim. Peki, onlar için bir şey yapacak mıyız? Elbette…
Biliyorsunuz, geride kalan beyaz kağıtlar bizim hayatımızda olmasından hoşlandığımız şeylerdi. O halde, şimdi sıra bunların keyfini çıkartmaya geldi.
 Hemen rahat bir pozisyon alarak yerimize keyifle yerleşelim.
 Beyaz kağıtların hepsini acele etmeden birer birer açalım. Keyifle okumaya başlayalım.
 Okumayı bitirdiğimiz her kağıttan sonra kendimize şu cümleyi tekrar edelim: "Hayatımda bulunmandan mutluyum."
 Kağıdımızı yeniden katlayarak heybemizin içerisine atalım.
Beyaz kağıtlarımızla işimiz bitip hepsini heybemize topladığımızda onu yeniden güvenli bir yere kaldıralım.  
Bu arada aklınıza şu soru takılmış olabilir: "Acaba üzüntü ve sıkıntılarımızı neden hep sarı kağıtlara yazdık?"
Değerli arkadaşlar, bildiğiniz gibi her rengin ayrı bir dili var. Bu skalada ise sarı renk geçiciliği simgeler. Tüm üzüntü ve sıkıntılarımızın her daim geçici olması dileğiyle… Sevgiyle kalın.

LEAVE A REPLY

Lütfen yorumunuzu giriniz
Lütfen adınızı yazınız