İzleyiciyle buluşan Kaptan Phillips filminin başrol oyuncusu Tom Hanks iyi bir lider olmanın inceliklerini anlattı: “Ekibinizin size saygı duymasını sağlarsanız, onlar da sizi takip eder”
1993 yapımı Philadelphia ve 1994 yapımı Forrest Gump filmleriyle iki yıl üst üste En İyi Erkek Oyuncu Oscar’ını kazanan ünlü aktör Tom Hanks, bu hafta vizyona giren Kaptan Philipps/Captain Phillips ile yeniden karşımızda. 2009’da Somalili korsanlar tarafından kaçırılan ABD bandıralı Maersk Alabama’nın kaptanı Richard Phillips’in kaleme aldığı A Captain’s Duty: Somali Pirates, Navy SEALs, and Dangerous Days at Sea adlı kitaptan uyarlanan filmin yönetmeni ise Kanlı Pazar/Bloody Sunday ile tanınan Paul Greengrass. Pazar SABAH’ın sorularını yanıtlayan Tom Hanks, Kaptan Phillips’ten ve hikayesinden neden etkilendiğini anlattı.
– Kaptan Phillips filminde rol almak size neden cazip geldi?
– Hikayenin gerçekliğinden çok etkilendim. Gazeteleri ve dergileri okuyan insanlardanım. Dikkatimi çeken bir hikaye olduğu zaman da ‘Evet, bu hikayeden çok güzel bir film çıkar’ diyorum kendime. Kaptan Phillips’in yazdığı kitap, başından geçenleri çok iyi anlatıyordu. Üstelik bir konteyner gemisi olmasına rağmen, olay yeri betimlemeleri de çok iyiydi. Beni etkileyen bu oldu. Bu olayı nasıl anlatacağımızı uzun uzun düşündük ve bir noktada bir film yapımcısının yüzleşebileceği en büyük sorunlardan biriyle karşılaştık. O gemide gerçekte ne olmuştu ve biz bunu nasıl yansıtacaktık?
– Bunu daha önceki filmlerinizde zaten başarmıştınız…
– Evet, ama bence bu hikaye çok daha zorlayıcıydı. Bu hikayenin gerçekten yaşanmış olması da işimizi iyice zorlaştırdı. Yönetmen Paul Greengrass ile çalışmak ise işimizi kolaylaştırdı. İlk seyrettiğim Greengrass filmi, 2002 yapımı Kanlı Pazar/Bloody Sunday’di. Bu, gerçek insanlar ve olaylarla ilgili bir film. Bu filmi izledikten sonra Paul Greengrass ile çalışmayı kafama koymuştum.
ASIL ZORLUK EVRAK İŞLERİ
– Filmde canlandırdığınız karakterden bahseder misiniz?
– Richard Phillips çok yetenekli bir adam. Bilmediğimiz bir dünya olduğu için, biz onun yaptığı işi, konteyner dolu bir gemiyi bir yerden bir yere götürmek sanıyoruz. Fakat yaptığı iş çok etkileyici. Teknoloji ve insanların yeteneğinden yararlanmayı çok iyi biliyor.
– Kaptan Phillips ile tanışmak ve konuşmak size neler kazandırdı?
– Onunla konuştuğumda ilk önce gemide yaptıkları işlerle ilgili sorular sordum. Hangi işin en çok zamanını aldığını merak ettim. Cevap ‘evrak işleriydi’. İşlerin yürüyüşüyle ilgili üç farklı birlik ve sendikayla uğraşıyordu. Fakat silahlı korsanlar gemiye geldiğinde ‘Kendimizi nasıl koruyacağız ve nasıl eve döneceğiz?’ diye düşünmeye başlamıştı. Tabii bunu başarmak yetenek ve kuvvetli bir öngörü gerektiriyor. Neyin işinize yarayıp, neyin yaramayacağını belirlemelisiniz. Kaptan Phillips, dört korsanla uğraşan tek adamdı. Filmde de sürekli ‘Bilmiyorum, ben de seninle aynı durumdayım’ diyor. Bu, korsanları bertaraf etmek için kullandığı bir yöntemdi.
– Bu filmde rol alan bir aktör olarak sizce iyi bir lider olmak için gerekli özellikler nelerdir?
– Bence en önemlisi güven. Bir de kararlı olmanız gerekir. Böylece tartışmalar yaşanmaz. Bir noktada ‘Bu iş böyle olacak’ diyen adam olmalısınız. Bu konuda Richard Phillips ile de konuştum, ’26 kişilik bir ekipten üç tanesi işe yaramaz olsa ne yaparsın?’ dedim. O da ‘Sadece üç tanesi işe yaramazsa sevinirdim. Genelde bundan fazlası olur’ dedi. Yani sürekli insanlarla uğraşıyorsunuz ve önemli olan kararlılık ve özgüven. Siz kararlı ve kendinizden eminseniz, ekibiniz de size saygı duyup, sizi takip ediyor.
KORSANLAR KORKUNÇ GÖRÜNÜYORDU!
– Yönetmen Paul Greengrass, korsanları canlandıracak dört aktörü, sahneleri gelene kadar sakladığını anlattı. Onları ilk gördüğünüzde neler hissettiniz?
– Bu alışılmadık bir durumdu. Birkaç aktörle birlikte güvertede duruyordum. Sonra sesler duyduk. Yaklaştıklarını hissediyorduk. Silah sesleri geliyordu. Güverteye çıktıklarında bu insanları ilk kez gördüğümü fark ettim. İnceciklerdi. Görebileceğiniz en zayıf insanlardı. Bu nedenle korkunç görünüyorlardı. Çünkü kafaları vücutlarına göre kocamandı. Bize bağırıyor ve silahlarını sallıyorlardı. Tüylerimizin diken diken olduğunu söyleyebilirim. Kaskatı kesildik, hareket edemedik.
– Kaptan Phillips filmi beğendi mi?
– İşin ilginci Kaptan Phillips, böylesine büyük bir ilgiye alışıktı. ABD Başkanı ile tanışmıştı. Sonuçta o Somalili korsanlar tarafından kaçırılan ve Navy SEALs tarafından kurtarılan adamdı. Birkaç kez evine gittim. Ona şöyle dedim: ‘Senin başından geçenleri sadece taklit edeceğiz. Belki senin hiç söylemediğin bir şeyler söyleyeceğim ya da yapmadığın şeyler yapacağım.’ Anlayışla karşıladı.
*
Yazar: İrem Akıncı
Kaynak: http://www.sabah.com.tr
*
Bu yazılarımızı da okumak isteyebilirsiniz:
