RAMAZAN CAN KURBAN, İŞTE GELDİ RAMAZAN

0
828

Bir Ramazan  ayını  daha idrak ediyoruz..

Rabbimize sonsuz şükürler olsun..

Ne mutlu on bir ayın sultanına yeniden kavuşanlara..

Ve ne mutlu Ramazanı tamamlayıp Bayrama ulaşacak olanlara..

Eskiden Ramazan ayı manilerle karşılanırdı.. Mesela, aklıma gelenlerden bir tanesi şöyleydi..

Ramazan can kurban..

İşte geldi Ramazan..

Ağama mektup yazam..

Gün ola devran döne..

diye  devam eder giderdi..

Çocukluğumuzda, mübarek Ramazan’ın  gelmesine günler kala heyecan başlardı.. Büyüklerimiz gibi bizde oruç tutacaktık.. Teravihe gidecektik.. Kısacası; rahmet, bereket, şefkat ve mağfiret ayı Ramazan-ı Şerif’in manevi ikliminde ibadetin lezzetine varacaktık..

60’lı senelerin ortaları..

Çocukluk yıllarım..

İstanbul’dayız.. Fatih semtinde ikamet ediyoruz.. Ve de bu semtte yaşamanın zevkine varıyoruz, çünkü Fatih aziz İstanbul’un adeta kalbi.. Ayrıca cami-mescid yönünden de çok gani..

Evimiz o zamanlar Fatih Camii’ne oldukça yakın bir yerde..

Sırtını Darüşşafaka Lisesi’ne dayamış olan Salih Zeki Sokak’ta.. Aynı zamanda bir o kadar da Yavuz Sultan Selim Camii’ne yakın..

Civarda pek çok irili ufaklı cami yada mescid de var..

Mesela; Hırka-i Şerif.. Mesela; Atik Ali.. Pirinçci Sinan Ağa.. Mesih Ali Paşa.. Kadıçeşme.. Sankiyedim.. Emir Buhari.. Manisalı Mehmed Efendi.. Akseki Mescidi.. Dülgerzade.. Kovacı Dede.. Nişanca.. Mehmetağa.. Balipaşa.. İsmail Ağa.. Kumrulu Mescid..

Bunların hepsi evimize yürüyerek  5-10 dakika mesafede..

Ramazan ayı başladığında önce Fatih Camii’nden başlardık teravih namazı kılmaya.. Birkaç gece devam ederdik ve ardından diğer camilere giderdik.. Hele bir sene vardı ki, (1970 olabilir) otuz teravihi otuz ayrı camide yaşamıştım.. Rahmetli babam öncülük etmişti.. Kardeşimi de alarak iftardan hemen sonra yollara düşmüştük ve çeşitli camilerde teravih kılmıştık.. Büyük keyifti doğrusu..

O sene, yukarıda ismini zikrettiğim camilere, hatırlayabildiğim kadarıyla, Eyüp Sultan’ı, Beyazıt’ı, Şehzadebaşı’nı, Süleymaniye’yi, Sultanahmet’i, Yeni Camiyi, Sinan Paşa Camisini, Dolmabahçe Camisini, Ortaköy Camisini, Fındıklı Camisini, Yahya Efendi Dergahını ve hatta nazlı Üsküdar’daki Aziz Mahmud Hüdai Camii Şerifi’ni de ilave etmiştik.. Ne de muhteşem olmuştu..

Her camide ayrı cemaat..

Kıraat ustası imamlar..

Yanık sesli müezzinler..

Gerçekten unutulmayacak anlardı..

Hey gidi günler hey!..

Evet, mazide kalan o güzel günleri hasretle ve özlemle anıyorum..

Bu duygu ve düşüncelerle Ramazan-ı Şerif’inizi tebrik ediyorum..

Bu mübarek ayın Alem-i İslam’a, huzur, sükun, barış ve selametler getirmesini Halik-i Zülcelal’den niyaz ediyorum..

 

*

SAMİ ÖZEY

www.gencgelisim.com


LEAVE A REPLY

Lütfen yorumunuzu giriniz
Lütfen adınızı yazınız