DİKKAT! “Bu Köşe yazısında geçen isimler mekanlar yerler hayal ürünü olup gerçekle alakası yoktur! TOSBAĞALAR hariç!..”
Bir varmış bir yokmuş evvel zaman içinde, kalbur saman içinde… Bir muhteşem kent varmış, ırk, renk, din, dil makam, rütbe, sosyal statü, güzellik çirkinlik demeden tüm mozaikleri sinesinde barındıran; dedim ya muhteşem bir kent!..
Sınırları içinde çağıl çağıl çağlayan iki nehir, Göktürklerden, Selçuklulardan, Etilerden hatta Sümerlerden otantik eserlerin dimdik ayakta olduğu tüm dünyanın gıptayla baktığı harika bir şehir.miş..
Deniziyle, yaylasıyla verimli arazileriyle hatta tüm dünya insanlık ailesine armağan ettiği her alandaki nitelikli insanlarıyla farkını fark ettiren Cennet gibi bir mekan.
Dünya’nın emniyet sübobu ABD’nin kuruluşundan daha eski yaşayan binalarıyla, hanları, hamamları, kapalı çarşıları, vakit nakittir diyen saat kulesi, Asya’yı Avrupa’ya bağlayan otantik taş köprüsüyle tarihe ve geleceğe meydan okuyan kocaman bir kent!
Sevgili Okur!
Hayal gördüğümü sanıyorsunuz bu doğru!
Ama sorarım size dünyada kaç şehirde ABD’nin yada Natonun hava üssü var allahaşkına…
Böyle bir üs’le şereflendirilen bu kentte huzur, sükun, çevre, yeşil, ağaç ekolojik denge çok ama çok önemlidir!
Bazı marjinal Yezit Karşıtı BAYRAK’çı Hüseyniler kehanet rüyaları görse de bu kentin huzuru, çevresi, dengesi sonsuza kadar korunmalıdır.
Her ne kadar Akdenizin periferisindeki CarettaCarettalar yada nenemin ifadesiyle TOSBAĞALAR için Dünya İnsanlık Ailesi Adına yani yararına bazı önerilerim olduysa da, Yezit Karşıtı Hüseynilerin etksinde kalarak yazdığım o yazıdan dolayı özür diliyorum!
Elin etlisinden, sütlüsünden bana ne!
Sana ne!
Bize ne!
Size ne?..
“Bana değemeyen YILAN bin yaşasın!” özdeyişiyle yazımı noktalıyorum..
Yaşasın Çevre!
Yaşasın Geziciler(!)
Pardon Ağaçlar, Yeşilller, sahiller, Denizler…
Yaşasın Tosbağalar!…
ATATÜRK KÖŞESİ
Benim karakterim bağımsızlıktır.
DÜŞÜN-TAŞIN
Bana değmeyen yılan bin yaşasın…
AFORİZMALARIM
Uyuyanları uyandıranlara EN İYİ yada ENAYİ denir…
