DAYATMA nedir?

0
807

Çocukluğumdan bu yana    yaşadığım tecrübeler gösterdi ki, toplumumuzda kimse kimseyi tam anlamıyla   dinlemeye   tahammül edemiyor. Mitinglerde,  konferanslarda,  vaazlarda, dinliyor gibi görünen insanların bile çoğunluğu gerçek manada dinlemekten çok  bir yerlere “dinliyoruz” mesajı vermeya çalışıyorlar ama gerçek manada dinlemiyorlar. Dinlemiş olsalar gelişim ve değişimleri hızlı olur.

Eğer gerçek manada dinlemiş olsak, toplumumuzda  huzur ve barış  şimdilkinden çok daha ileri seviyede olurdu. İnsanlar daha çok birbirini  sever, daha çok sevdiklerinden de işlerinde daha başarılı olur,  boşanmalar azalır,  öfke sonucu işlenen cinayetler  bitecek kadar azalır ve   insanlar sevgi ile hayatına   renk katardı.

Toplumda en çok karşılaştığımız  sözler şunlar oluyor “ sen beni dinlemiyorsun” , “ beni ciddiye almıyorsun” “ben seni seviyorum(!) ama sen anlamıyorsun”

Bu sözleri söyleyenlere  “peki siz bizi dinliyor musunuz?” diye soracak olsak dinlediklerini söyleyecekler ama dinlemeyeceklerdir. Çünki söz var ama uygulama yok toplumumuzda. Yaşça bizden 2 veya 3 yaş büyük olanlar bizden daha bilgili oluyor nerede ise.

Son zamanlarda bir şey daha dikkatimi çekti sağır adama “ beni  dinlemiyosrun?”  görmeyene  “ beni görmüyorsun”  anlama yeteneği az adama “ beni anlamıyorsun” diyenler çoğaldı. .Acaba  duymak  gözle ,görmek kulakla, anlamak ayakla mı oluyor? da biz bilmiyoruz?

Doğrusu  ağlanacak halimize gülmek, gülecek halimize ağlayacak halimiz bile kalmamış.

İnsanlar, ikna etmek, sabır ve sevgi ile  insanlara güzellikleri anlatmak ve samimiyetini söz ve davranışla göstermek yerine, kısa yoldan dayatarak, azarlayarak, bağırarak   anlatmaya çalışıyorlar. Bu da   bazen işe yarasa da çok zaman  tepki çekiyor. Halbuki tatlı dil ile davrananlar her zmaan kazançlı çıkıyor ve toplum tarafından seviliyorlar.

Toplumda huzursuzlukların çoğu   muhatabımızı iyi anlamamaktan, dinlememekten  meydana geliyor. Herkes kendisinin dinlenmesini istiyor. Anlaşılmak   dinlenmek istiyor ama  bazen baba  ve anneyi bile dinlemek istemiyor insanlar.  Halbuki  küçük büyüğü saymazsa, büyükte küçüğü sevmez ya da   küçük büyüklerin kendisini sevmesi karşısında rahatsız olursa o zaman   her kafadan bir ses çıkarak dayatmalarla huzursuzluklarda artar işte.

Tarihe baktığımız zaman  dayatan değil, halkımızı gerçek manada seven, onlara anladığı lisanı   konuşan, onlar gibi yaşayan ve bunu dayatarak değil gerçek manada yaşayarak gösteren insanlar   unutulmuyor ve  tarihe “adam gibi adamdı” namı ile geçiyorlar.  Bu konu üzerinde düşünmek lazım.

Bugün toplumda en çok “ seni seviyorum” lafı konuşulur ama bu sözü söyleyenlerin yüzde 90 a yakınının yalan olduğunu söyleyen de bilir dinleyende   ama söyleyen dinleyenin yüzde  yüz inanmasını isteyen bir dayatmaya girer. Sevgi lafı bile artık bir dayatma aracı oldu yani.

Dayatma  yapan insnaların   çokça “ seni sevdiğimden bunu   söylüyorum” diyerek   dayatma, küçümsemeyi sevgi ile sarark bize   göstermeye çalışması da tabii ki komedi oluyor.  Çünkü saf sevgi de   azarlama küçümseme  tavrı ve sözü olmaz. Seven sevdiğini kırmamaya ve sevdiğini söz ile değil gülen göz  tebessümle bakan yüz ile gösterir.

Çağımızda  çok şeyin sahte olduğu   biliniyor. Buna sahte sevgiler ve   sevgi  maskesi altında dayatmaların da eklenmesi de   kaçınılmaz. Bu yüzden insanların ne dediğine değil ne yaptığına daha dikkatle ve   daha  temkinli yaklaşırsak dayatmada bulunan insanların tehlikelerinden korunmuş oluruz.

Gerçek sevgilerin azalmadığı ve arttığı bir toplumun ferdi olmayı hepimiz isteriz. Bunun içinde dayatmada bulunanlara inat gerçekten  severek  bu sevdiğimizi de davranışlarımızla insanlara göstermek  bizlerin insanlığından bir şey eksiltmez.

 

Anlayana sivrisinek saz demişler.

*

Turan Yalçın

www.turanyalcin.com

 

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz
Lütfen adınızı yazınız