Çanakkale destanının 99. yıl dönümü

0
684

BABAN GELİRSE ÇAĞIR BENİ OĞUL..

Çanakkale destanının 99. yıl dönümünü yaşadığımız günlere saatler kala yine bir Çanakkale kahramanının  hikayesiyle karşınızdayım..

Değerli okuyucular; Hak için, Hakikat için, aziz milletimizin başını yere eğdirmemek için gösterilen bir çabanın, verilen amansız bir mücadelenin ismidir Çanakkale!..

Bir başka ifadeyle sadece Allah’ın(cc) rızasına uygun düşmek için savaşmış ve fedayı can etmiş yiğitlerin harman olduğu yerin ismidir Çanakkale!..

Bugünkü yazımda Çanakkale’yle ilgili gerçek bir anekdotu sizlerle paylaşayım..

Balıkesir’li Hüseyin oğlu Ali’nin hikayesi..

Ali dini bütün bir gençti.. Aynı zamanda hafızdı..

Ali’nin anası Emine; “ah bir de oğlumun mürüvvetini görsem” diye geçirirdi içinden!.  Ve gün geldi köyün güzel kızı Ayşe’yi oğlu Ali’ye istedi Emine ana!..

Çok geçmeden de savaşın gölgesinde sade bir düğünle evlendiler..

Seneler 1915’i gösteriyordu..

Birkaç ay henüz geçti ki, savaş patladı ve Ayşe, Ali’yi kendi elleriyle hazırladı cepheye!..

Git Ali’m, dedi Ayşe!..

Hak için, vatan için, doğacak evlâdımız için git!..

Gitmek lâzımdı elbette!.. 0turma zamanı değildi.. Vatan söz konusu olunca, yardan da, serden de, geçilirdi..

Ali, bağrına taş basarak; “kısmetse dönerim..” dedi.. Ardından, anacığını ellerinden, Ayşe’sini ise alnından öperek ekledi;

“Sizleri Allaha  emanet ediyorum, hakkınızı helal  edin!..”

Ali kış soğuğunda gitmişti!.. Cepheden ise şehitlerin haberi ulaşıyordu köye!..

“Ali’mden haber var mı” diyordu Ayşe, kalbi yerinden fırlarcasına!..

Bir haber yoktu Ali’den!..

Sağ mıydı, yaralı mıydı, bilen yoktu..

Ayşe, günlerce, aylarca, bekledi..

Heyhat!.

Tıpkı Yemen gibi, tıpkı Galiçya gibi, Çanakkale’den de giden gelmiyordu..

Günler sıkıntıyla geçiyordu.. Asker Ali’den haber alınamıyordu.. Ayşe’nin tek tesellisi küçük yavrusu Ömer’di artık!.. Çalan her kapı, duyulan her ayak sesi, Ayşe’nin yüreğini hoplatıyordu..

Ya gelen Ali ise!..

Rüyalarında Ali’yi görüyor, asker kıyafetiyle karşısında duran Ali’nin yaralarını pansuman ediyordu Ayşe!.. Ama rüyalar bir türlü gerçek olmuyordu.. Babasının fotoğrafını bile görmeden büyüyen küçük Ömer, yürümeye başlamıştı.. Ömer, Çanakkale’yi anlatan ninnilerle büyümüş, masal yerine, destanlar dinlemişti anasından!..

Gün geçti, devran döndü.. Ülke düşmandan temizlendi.. Ali’nin âkıbetinden hala haber yoktu.. Kolunu, bacağını, Çanakkale’de bırakan askerler bile dönmüştü köylerine, fakat Ali’cik dönmemişti..

Yaslı anacığına acısını unutturmaya çalışan Ömer, büyümüş, iş güç sahibi olmuştu.. Ayşe ne vakit bir yere gidecek olsa, ya da komşularına, akrabalarına bile gitse, hep aynı sözü söylüyordu oğluna;

“Ya Ali’im gelirse!..

Ardından ekliyordu;

“Baban gelirse, çağır beni oğul..”

Evet, yıllar su gibi aktı.. Ayşe, Ali’nin geleceği ümidiyle yaşadı, durdu.. Alınlarda çizgiler derinleşti, saçlara beyazlar düştü.. Artık yaşlanmış, güçten takatten kesilmişti.. Ve bir gün geldi hastalandı.. Son demlerinde oğlu Ömer’i yanına çağırdı, yavaşça; “oğlum” dedi.. “Bana iyi baktınız, hakkınızı helâl edin!.. Sakın unutma yavrum, baban bir gün gelirse, ona;

“ANNEM SENİ ÖMÜR BOYU BEKLEDİ” de!..

Ömer’in ve yanındakilerin gözlerinden yaşlar boşalırken Ayşe beklenmedik bir şekilde irkilerek doğruldu.. Kapıya doğru gülümseyerek;

“HOŞ GELDİN ALİ’M, HOŞ GELDİN!..” diyerek ruhunu teslim etti..

Evet aziz dostlarım.. Çanakkale savaşında Ali ile Ayşe’nin hikayesine benzer nicelerine şahitlik edilmiştir.. Nice yuvalar dağılmış, nice çocuklar babalarını görememişlerdir..

Ancak inanıyoruz ki canlarını feda edecek kadar Hak ve vatan sevgileri, onları inşallah İndillah’ta layık oldukları mertebeye ulaşacaktır..

Mevla Teala(cc) tüm şehitlerimize  rahmet eylesin!..

Mekanları cennet olsun..

Ruhlarına Fatiha..

 

*

Sami Özey

www.gencgelisim.com

LEAVE A REPLY

Lütfen yorumunuzu giriniz
Lütfen adınızı yazınız