Evlilik Öncesi Cinsel İlişki Yaşanmalı mı?

0
958

Evlilik öncesi cinsel ilişki, bir mesele olarak, pek çok insan açısından spesifik bir önem taşımamaktadır. Ancak, konuyla ilgili bana gelen sorular, psikolojik danışma seanslarında karşılaştığım hikâyeler, internet forumlarında konuşulanlar ve benzeri faktörler, beni bu yazıyı yazmaya yöneltti.

İsterseniz durumu biraz daha anlaşılır kılmak için tarafıma yöneltilen bir soruyu (soru, özü korunmak kaydıyla değiştirilerek aktarılmıştır.) sizinle paylaşayım:

“Merhaba. Ben Reyhan. 21 yaşındayım. B. kentinde üniversite okuyorum. Yaklaşık on aylık bir ilişkim var. Erkek arkadaşımla zaman zaman ciddi düzeyde yakınlaşmalarımız oluyor. Ancak henüz tam bir cinsel ilişki yaşamadık. Arkadaşım, sürekli benden cinsel birliktelik talebinde bulunuyor. Onu çok seviyor olsam da evlilik öncesi cinsel bir ilişki yaşamak istemiyorum. Ama ilişkimiz bu şekilde devam ederse, onu kaybedeceğimden endişe ediyorum. Sizce arkadaşımın talebine karşılık vermeli miyim?”

Yukarıdaki soru, bu yazının meselesini tüm boyutlarıyla içermese de konuyla ilgili karşılaştığım soruların özünü teşkil etmektedir.

Evlilik öncesi cinsel ilişki neden önemli bir sorun oluyor?

Cinselliği pek çok kuram, insanın en temel ihtiyaçlarından biri olarak kabul etmektedir. Cinselliğin bir ihtiyaç olarak var olmasında biyolojik boyut ağır bassa da, nasıl yaşanacağını din, ahlak, kültür, sosyal yapı, psikolojik yapı, kişilik özellikleri ve cinsiyet gibi pek çok faktör belirlemektedir. Dolayısıyla cinsel yaşantı, insanın sadece biyolojik boyutuyla ilgili değil tüm boyutlarıyla ilgili bir meseledir. Evlilik öncesi cinsel ilişki meselesi de bu çok boyutluluk hesaba katılarak değerlendirilmelidir.

Pek çok toplum, evlilik öncesi (daha geniş anlamda evlilik dışı) cinsel ilişkiye prim vermemektedir. Hatta bazı toplumlarda bunun karşılığı ölüm olabilmektedir. Günümüz Türkiye’sinde de evlilik öncesi cinsel ilişki (ya da bekaretin bozulması) büyük oranda anormal karşılanmaktadır. Bu noktada namus, ahlak, edep gibi kavramlar çok önemli rol oynamaktadır. Dolayısıyla toplum, evlilik öncesi cinsel ilişkiye (hatta evlilik dışı ilişkiye) onay vermemektedir.

Toplum gibi, dinler de büyük oranda evlilik dışı cinsel ilişkiyi yasaklamıştır. Hatta bazı uygulamalarda evlilik dışı cinsel ilişkinin karşılığı ölüm olmaktadır. Dini yaklaşım evlilik dışı cinsel ilişkiyi “büyük günah” ve “haram” gibi kavramlarla karşılamaktadır.

Bazı insanlar, bekâreti (ya da bakirliği) kutsal bir simge olarak kabul etmektedir. Onlar açısından bekâret ya da bakirlik ancak evlenilen kişiye verilecek bir “hediye”dir. Kişisel olarak karşılaştığım danışmanlık öykülerinde, dini ya da toplumsal kuralların etkisinden ziyade, meseleye kişisel olarak böyle baktıklarını ifade eden insanlarla karşılaştım.

 

Evlilik öncesi ilişki yaşanmalı mı?

Bazı insanlar için evlilik öncesi cinsel ilişki bir “güven” meselesidir. Evet, bir ilişki yaşamak istemektedir. Ama olası bir hamilelik durumunda ne olacaktır?
Toplumumuzda genel bir kanı olarak, erkeğin evlilik öncesi ilişki yaşaması görece normal karşılanırken, kadının böyle bir yaşantısı normal karşılanmamaktadır. (Bu ifadeler, genel bakış açısına dairdir; yoksa tabii ki evlilik öncesi ilişkiyi her iki cinsiyet açısından da normal ya da anormal karşılayanlar vardır.)

Dediğim gibi, evlilik öncesi cinsel ilişki çok boyutlu ve sübjektif bir meseledir. Bu yazının amacı meseleyi her boyutuyla ele almak değil, meseleye dikkat çekmektir.

 

Evlilik öncesi cinsel ilişki neden yaşanıyor?

Bu sorunun en genel cevabı tabii ki, “İlişkinin tarafları bu yaşantıyı yaşamak istedikleri için.” olacaktır. Ancak çok daha spesifik durumlar da vardır ve benim açımdan dikkat çekici olanlar onlardır. Mesela, bazı insanlar karşı tarafı ilişkinin devamına mecbur bırakmak için cinsel ilişki yaşıyorlar. Buradaki temel düşünce yapısı, “Hayatındaki ilk erkek benim, dolayısıyla benden vazgeçemez.”, “Bekaretimi ona verdim, o da bunun karşılığı olarak benimle evlenir (ya da evlenmelidir).” Bu tür yaklaşımların uzun vadede taraflara ciddi zorluklar yaşattığına şahit olduğumu söyleyebilirim.

Tabii ki, cinsel ilişki yaşının çok erken ve evlilik dışı yaşanmasının kültürel, toplumsal ve psikolojik pek çok boyutu olduğunu ifade etmeliyiz.

 

Evlilik öncesi cinsel ilişki yaşanmalı mıdır?

Bana göre hiçbir psikolojik yardım uzmanı, “Evlilik öncesi cinsel ilişki yaşanmalı mıdır?” sorusuna “Evet” ya da “Hayır” diye bir cevap vermemelidir. Psikolojik danışman, psikolog, psikiyatrist gibi psikolojik yardım uzmanları doğal olarak kişisel bir yaşam tarzına sahip olsalar da, insan hayatı açısından kural koyucu olamazlar. Karşılaştıkları meselelere uzmanlık alanları doğrultusunda yaklaşabilirler ancak. Benim de yapmaya çalışacağım, psikolojik danışmanlık açısından meseleye yaklaşmak olacak.

Her şeyden evvel şunu söyleyebilirim ki, kişi “Evlilik öncesi cinsel ilişki yaşamalı mıyım?” sorusunu soruyorsa, zımnen bunun olmaması gerektiğine dair bir düşüncesini dile getiriyor gibidir. Çünkü böylesi bir meselesi olmayan insanlar, kendilerince uygun durumda (kişi, zaman, mekân, yöntem vb. açısından uygunluk) zaten istediklerini yaşıyorlardır. Dolayısıyla bana göre, “Evlilik öncesi cinsel ilişki yaşamalı mıyım?” sorusu, psikolojide “yaklaşma – kaçınma çatışması” dediğimiz bir çatışmanın göstergesidir. Yani, kişinin bir yanıyla bir şeyi isterken başka bir yanıyla o şeyi (ya da sonuçlarını) istememesi durumu. Konumuz açısından yaklaşma – kaçınma çatışmasında, istenilen şey bazen cinsel yaşantının kendisi bazen de ilişkinin devam etmesi olurken, kaçınılan şey ise cinsel ilişki yaşantısının sonuçlarıdır.

Evlilik öncesi cinsel ilişki yaşanırsa ne olur?

Şayet evlilik öncesi cinsel yaşantı her iki taraf açısından da normal karşılanıyorsa psikolojik açıdan pek bir sorun olmaz. Ancak, taraflardan biri ya da her ikisi yaşanılana içten içe onay vermiyorsa aşağıdakilere benzer durumlar söz konusu olabilir:

Suçluluk duygusu ve vicdan azabı : İnsanlar, en genel anlamda, eylemlerinin yanlış olduğunu düşünürlerse kendilerini suçlu hissederler. Bu yazı bağlamında insanlar, yaşadıklarından dolayı kendilerini, kendilerine karşı, ailelerine karşı, topluma karşı, karşısındakine karşı ve Allah’a karşı suçlu ( ya da günahkar) hissedebiliyorlar. Bu suçluluk bazen yıllar süren (belki bir ömür) bir vicdani yükü beraberinde getiriyor bazen de “Nasıl olsa olan oldu. Bundan sonra olanın ne önemi var ki?” yaklaşımıyla, daha da suçlu hissedecekleri bir yaşantı ağına kendilerini bırakabiliyorlar.

Kendini cezalandırma: Suçluluk şayet sağlıklı ya da gerçekçi düzeyde yaşanmazsa insan hayatında çok tahrip edici sonuçlar doğurabilir. Evlilik öncesi cinsel ilişki yaşadığı için suçluluk duygusu yaşayanlar kendilerini ilginç yöntemlerle cezalandırabiliyor. Mesela, “Yaşadıklarımdan dolayı ben iyi bir ilişkiyi kah etmiyorum.” Tarzı bir düşünceyle hayatını berbat edebilecek insanları hayatların alabiliyorlar.

Hayal kırıklığı: Bazı insanlar, “Evleneceğim kişi hayatımdaki ilk kişi olmalı, ben de onun hayatındaki ilk kişi olmalıyım.” şeklinde bir inanca sahip olmalarına rağmen evlilik öncesi ilişki yaşayabiliyorlar. Bu durumda da ilişkilerine dair beklentilerinin gerçekleşmemesi onları çok ciddi bir hayal kırıklığına uğratabiliyor.

Öfke: Bazıları, yaşanılanlardan dolayı karşı tarafı suçlu buluyor ve ona karşı öfke hissediyor. Şayet taraflar ilişkilerini devam ettiriyorsa bu öfke ilişkinin geneline olumsuz bir renk verebiliyor.
Kirlenmişlik duygusu: Bazı insanlar yaşadıklarından dolayı kendilerini, pis ya da kirlenmiş olarak algılayabiliyorlar. Bu pis ve kirlenmişlik benlik odaklı olduğu için kişiyi depresyona götüren bir süreci başlatabiliyor.

Ümitsizlik: Yukarıda sayılanlara paralel kişide bir umutsuzluk hali ortaya çıkabiliyor. “Bu kadar büyük bir hatayı yaptıktan (ya da günahı işledikten) sonra yaşamamın ne anlamı var?” gibi depresif bir düşünceyle kişi intiharı bile düşünebiliyor.

Sonuç olarak şunu söyleyebilirim ki, evlilik öncesi cinsel ilişki kültürel, ahlaki, dini ve psikolojik boyutları olan ama son derece kişisel bir yaşantıdır. Dolayısıyla, bu yaşantının doğru, yanlış ya da nötr bir yaşantı mı olduğunu “kim” olduğunuz belirleyecektir. Ben bu yazıda sadece evlilik dışı cinsel ilişki yaşamayla ilgili çekinceleri olanlara, psikolojik danışmanlık çerçevemden bir bakış açısı sunmaya çalıştım.

Yorum, eleştiri ve düşüncelerinizle yazıya katkıda bulunmanız beni memnun edecektir. Muhabbetle.

*

Psikolojik Danışman Yusuf BAYALAN

 

www.yusufbayalan.com

LEAVE A REPLY

Lütfen yorumunuzu giriniz
Lütfen adınızı yazınız