Aslan, kurt ve tilki arkadaş olup avlanmaya çıkarlar. Günün sonunda, bir geyik, bir keçi ve bir de tavşan avlarlar. Aslan, kurda dönerek; “Hadi bakalım! Şu hayvanları paylaştır da karnımızı doyuralım.”
Kurt ezile büzüle; “Ey büyük sultanım! Şu geyiği siz buyurun, keçiyle ben idare ederim, bu tavşanla da tilki idare eder.” Aslan kurda tamam mı, bitti mi? der. Kurt evet deyince, aslan kızarak pençesini öyle bir vurur ki, kurt param parça olur.
Sonra aslan tilkiye, “Bir de sen paylaştır, ben kurdun paylaştırmasını sevmedim.” der. Tilki titreyerek bir kurda bakar, bir yiyeceklere bakar ve der ki; “Efendim, siz çok yoruldunuz ilk önce sabah kahvaltısı olarak geyiği yiyin. İstirahat ettikten sonra da öğlen yemeğinde keçiyi yersiniz. Akşama doğru da tavşanı yersiniz.”
Aslan bu paylaştırmadan çok hoşlanır ve tilkiye, “Bu kadar adil bir paylaştırmayı nereden öğrendin?” diye sorar.
Tilki de; “Haşmetli Sultanım! Şu haddini bilmez, akılsız kurttan öğrendim.”