Yaşlı bir nineye etrafındaki insanlar; “Size hayranız! Bunca yıl eşinizle çok güzel geçindiniz, hiçbir probleminiz yok gibi. Bu güzel ve mutlu bir hayat yaşamanın formülü var mı?” diye sorarlar.
Yaşlı nine, derin bir aaah! çektikten sonra; “Size kısaca anlatmaya çalışayım bunun sırrını.” der. Ve anlatmaya başlar:
“Genç bir kız iken dedeniz olacak bu adamla evlendim. O zamanlar teknoloji bu kadar ileri olmadığından dolayı gelinler ata binerek giderlerdi koca evine. Ben bir ata, eşimde bir ata bindi, az da bir çeyizim vardı, onu da aldık, düştük yola kocam önde ben arkada. Biraz sonra benim bindiğim atın ayağı takıldı ve tökezledi. Kocam olacak adam arkasına döndü ve benim atıma ‘BU BİR’ dedi. Biraz daha ilerledik ve benim atımın ayağı tekrar takılıp tökezlediği zaman kocam atıma ‘BU İKİ’ dedi. Az sonra atın ayağı bir daha tökezleyince kocam arkasını döndü ve atıma ‘BU ÜÇ’ dedikten sonra tabancasını çıkardı ve atımı vurdu. At ölmüştü. Çok üzülmüştüm. Kocama kızarak; ‘Suçu, günahı olmayan atı neden vurdun?’ dedim.
Kocam arkasını döndü ve bana ‘BU BİR’ dedi. İşte o günden sonra kocamın ‘Bir dediğini iki etmedim.’ Anladınız mı şimdi mutlu ve güzel bir hayat yaşamanın formülünü?”