Mehmet Sılay: Topçu, bize abdestli dolaşma alışkanlığını kazandırdı
Türkiye Yazarlar Birliği (TYB) İstanbul Şubesi, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) ve İstanbul Erkek Lisesi tarafından düzenlenen “Nurettin Topçu Günleri”nde Abdurrahim Ayar’ın moderatörlüğünde Prof. Dr. Selahattin Turan, Doç. Dr. Fatih Birgül ve Mehmet Sılay, Nurettin Topçu’yu anlattı.
TURAN: TOPÇU, ÖZEL OKULLARI ELEŞTİRİR
Lisenin konferans salonunda gerçekleşen panelde konuşan Prof. Dr. Selahattin Turan, Nurettin Topçu’nun okula verdiği önemden bahsetti. Devlet okullarının başarılı olması gerektiğini ifade eden Turan, “Devlet okullarının zayıflaması Türkiye’nin zayıflamasıdır. Topçu, özel okulları eleştirir. Özel okulları, Anadolu’nun bağrına saplanmış bir hançer olarak tanımlar. Onun için devlet okulları kaliteli olmalıdır” dedi.
BATICILIĞIN TAKLİTÇİLİĞİNE SIĞINMA SEVDAMIZ BİZİ YIKMIŞTIR
Eğitimde istikamet sorunumuz olduğunu kaydeden Turan, Topçu’nun eğitimde felsefe ve istikamet sorununu gündeme getirdiğini belirtti. Turan; “Topçu, her defasında yıkılışımızın sebebinin Batıcılığın taklitçiliğine sığınma sevdamız olduğunu söylemiştir” diye konuştu. Her çocuğun başarılı olabileceğini ve buna inanmamız gerektiğini ifade eden Turan, çocukların sıralanmaması gerektiğini vurguladı.
BİRGÜL: TOPÇU, AYDIN MESELESİNE KAFA YORMUŞTUR
Doç. Dr. Fatih Birgül de yaptığı konuşmada, Nurettin Topçu’nun aydın meselesine kafa yorduğunu söyledi. Birgül; “Topçu, bu milletin asıl probleminin halk değil, aydın olduğunu tespit etmiştir. Sorun aydın, münevver dediğimiz insanlar zümresindedir” şeklinde konuştu.
Topçu’nun insanı insan yapan değerler açısından insanları iki gruba ayırdığını kaydeden Birgül; “Birincisi yaşayan çoğunluk… Bunlar hazır sigara içenler gibi başkalarınca yapılmış, hazırlanmış fikirleri, yargıları alırlar, kullanırlar.
Onları aslında örfleri ve alışkanlıkları idare etmektedir. İkinci grup ise çok sayda az olan gruptur. Düşünenler. Bunlar yaşamamın anlamını sorarlar. Her şeyden önce niye burada olduklarını sorarlar, burada ne yapacaklarından önce burada niçin bulunduklarını öğrenmeyi isterler. Dolayısıyla yaşayan büyük çoğunluğun sorgulamaksızın aldığı fikirleri bunlar sorgular. Topçu’ya göre aydın, münevver ikinci kısımdan, bunların arasından yetişir. Sorgulamaya imkan veren bir ortam olduğunda bu insanların sayısı ve keyfiyeti artacaktır” dedi.
“Topçu düşünen insandır” diyen Birgül sözlerinin devamında şunları söyledi: “Bugün aydın dediğimizde ilk akla gelen diplomadır. Yabancı dil bilen, tahsil gören insandır. Biraz da edebiyat şiirden anlayacak, pek çok şey bilecektir. Büyük bir özenle bir aydının birçok şey öğrenmiş olması onun aydın olması sebebiyle değildir. Bunları yaparak aydın olması değildir. Birçok şeyi biliyor olmasının nedeni düşünüyor, sorguluyor olmasıdır. Onun diploma alması yarın belli makamlara gelmesi için değil öğrenme çabasının arkasında onun düşünüyor olmasıdır. İşte Topçu, burayı kullanıyor. Düşünen, sorgulayan derken ‘isyan’ diyor. İsyan derken yakıp yıkmak veya başkalarına zarar vermeyi değil, düşünmeyi kastediyor. Aydın vicdan sahibidir. Belirli ahlaki ilkeleri vardır ve olmak zorundadır. Aydın yalan söylemez. Bildiğini saklamaz. Fakat kendi pozisyonu uğruna mücadeleye de girişmez. Hakiki aydın ‘o bilmez ben bilirim’ tutumu içerisinde de olmaz. Topçu, hakiki aydını iki nehrin kavuştuğu yer olarak konumlandırıyor.”
SILAY: TOPÇU, BİZE ABDESTLİ DOLAŞMA ALIŞKANLIĞINI KAZANDIRDI
Mehmet Sılay ise yaptığı konuşmada, Topçu’nun mutluluğu, saadeti bir yerlerde aramak gerektiğini düşünerek İstanbul’u bir arkadaşıyla gezdiğini ve her karşılaştığı camide iki rekat namaz kıldığını söyledi.
Nurettin Topçu’nun okumayı tavsiye ettiğini kaydeden Sılay, “Topçu, Türk klasikleri ve Rus klasiklerini tavsiye ederdi. Yazarak usta olunacağını söylerdi. İnce Mehmet’in hiçbir edebi tahlili olmadığını ama Kemal Tahir’in bu ülkeye lazım olduğunu söylerdi” diye konuştu.
Nurettin Topçu’nun elini öptürmediğini ve hürmet de beklemediğini ifade eden Sılay; “Nurettin Topçu ile gezilere gittiğimizde camiye gider namazını kılıp gelirdi. Bakardık ki hoca camiden namazını kılıp gelmiş, biz de arkasından gider namazı kılardık. Bize abdestli dolaşma alışkanlığını kazandırdı” şeklinde konuştu.
