Alişan HAYIRLI
Kısa adı BİLSAM olan (Bilgi Yolu Eğitim, Kültür ve Sosyal Araştırmalar Merkezi)’nin yeni binasını bugün ziyaret ettim. 2005 yılında kurulan ve 2010 yılından itibaren tarihi İstanbulluoğlu Konağı’nda hizmet veren BİLSAM’ın, konağın hemen yanıbaşına inşa edilen yeni ek hizmet binasını görmek istedim. Maalesef Malatya’da fazla bulunamadığım ve gezilerden elime fırsat geçmediği için geçen hafta yapılan sezonun ilk konferansına katılamamıştım.
Yönetim Kurulu Başkanı Zekeriya Tav hocamızı, eski başkan İbrahim Hocamızı ve Genel Koordinatör Murat Aşan kardeşimi ziyaret edip binayı gezmek istedim. Fakat kısmet değilmiş iki hocamızı da göremedim. Murat Aşan kardeşimiz de sağ olsun beni yalnız bırakmamak için erkenden binaya geldi. Murat’la birlikte yeni binayı gezdik.
Tek kelimeyle muhteşem…
En alt kat 200 kişilik konferans salonuna ayrılmış, küçük ama sıcak bir ortamı…
Giriş kat oturma, okuma, kafe birimlerinden oluşuyor, ferah ve aydınlık bir ortam…
Bir üst kat, seminer odalarından oluşuyor. Konularına göre aynı anda 5-6 odada seminer, kurs ve ders verilebilecek. Terasın altındaki kat ise araştırma merkezi olarak düzenlenmiş. En üstte ise teras var. Sanırım orası da ileride farklı bir faaliyete ayrılacak.
Henüz katlar tamamen faaliyete geçmemiş, bazı mefruşat ve mobilya eksiklikleri var. Birkaç aya kadar tam teşekküllü faaliyete geçecek ve ileride geniş katılımlı bir açılış töreni düzenlenecek.
Fakat eksikliklerine rağmen kısmen faaliyete açılmış ve sezonun konferanslarını yeni binada yapmaya hazır hale getirmişler. Nitekim Kültür Kuşağı’nın İlk Konferansı yoğun bir katılımla gerçekleşti. 11 hafta sürecek olan konferanslar dizisinin ilk konuğu “Evrensel İslam Ahlakına Doğru” konusuyla Prof. Dr. Hasan AYIK olmuştu.
Üniversite hocaları, öğrenciler ve gençler için bulunmaz bir ortam… Nitelik olarak zaten Türkiye’nin belli başlı, en önemli sivil toplum kuruluşuydu BİLSAM… Bir taşra kuruluşu olmasına rağmen İstanbul’daymış gibi, profesyonelce faaliyetler yapıyordu. Bir önceki başkan Prof. Dr. İbrahim Gezer Hocamız ve ekibinin büyük gayret ve çilelerle kurdukları, yaşattıkları ve büyüttükleri BİLSAM fidanı şimdi kocaman bir ağaç olmuş… Malatya’nın yüz akı, onur ve şeref madalyamız… İnsan hem binayı gezince hem de bu binada yapılan faaliyetleri görünce, “İşte STK dediğin böyle olur” demek zorunda kalıyor.
BİLSAM’da bu yılın başında görev değişimi yaşanmış ve Gezer Hocamız bayrağı Zekeriya Tav hocamıza devretmişti. Zekeriya Hocamız şimdi bayrağı daha yükseğe taşımak için kolları sıvamış… İbrahim Gezer hocamızın başlattığı büyük işleri devam ettiriyor. Bunlardan biri de Geleneksel Kültür Kuşağı Konferanslar Dizisinin altıncısı BİLSAM Eğitim ve Araştırma merkezindeki konferans salonunda yoğun bir katılımla gerçekleşti.
Bu tür organizasyonları yapmak kolay bir hadise değil… Bu kadar yazarı, akademisyeni belli bir program dahilinde Malatya’ya getirmek her babayiğidin harcı değil… Ancak bunu BİLSAM başarabilir. Buna ne Belediye’deki Ahmet Çakır’ın gücü yeter ne de başka bir kurumun… Artık Malatyalılar, İstanbul’daki en güçlü sivil toplum kuruluşlarıyla başa baş güreşecek çapta güçlü bir STK’ya kavuştu. Binasıyla, nitelikli faaliyetleriyle, ciddi yayınları, toplantıları ve eğitime yaptıkları büyük katkılarıyla BİLSAM artık kendi kendisiyle yarışıyor. Ve en önemlisi bunu bir taşra şehrinde başarıyor.
İbrahim Gezer, Zekeriya Tav gibi hocalarımızdan, Murat Aşan gibi gençlerimizden Allah razı olsun. BİLSAM’a emeği geçen isimsiz kahramanlara da buradan büyük bir teşekkür borcumuz var. Dayanamayıp Zekeriya Hocamızı aradım, “Allah gücünüze güç katsın. Rabbim hayırlı hizmetlerinize bereket katsın. Ellerinize, yüreğinize, ayaklarınıza sağlık olsun. Rabbim sizleri başımızdan eksik etmesin” diye dua ettim.
Vallahi hak ediyorlar. Elleri öpülesi hocalarımız ve görevlilerimize şükran borçluyuz. Çocuklarımız ve gençlerimiz artık BİLSAM güneşinin altında ısınmakta, onun aydınlığından istifade etmektedir.
BİLSAM bir inadın, ısrarın, istikrarın, sabrın, cefanın, fedakârlığın, ciddiyetin, emeğin, inancın eseridir. Malatyalılar BİLSAM’la ne kadar kıvanç duysalar azdır.
*******************
Not: Binayı gezerken boş kürsü, mikrofon ve salon görünce dayanamayıp konferans vermeye başladım. Başka zaman elimize geçmez, fırsat bu fırsat deyip başladım nutuk atmaya! Böylece boş koltuklara seslenen ilk hatip olarak tarihe geçtim!
*
Alişan Hayırlı