Aytekin Mehmet Arslan ile son kitabı hakkında konuştuk. Beğeneceğinizi düşündüğümüz bu söyleşiyi sizlere sunuyoruz:
Işığın yankısı ne demektir?
Işık görünen, yankı ise duyulan nitelikte kavramlardır. Normal bakan bir göz, ışığın yankısını duyamaz. Işığa gözünüzle bakmanızı size hayat emreder. Ama sizin kendi özünüzden aldığınız ilham, baktığınız ışığın size bir şeyler anlatabilmesini de sağlar. Işığı görür, bunun sizde uyandırdığı duygu ile aslında bir şeyler duyarsınız. Ve ışığın sizden yansıması ile ortaya çıkan bu ses, özünde bir yankıdan başka bir şey de değildir. İşte öncesinde yeterince görebilenlerin ancak duyabileceği şey, ışığın yankısıdır. Bu kitap hayat içerisinde görülebilen pek çok duygu ve düşüncenin insandan yansıyıp, insanın duyabileceği bir şekle büründüğü halleri anlattığı için bu ismi almıştır.
Bu kitabı yazarken ne gibi bir amacı gerçekleştirmeyi hedeflediniz?
Ben bu kitabı yazarken aslında hayata aynen az önce bahsettiğim şekilde başka bir açıdan bakabilme ideali içerisindeydim. Aslında hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığının içsel sorgulanması yapmaya çalıştım. Bize sunulan bir hayatın, özünde bize dayatılmış olan gerçekler olduğunun farkına varılmasını hedefledim. Hayata daha farklı açılardan da bakabilme noktasında yeni yollar çizmeye çalıştım. Bu amaçta daha dürüst, akıllı ve hassas bir birey var edebilmenin hayalini kurdum.
Kitaplarınızın sıradan eserlere göre daha ağır bir üslupla kaleme alındığını iddia ediyorlar. Bu konuda ne düşünüyorsunuz.
Ben hayata sıradan bir insan bakış açısı ile yaklaşmıyorum. Bu benim sıradan bir yazar olmadığımın da bir göstergesidir bence. Ben insanları bir takım duygu ve düşüncelere tam manası ile doyurmak niyeti ile yazıyorum. Ve az konuşup çok şeyler anlatmak gibi bir de ideal içerisindeyim. Ve yazdığım şeylerin ağır nitelikte olduğunu da asla düşünmüyorum. Siz eğer ki bir eseri hızlıca okuyup ve sonrasında kısa sürede onun içeriğini unutmak istiyorsanız, benim kitaplarımı zaten alıp okumamalısınız. Eğer derdiniz ne kadar fazla sayıda kitap okuduğunuzla övünmek ise, zaten benim yazma idealime uygun düşmemektesiniz.
Sizin kişisel olarak yazma idealiniz nedir?
Benim yazma idealim, insanları daha önce hiçbir zaman yeterince kabul edemedikleri bir takım gerçeklerle yüz yüze getirebilmektir. Aslında bu gerçekler onların kendi içlerinde zaten var olan niteliklerdir. Ve ne tuhaftır ki, bunların hepsi de kişinin kendisine bağlı olarak değişen niteliklerdedir. Böylece kişi kendisini olması gerektiği kadar ve şimdiki halinden elbette ki daha fazla bir şekilde bilecektir. Bir insan kendisini eskisine kıyasla daha fazla bildiği noktada, fark ettiği hayatın genişlemekte olduğunu görür. Ve o andan sonra hayatla kendi arasındaki bağlantıların sayısı artar. Ve bu durum onu yaşamaya dair daha fazla sebebe sahip kılar. Hayata bağlanmak, onun içerisinde daha etkin ve dolayısıyla da kaliteli bir insan olma ideali içerisine girmek demektir. Benim yazma amacım genel olarak böyle bireyler var edebilmektir. Yani ben isterim ki yazdıklarımı okuyan her insan eski haline kıyasla daha gelişmiş; yani daha iyi, dürüst, çalışkan, kendine ve etrafındaki herkese faydalı, bilinçli bir birey olsun.
Pe ki sizce bu kitabı okuyan her insan böyle niteliklere kavuşabilir mi?
Böyle bir vaatte bulunmak elbette ki oldukça iddialı bir duruş olur. Bence insanın böyle niteliklere sahip olabilmesi için, okumayı ve düşünmeyi bütün hayatına yayılabilen bir uğraş haline getirmesi gerekir. Bana göre uygar insan okumayı ve sonrasında da düşünmeyi, tıpkı yemek içmek gibi, hayatının vazgeçilmez bir parçasına dönüştürmelidir. Öyle ki bir insan o kadar çok okumalıdır ki, kendi içerisinde deriliği olan düşüncelere önem veren bir ruh haline bürünebilmelidir. Ve işte tam bu andan sonra hep düşünen, düşündüğü kavramlar hakkında fikir sahibi olabilen, hayata karşı gerekli ve olası tepkilerinde hayatı hep daha düzgün ve kaliteli hale dönüştürme çabasında olan bir insan olmalıdır. Ve aslında bu hal, tek bir kitapla olacak iş değildir. Ama bu kitap her okur için, gerçekten kaliteli bir insana dönüşme yolunda, hoş bir başlangıç olabilir.
Bize zaman ayırdığınız ve sorularımızı yanıtladığınız için çok teşekkür ederiz.
Ben teşekkür ederim. Onur duydum efendim.
*
Lilay Koradan
lilaykoradan@gmail.com
