Tüberküloz, ülkemizdeki adıyla verem, havayolu ile bulaşan ve öldürebilen bir hastalıktır. Çok az maliyetle tedavi edilebildiği halde neden önlenemiyor?
Dünya’da tüberküloz hala devasa boyutlarda bir sorundur.
Her dakika dünyada 3 kişi tüberkülozdan ölmektedir.
Bununla birlikte tüberkülozla savaş yeterli bütçeyi büyük ölçüde bulamamaktadır. Bu kabul edilemez bir durumdur.
DÜNYA’DA DURUM
Dünyada 2011 yılında tahmin edilen tüberkülozlu hasta sayısı 8,7 milyondur. Bu hastalardan 1,4 milyonu ölmüştür. Ölen 1,4 milyon hastanın 430.000’i aynı zamanda AİDS hastasıdır. Bu kadar çok hastanın ölme nedeni, birkaç milyon verem hastasına tanı konulmamış ve tedavi verilmemiş olmasıdır. 2011 yılında toplam 5,8 milyon hastaya tanı konulmuş ve tedavi verilmiştir.
Tedavi verilmesine karşın ölümler de olmaktadır. Bu verem ölümlerinin nedeni, ya AİDS’tir, ya diğer hastalıklardır, ya da ilaç direncidir. İlaç direnci verem tedavisinin en önemli sorununu oluşturmaktadır. Tüberküloz tedavisinde kullanılan en önemli iki ilaca direncin olması olarak tanımlanan “çok ilaca dirençli tüberküloz (ÇİD-TB)” tedavi açısından tehlikeli bir durumdur. Dünyada yılda 440.000 çok ilaca dirençli tüberküloz ortaya çıktığı halde, ne yazık ki sadece bunların 60.000’i uygun tedaviyi alabilmektedir.
Küresel olarak, son yıllarda tanı konulan hastalarda tedavi başarılıdır. 2010 yılında yeni tanı konulan hastalarda tedavi başarısı %85; mikroskopla tanı konulan akciğer tüberkülozlu hastalarda tedavi başarısı %87’dir.
Milenyum Gelişme Hedefleri açısından dünyada durum başarılıdır. 1990 yılına göre TB mortalitesi (ölümleri) %41 azalmıştır. Nüfusa göre hastalık oranları düşmektedir; yeni saptanan hasta sayısında 2010 yılına göre 2011’de %2,2 düşüş olmuştur. Bu başarılar önemlidir, fakat hala verem hastalığı ve ölümleri dünya genelinde devasa boyuttadır.
Son 10 yılda yeni tanı yöntemleri, yeni ilaçlar ve yeni aşılar ile ilgili ciddi çalışmalar yürütülmektedir. Yeni, hızlı moleküler tanı yöntemleri kullanıma girmiştir. Yeni ilaçlar geliştirilmektedir. Tüberkülozda etkili bir aşının geliştirilmesinin 2020 yılını bulacağı tahmin edilmektedir.
DÜNYADA VEREMİN BÜTÇESİ
Dünyada ilaç direnci olmayan bir verem hastasının tedavi ilaçlarının maliyeti 50-90TL arasındadır. Çok ilaca dirençli bir hastanın tedavi ilaçlarının maliyeti ise 2.000 ila 7.000 TL arasındadır. Var olan bütçeler az sayıda ülkede yeterli olmakla birlikte, TB hastalarının çoğunluğunun olduğu ülkelerde yetersizdir. Tüberküloz hasta tanı ve tedavisi yanında araştırma ve geliştirme için yaklaşık yıllık 18 milyar TL bir bütçe gereklidir. Uluslararası kuruluşlar ihtiyaç duyulan bütçenin sadece %6’sını (0,9 milyar TL) sağlamaktadır. Dünya genelinde TB hasta tanı ve tedavisi için yıllık 5,4 milyar TL daha gereklidir. Araştırma ve geliştirme için 2,5 milyar TL’ye ihtiyaç vardır.
Bu bütçe rakamları ve açıkları göstermektedir ki, dünya genelinde, verem hastalığında ölümler devam edecektir. Dünya Sağlık Örgütü raporunda bu durum için “rezalet” kelimesi kullanılmaktadır.
TÜRKİYE’DE DURUM (2011 YILI)
Türkiye’de 2011 yılında 15.679 tüberküloz hastası verem savaşı dispanseri kayıtlarında yer almıştır. 2009 yılında 17.388; 2010 yılında 16.551 ve 2011 yılında 15.679 kayıtlı hasta vardır. DSÖ ülkelerdeki tüberkülozlu hasta sayısını tahmin ederken teknik bir terim olan “olgu bulma oranı”nı kullanmaktadır ve Türkiye için bu oran %85 olarak hesaplanmıştır. Başka bir ifadeyle DSÖ, 2011 yılında Türkiye’de var olan hastaların %15’inin kayıtlarda yer almadığını tahmin etmektedir.
Akciğer tüberkülozlu hastaların %56’sının balgamında mikroskopla mikrop görülerek tanı konulmuştur.
Tüberküloz hastalarının %8’i daha önce tedavi görmüş hastalardır. Bu oran yıllar içinde düşmektedir.
Daha önce hiç tedavi görmemiş mikroskopi pozitif hastalardaki tedavi başarısı yüksektir; kayıtlı hastalarda 2008 yılında %92, 2009 yılında %91 ve 2010 yılında %92 tedavi başarısı vardır.
Daha önce tedavi görmüş hastalarda tedavi başarısı yeni hastalara göre daha düşüktür; 2008 yılında %74, 2009 yılında %73 ve 2010 yılında %68’dir. Bu grup hastada tedavi başarısının düşük oluşu, bu hastaların tedaviyi terk etmeleri (%7-9 oranında) ve tedavi sonuçlarının bilinememesi (%10-17 oranında) nedeniyledir. Yeni hastalarda tedaviyi terk %2-3 iken, tedavi görmüş hastalarda tedaviyi terk oranı çok daha yüksektir.
Daha önce tedavi görmüş hastalarda ilaç direnci oranlarının çok yüksek olduğu dikkate alınırsa, tedavi başarısının düşüklüğü ve tedaviyi terk etme oranının nispeten yüksekliği önemlidir. İyileşmeyen hastalar toplumda mikrop bulaştırmayı sürdürürler. Bu hastalara mutlaka sosyal, ekonomik destek sağlanmalı ve halk sağlığının gerektirdiği bütün tedbirler alınmalıdır.
Türk Toraks Derneği, ülkemizin önemli bir halk sağlığı sorunu olan verem savaşını yakından izlemektedir. Bugün ülkemizde sürdürülen verem savaşı genel olarak başarılıdır. Bununla birlikte halen olgu bulma oranı, bakteriyolojik tanı, başarılı tedavinin göstergesi olan kür oranındaki düşüklük ve tedaviyi terk eden hastaların oranı var olan eksiklik ya da sorunları gösterdiği için dikkatlerden kaçmamalıdır. Doğrudan gözetimli tedavinin gerçek anlamıyla ve kalitesinin kontrol edilerek uygulanmasından ödün verilmemelidir. Verem savaşının sağlıkta dönüşüm koşullarında sürdürülmesi ve daha başarılı çalışmalar yapılmasını arzu ediyoruz.
Türk Toraks Derneği
Tüberküloz Çalışma Grubu
(Not: Aşağıdaki resimler haberde kullanılabilir.)
Şekil 1. Dünya Sağlık Örgütü’nün 2012 Küresel Tüberküloz Raporu’nun kapağı.
Şekil 2. Verem hastalığını yapan Mycobacterium tuberculosis mikrobu (tarayıcı elektron mikroskopta).
Şekil 3. Tüberkülozlu bir hasta.
Şekil 4. Sudan’lı bir tüberküloz hastası. Fotoğraf: Reuters