İSTANBUL’UN DİKİLİTAŞLARI ve SÜTUNLARI

0
925

Arcadius Sütunu
İstanbul’daki sütunlar, dizi dizi efsaneleriyle gizemlerini korumaya devam ediyoruz. Cerrahpaşa’da içi boş, mermer parçalarından yapılmış bir sütun ve tepesinde bir heykel, o da bembeyaz mermerden. Yılda bir kez heykel ses verir, kuşlar etrafına dönmeye başlarıar, çılgıncasına ve bir kısmı yere düşer bitik. Halk onları toplar kendine bir ziyafet çeker. Bizde Avrat Taşı olarak bilinen Arcadiius sütünüdür bu, kala kala bir kaidesi kalmıştır. Cerrahpaşa’da bir de tepesinden kopan bir parça vardır.

Sütun 403 yılında İmparator Yüce Theodorius’ur anısına dikiliyor İmparator Arcadius tarafından; 421’de 2. Theodosius tepesine babası Arcadius’un kuşları cezbeden heykelini yerleştiriyor; 542’de sütuna düşen bir şimşek heykelin bir elini kırıyor; 740’ta ise heykel kendilinden devriliyor ve 1719′ sütun yıkılıyor.

Marcianus Sütunu
Fatih’te Avrat Taşı’na karşın bir Kız Taşı veya Marcianus sütunu… Bunun tepesinde de, Bizans döneminde bir heykel duruyordu; İmparator Marcianus’un oturmuş haliyle bir heykeli. Efsanelere göre sorun yaratan bir imparator heykeliydi bu, çünkü yakınlarından geçen kızların bakire olup olmadıklarını açık açık duyurmak gibi kötü bir huya sahipmiş,

Ayrıca Sığırcık kuşlarının çevresinde toplandığı ve uzak diyarlardan getirdikleri zeytin dalları ve zeytinleri bıraktıkları bir sutundan da bahsedilir. Yeri kesin olarak belli değildir. Bu zeytinleri yiyen rahiplerin açlıklarını giderdikleri artanla da kendilerine zeytin yağı yaptıkları bahsedilmektedir.

Yılanlı Sütun
Tyanalı Apollonius da M.5. 1. yüzyılda İstanbul’da, Yılanlı sütununkine
benzeyen bir işlev gören bir heykel dikilmişti. Bu heykel kenti sineklere karşı koruyordu. Heykel dikildikten çok kısa bir süre sonra sineklerin öldüğü ya da ortadan kaybolduğu görülmüştür. Bu enerji alanının halen etkisini sürdürdüğü söylenmektedir.

Altı Mermer
Yine Altı Mermer olarak adlandırılan mermerlerin birinde üzerindeki leylek resminden dolayı oluşan titreşimlerden, kentin içine leylek giremez, giren olursa da kısa süre sonra ölür. Bu günde devam eden bu enerji alanı leyleklerin sadece Eyüp ve Üsküdar semtlerine yuva yapmalarına neden olur.

Altı mermerlerin bir diğerinde bulunan horoz tasfiride diğer horozların zamanında ötmesini sağlamaktır. Bu horoz heykelinin yaydığı enerji diğer horozları göreve davet eder ve İstanbul’daki horozlarda öteki horozlardan daha erken öterler.
Başka bir Altı mermerde bir kurt tasviri bulunur bu mermerdeki enerjetik alanda koyun sürülerini kurtların kötülüğünden korur, çobansız otlamalarını sağlarmış.

Diğer bir altı mermerde birbirleriyle kucaklaşmış bir genç erkekle kadını tasvir eden tunçtan bir heykel durur kavgalı karı koca gelip bu direğe sarıldıklarında hemen barışırlarmış Sultan Beyazıt Hamamının altındaki dört köşeli sütunun etki alanıda veba hastalığına karşıymış. Bu sütun ayakta kaldıkça kente veba hastalığı girmemiş. Hamam inşa edilirken bu sütunu yıkmışlar. O anda sultan Beyazıt’ın bir oğlu vebadan ölmüş ve ondan sonrada İstanbul’a veba yayılmış.

At Meydanındaki Yılanlı Sütun
At Meydanında eski Spina’nın üzerindeki sütunlardan biri de Yılanlı sütundur. Konstantin tarafından Delf şehrinden getirilerek İstanbul’ a dikilmiştir.
29 burmanın üzerindeki Üç başlı yılan heykeli 8 metre boyundadır. Birbirlerine sarılmış olan yılanların vücutları 6,5 metre sonra birbirlerinden ayrılırlar. Yılanların başlarının Üzerinde Üç ayaklı altın bir vazo bulunur.
Üç başlı ejderha şeklinde olan bu direğin akrep, çiyan ve yılan gibi hayvanları kentten uzak tutması için dikildiği söylenmektedir. Başının biri, bir yeniçeri tarafından kırıldıktan sonra etkisinin bozulduğu söyleniyor.

Sütunlar enerjetik alan mı yaratıyordu?
Seslerin, sayıların ve şekillerin etkileri bilinmektedir. Pekçok dinsel öğreti ya da gizli cemiyetleri bunlardan yararlanırlar. Yukarıda anlattığımız sütunların da bu enerji sistemlerine göre inşaa edildiği, yarattığı enerjetik alanlardan belli olmaktadır. Gene de bu kadar çok sütunun birarada oluşu meydana getirilen alanın genişliği bizi başka şekilde düşünmeye itmektedir. Yoksa bu titreşimleri yayan sütunlar, halkın rahat etmesinden öte de bir anten görevide mi yapmaktadır? Şehrin içine yayılan enerji yukarılara doğru çıktıkça nasıl bir etki göstermektedir? Atmosfer tabakaları ya da uzayın derinliklerinde ne gibi alışverişlerde bulunulmaktadır?

Elbette İstanbul’daki sütunlar ve heykeller buradaki kadar değildir. Konuyla ilgilenenler diğerleri içinde çeşitli araştırmalar yapabilirler. Biz konumuzla ilgili bulduklarımızı ele aldık. Bunlar sadece günümüze kadar ulaşan ya da bizim tesbit edebildiklerimiz…

LEAVE A REPLY

Lütfen yorumunuzu giriniz
Lütfen adınızı yazınız