Bütün dünyanın önde gelen devlet adamlarının (occult) gizli ilimlere merakı vardı. Kadim bilgileri inceler ve inanırlardı.
Atatürk’ün kendine özgü gizli bir ekibi vardı. Bu ekip dünyanın dört bir tarafına dağılır kadim bilgileri, söylenceleri, yazılı eserleri arattırırdı. Yıllarca Hz. İsa’nın kutsal kadehini arattırdı, kayıp kıta Mu’yu araştırdı. Mu konusunda Amerikalı yazar Albay James Churuchward’ın yazmış olduğu eserini incelemiş Albay’ı Türkiye’ye davet etmiş fakat Albay ilerleyen yaşından ve hastalığından dolayı bu davete icab edememiş, fakat Atatürk; Albay’ın eserini Türkiye’ye getirtip Türkçeye çevirtip bastırmıştı. Sadece bununla da yetinmeyen Atatürk bir çok eseri aynı şekilde bastırmıştır.
Hintliler gizli ilimlerde çok ileri derecedeydi ve ayrıca Türk milletini de çok sevmekteydiler. Atatürk’ün bu ilimle ilgilendiğini bilen Hintliler; Atatürk’e ilginç bir hediye verdiler. Verilen hediye ve Atatürk’le konuşulanlar sır gibi saklandı. Verilen ilginç hediyenin öyküsü şöyledir. Hintliler Atatürk’e sadece dört adet halı verildi.
Bu halılardan biri seccade niteliğindeydi. 1929 yılında Hintli Mihrace adında bir kişi Atatürk’ü Perapalas’daki (Beyoğlu) 101 nolu odasında ziyaret eder. Ne amaçla ziyaret ettiği, Mihrace’nin kim olduğu, ne konuşulduğu, ayrıca Atatürk’e verilen hediyenin içinde büyük bir sır olduğu gizliydi, zamanın alimleri dahi bu sırrı çözememişti. Bu hediyelerden seccade olanı altın sırmalı hint işi bir ipek seccadeydi. Seccadenin üzerindeki desende , bir şamdanın asılı olduğu bir düz kemeri, her iki yanında birer güvercini bulunan beş kubbeli bir diğer kemerin çevrildiği görülüyordu.
Bordür motifi, fillerden oluşuyordu. Desenin ilgi çekici elemanlarındansa her iki kemerin arasındaki,dal kıvrımı ve gül motifleriyle süslü boşlukta yer alan dairenin içinde romen rakamlı bir saat işlemesi bulunuyordu. Saat 09.07’yi gösteriyordu. Mihrace; Atatürk’ün yanından çıkarken dediği sözle herkesi şok etmişti, dikkatli olun büyük Ata, geçmişte Türk Atalarını yok edenler sizin çevrenize de toplanmış ve Atatürk de nedeni nereden kaynaklandığı bilinmeyen siroz hastalığı teşhisiyle sürekli tedaviler sonucu hastalığı hep ilerlemekteydi.
Atatürk’ün çevresindeki doktorlara ve dönemin İttihat ve Terakki Fırkası’nda bulunanların geçmişleri incelenirse ne olduğu anlaşılır. Nitekim tarihte Türk Sultanları, Osmanlı Sultanları büyük devlet adamları uğradıkları suikastlar araştırıldığında hep karşımıza aynı cemiyet çıkmaktadır: Masonlar ve Patriklik.
