Türkiye’nin en iyi kişisel gelişim dergisi Genç Gelişim Dergisi’nin her sayısı birbirinden özel… Genç Gelişim Dergisi’nde her ay çıkan birbirinden güzel yazıları okudukça, gelişerek değiştiğinizi, bugüne kadar sahip olmadığınız farkındalıklara erişerek, daha mutlu, daha başarılı ve daha doyumlu bir hayata doğru adım adım yaklaştığınızı fark edeceksiniz. Genç Gelişim Dergisi tüm seçkin kitabevi ve bayilerde…
Derginin 90. sayısında yer alan bazı konular:
1) Bill Gates diyor ki: Bir öğretmeni nasıl muhteşem yaparsınız?
Master yapan öğretmenlere daha iyi ücret veriliyor. Bu doğru… Ama bunun ‘iyi öğretmen’ olmakla hiçbir ilgisi yok! İyi öğretmenliği cazip hale getirmek için doğru şeyler yapmadık! Ve ortalama yeteneği artırmak, başarılı öğretmenleri sistemde tutmak adına da…
İhtiyaç duyduğumuz tek şey, “en tepedeki dördündeki öğretmenler.” Ve şunu söylerdiniz: “Bu insanları ödüllendirmeliyiz, bu insanları kaçırmamalıyız! Biz bu insanların ne yaptıklarını öğrenip, bu yetenekleri başkalarına da aktarmalıyız!” Size rahatlıkla söyleyebilirim ki, bugün yapılan şey bu değil!
Devamı Genç Gelişim 90. sayıda…
2) Cesareti Yüreğine Yerleştir
Başarmak yürek ister. Başarmak bilgi birikimi ister. Başarmak inanç ister. Aslına bakılırsa başarmak, başarılı olmak için birden çok neden ister.
Yaşama karşı nasıl bir tutum sergilerseniz sergileyin, önemli olan, başarılı olmaktan ziyade başarılı bir hayatı yaşıyor olmaktır. Başarılı olmak, sorumluluk almayı gerektirir ve yeteri kadar sorumluluk alamayanlar, başarılı insanlar değil, bir iki defaya mahsus başarmış kimselerdir. Neden mi? Çünkü başarmak yürek ister. Başarmak bilgi birikimi ister. Başarmak inanç ister. Aslına bakılırsa başarmak, başarılı olmak için birden çok neden ister.
Devamı Genç Gelişim 90. sayıda…
3) İş stresi nedir? Önlenebilir mi?
İş yaşamındaki kronik stres kaynaklarının özellikle uzun süreli strese yol açması, üretime ve çalışanların sağlığına olumsuz etki yapmaktadır. En önemlisi çalışanın yönelebileceği iki davranış; işe devamsızlık gösterme ve işten ayrılma davranışıdır. Özde bu davranışlar yüksek düzeyde stresli işten kaçınma davranışının iki yolunu ifade eder. Alternatif işten kaçınma davranışı; alkolizm, ilaç bağımlılığı, saldırganlık şeklinde de görülebilir. Tehlikeli olan da bunlardır.
Devamı Genç Gelişim 90. sayıda…
4) Okullarda Diksiyon Eğitimi Verilmeli!
Karşımızdakilerin konuşmasına göre biz de içimizden onlar hakkında kararlar veririz. Bu çok doğaldır. Çünkü gerçekten bir kişinin konuşma tarzı, kullandığı kelimeler, o kişinin kendisi hakkında ipuçları verir. Aksanlı konuşan birinin aksanına göre hangi yöreden geldiğini anlayabiliriz. Eğer güzel cümleler kuruyor, itinalı konuşuyorsa, eğitimi hakkında bir fikir yürütebiliriz.
Devamı Genç Gelişim 90. sayıda…
5) Hayko Cepkin Ne Söylüyor?
Kıyafeti ve müzik tarzından ötürü eleştiriler alan sanatçının albümlerindeki hemen her şarkının altında kendi imzası bulunmaktadır. Olaylara sert bir bakış açısıyla bakan ve sert bir dille ifade eden sanatçının kuvvetli bir kalemi vardır.
Devamı Genç Gelişim 90. sayıda…
6) Mutluluk, bazı insanların kalıbına uymaz
Bilmezler ki; yaşadığımız evrende kaynaklar, çözümler ve olasılıklar sınırsız. Her bir zorluğun, çözülmez sorunmuş gibi görünen durumların, asla değişmez gibi görünen şeylerin gerçekte hiç de zannettikleri gibi olmadığının farkında değillerdir. Sanki geçmişte yapılan hataların asla geri dönüşü olmazmış gibi düşünür ve buna inanırlar.
Bazen, kendimiz için bir şeyler gerçekleştirmenin imkânsızlığını hissettiğimiz anlar vardır ya, işte öyle durumlarda dışarıdan bir dokunuş, bir dost eli; bir “Koç” desteği ya da bir “Kuantum-Dokunuş” mucizesi gerçekten girmelidir yaşamımıza. Bu profesyonel dokunuşların bize değmesine ve yepyeni bizler olarak hak ettiğimiz kalitede ve özgürlükte bir geleceğe güvenle ilerlememizin kapısını aralamasına ve eşlik etmesine izin vermek gerek.
Devamı Genç Gelişim 90. sayıda…
7) Beyin Kontrolü: Teori mi, Gerçek mi?
Bilinen ilk ve en önemli psikolojik operasyon örneği Hasan Sabbah’tır. Haşhaşi Tarikatı da denilen bu örgütlenmede kişiler, haşhaşın etkin maddesi eroinle keyif duygusuna ve cennet inancına şartlandırılıyor. Hasan Sabbah’a itaat ederlerse hep böyle yaşayacaklarına inandırılıyorlardı. Böylece intihar saldırılarını zevkle yapıyorlardı.
Son yıllarda, çeşitli gizli örgütler adına birçok komple teorileri geliştirildi. Bunlar gerçek mi, senaryo mu bilinmez ama ateş olmayan yerden de duman tütmez. Beyin kontrolü teorileri ise yeni bir şey değil; biliminin 20. Yüzyılda hızla ilerlemesiyle birlikte insan ve diğer canlıların beyin kontrolleri hep gündemde oldu; bu konuda birçok bilim adamı (kimi insanlığın hayrına, kimi ise kötü niyetlerle) deneyler ve buluşlar gerçekleştirdi. Günümüzde, beyin kontrolü çalışmalarının yapılmadığını söylemek, gerçek olmaz.
Devamı Genç Gelişim 90. sayıda…
8) Güçlü ve başarılı kadın olmak: Başa belâ mı, tatlı belâ mı?
Açıkçası, hangi sınıfta olmak bizler için daha sağlıklı? Düşündürücü… Ne fatura yatıramayacak kadar, ne de evdeki teferruatlı teknik-tamirat işlerinden anlamayacak kadar güçsüzüz. Hani toplumumuzda, güçlü, sert mizaçlı, cesur yürekli ve becerikli kadınlarımıza derler ya: “Erkek gibi kadın.” veya “ Erkek Fatma “ diye… Ben buna katılmıyor ve böyle de anılmak istemiyorum.
Devamı Genç Gelişim 90. sayıda…
9) Otizmlileri Tanıyor muydunuz?
Bireyler, hem su getiren ve hem de su götüren, nehirleri olan göllere benzerler. Otistik bireyler ise hiçbir şekilde nehri olmayan göllere benzer.
Engelli bireyler içerisinde yer alan bir grup da otistik bireylerdir. Bu bireyler, çocukluk çağlarından itibaren kendilerini belli etmektedirler. Yukarıdaki ifademden de anlaşılacağı üzere bu bireyler, hem sosyal yönden ve hem de duygusal yönden dış dünyaya kapalıdır. Gelişimleri bakımından zayıf olan bu bireylerin, dil gelişimleri de düşük seviyede kalır.
Devamı Genç Gelişim 90. sayıda…
10) Üç Yönlü Zekâ
Hislerin duygu, düşünce ve hayatla birleşmediği hiçbir yerde canlılıktan, hareketlilikten, farklılıktan ve yükselmekten söz edilemez. Orada “bitkisel bir hayat” hükümranlık sürmektedir çünkü.
İnsan, istenmeyen bir durumla karşılaştığında, nasıl bir tepki vermesi gerektiğini, bunun doğru mu yanlış mı olacağını kestiremez. Ruh dünyası, yaşamakta olduğu o olayla iç içeyken, onun etkisindeyken düşüncelerini toparlayamaz ve durumun pozitif yönlerini göremez. Fakat daha sonra, aynı olayın gerçek mahiyetini anladığında beyninde şimşekler çakar: “Nasıl anlayamadım, niye göremedim!” “Benim düşündüğüm gibi değilmiş.” “Aslında bana birçok şey öğretti o yaşadıklarım.” diye iç çekişler duyulur.
Devamı Genç Gelişim 90. sayıda…
*
Lilay Koradan
lilaykoradan@gmail.com
www.gencgelisim.com