Çocuk Şarkıları
Müzik, kulağımıza hoş gelen, belli bir ritmi olan seslerdir. Bu sesler doğanın sesleri de olabilir, enstrumantel de olabilir. Kuş sesleri, bir ırmağın çağıldayarak akması, rüzgarın hafif hafif yaprakları titreştirmesinden duyduğumuz sesler, belki de fırtınanın asi sesi, dağlara rüzgarın çarpmasıyla uğuldayan sesler, sürüngenlerin yerde otu, çöpü hışırdatmasıyla oluşan sesler… Bunlar gibi saymakla bitiremeyeceğimiz, bizlerde güzel duygular yaratan pekçok ses. Her bir enstrumandan çıkan tatlı nağmeler…
Müzik, güncel hayatımızda çeşitli şarkı sözleri ile kendini var etmekte. Şarkı sözleri pekçok mesaj içermekte, iyi ve olumlu katkılar yaratabildiği gibi; içi boş, gereksiz tekrarlardan oluşan, yapmış olmak için yapılan, adı eser olarak geçen, ahlaki değerleri hiçe sayan birçok şarkı sözlerine de raslayabiliyoruz. Yetişkinler olarak, kişiliği oturmuş insanlar olduğumuzdan etkilenmiyoruz. Çocuklar söz konusu olunca bunda bir ayırdedicilik olması gerektiğinin altını çizmek gerek.
Çocuk şarkıları, çocukların hassas duygularına hitap eden, öğrenmeye son derece açık olan çocuklara doğru ve yaşına göre öğrenme olanağı sağlayan, sevgi, saygı, kardeşlik duygularını veren, şiddetten uzak, naif duyguların hissettirilebileceği şarkı sözlerinden oluşmalıdır. Pekçok öğretilebilecek konu müzikal olarak verilebilir. Çocuklarda kavram gelişimine yardımcı mükemmel bir etkinlik olarak kullanılabilir. Hatta anaokulu sınıflarında çocuklarla birlikte şarkı sözleri oluşturulabilir. Bazı bestelere bu sözler monte edilebilir. Çocuklar bir eser ortaya koymanın mutluluğunu yaşarlar. Ayrıca bir ekip çalışmasıdır ki, bu çocukların gelecekteki yaşantıları ve iş hayatları için çok önemli katkılar sağlar. Dilin doğru kullanımı, bilişsel gelişime hizmet etmesi, duyguların ifade biçimindeki farklılığın çocuklara hissettirilebilmesi önem taşımaktadır.
Çocuklar, çağımız iletişim araçlarından oldukça fazla nasibini almaktadır. Evlerimizde televizyon kullanımı yetişkinlere uygun müzik kanallarıyla mümkün olmakta, çocuklar kulağına çalınan, kendisine uygun olmayan şarkı sözlerine ve müziğe maruz kalmaktadırlar. Üstüne üstlük bazı anaokullarında yetişkinlere uygun bazı müzik parçalarının ve sanatçılarının taklidinin yapıldığını görüyoruz. Gerek giysi gerekse tavır ve hareketler yönü ile. Velilere de yılsonu gösterisi olarak sunuluyor. Televizyon kanallarında da sanatçı taklitleri, büyümüşte küçülmüş pek çok çocuğu görebiliyoruz. Ayrıca çocuk gelişimi açısından o saatte uykuda olması gereken çocuklar göbek dansı ile yetişkinlerin alkışlarını toplamaktalar. Alkışlar olumlu pekiştireç olarak kullanılmakta, çocuğa hiçbir şey vermeyen, çocuğun fiziksel ve duygusal sağlığını hiçe sayan ortamlarda çocuklar kullanılmaktadır. Çocuğun kişiliğinin temellerinin atıldığı yaşlar heba olup gitmektedir. Çocuğun, erken çocukluk eğitiminin verildiği yaşlar ve bunun önemi herkesçe bilinmeli ve elimizdeki cevherler keşfedilmelidir.
0-5 yaş, çocuklarda kişilk gelişiminin oluştuğu kritik bir dönemdir. Oluşan kişilik ona ömür boyu kılavuzluk edecektir ve hayat boyu bu izlerle yaşayacaktır. Çocuklarda yaratıcılık destekleneceğine, sanatçı taklitleri ve idol olarak benimsenmesinin yolları açılmaktadır.
Çocuklar çocukluğunu yaşamalı; her yaş döneminin özellikleri yaşanmalı; asla bir daha dönülemeyecek çocukluğun kıymeti bilinmeli; ebeveynler ve eğitimciler olarak elimizden gelen yapılmalıdır. Çocuklar, masumiyet duygularından uzaklaştırılmadan, yaşlarına uygun yaşamalı, yetişkinlerin minik versiyonları olmaktan kurtarılmalı.
Burada Kayahan’ın “Bir Aslan Miyav Dedi” şarkısını anmadan geçemeyeceğim. Çocuk şarkısı olma özelliğini çok güzel ifade ediyor. Bu tür şarkıların hazırlanmasına özel bir önem verilmeli, çocuk eğitimcileri ve sanatçılar işbirliği içinde çalışmalıdırlar.
Bu gerekliliği ve önemi bilen herkese yapacakları çalışmalar için başarılar diliyorum.
ÖZNUR SİMAV
