İnsanların tarafsız olmaları çok zordur. İnsan hemen her hususta doğal olarak kendi tarafını tutar. Tarafsızlık, ancak çok büyük adamlara mahsustur. Bir insan ailesini, ırkını, memleketini, dinini, partisini, takımını tutar ve savunur. Bunda yanlış bir taraf yoktur. Yanlış olan, adaleti gözetmekten vazgeçmesi ve başkalarına haksızlık etmesidir. İnsanlar kendilerinden olanların haksızlıklarını ekseriya görmezden gelirler. Bu, onların çıkarlarına uygundur. Sen arkadaşını gözetirsen, arkadaşın da seni gözetir. İnsanlar, bulundukları yere, iktidarda veya muhalefette olduklarına göre fikirlerini değiştirirler.
Bir konu hakkında araştırma yaparken, önyargısız bir zihinle yaklaşmadıkça tarafsız ve objektif bir bilgi edinemezsiniz. Okuduklarınız tek taraflı bir propaganda malzemesinden ibaret kalır, bilimsel bir değeri olmaz, gerçeği yansıtmaz. İnsanlar ne yazık ki çoğu zaman peşin yargılardan kurtulmuş olarak hareket edemiyor. İnandıkları düşünce ve inançların doğruluğundan hiç şüphe etmeyerek onları savunuyor. Bir yere bağlanıyor ve oradan öğrendiklerini şeksiz şüphesiz doğru sanıyorlar. Her inanç ve fikir grubu, doğru yolda olduğunu iddia ediyor. Hâlbuki doğru tektir. Hepsinin doğru ve gerçek olması mümkün değildir.
İnsan istese de kendisiyle ilgili şeyler hakkında tarafsız olamaz. Bilim alanında araştıran ve okuyanlar dahi böyledir. Doğu’nun Batı hakkında, Batı’nın Doğu hakkında yazdıkları şeyler, tam bir gerçeği yansıtmaz. Bir şeyi tam tarafsız inceleyebilmek için iki şart lazımdır ve bu ikisi de çok zordur. Birinci şart; o şeyin içine girip yaşayacaksınız, dışarıdan bakmak yetmez. İkinci şart; o şeyin içinde iseniz, o şeyin dışına çıkıp oradan bakacaksınız. Hiç kimse, ne kendisi ne başkaları hakkında, yüzde yüz tarafsız ve objektif bir bilgiye ulaşamaz. Ne kadar bilgili olursa olsun, gerçeği tam olarak göremez, bir şeyler daima eksik kalır.
Bir şeyin dışına çıkabilmek, onun duygusal etkilerinden sıyrılabilmekle mümkündür. Duygusuz olarak bir şeye bakmak ise, mümkün değildir. Bir şey hakkında mutlaka bazı duygularımız olur. Önemli olan, elimizden geldiği kadar yanlışlara teslim olmamak, doğru ve adil davranmaya çalışmaktır. Bir şahıs veya olay hakkında duygusal yoğunluk hem gereklidir hem de risklidir.
*
Cuma Özusan
Kaynak: Bilgece Yaşamak
www.gencgelisim.com