Her şey sıradanlaştı ve bayağılaştı. Seçkincilik bir kusur olarak görülüyor. Herkes gibi olan herkese ne verecek?Senin gibi olandan ne alacaksın?Asalet ve kibarlık kötüleniyor. Hâlbuki bazılarında kibarlığı, nezaketi ve üstün davranışları görmeye ihtiyacımız vardır. Eskiden böyle adamlar vardı, insanlar onları görerek, kendine çekidüzen veriyordu. Giyiniş, oturuş, yemek yiyişte bir kibarlık vardı. Böyle adamları ilk görüşünüzde tanırdınız. Şimdi ise, sonradan görmelerin hoyratlığı var.
Evlerini düzüp bezeyenler, sanattan ve estetikten anlamıyor. Pahalı şeyleri koyarlarsa üstün olacaklarını sanıyorlar. Kitaplık yok, varsa da bir mobilyadan öte anlamı yok. İnsanlar, ruh asaletini unuttu. Kimseyi suçlamıyorum. Bu hayat herkesi sıradanlaştırdı. İnsanları tekdüze yaptı ve robotlaştırdı. Biz, bir geçiş toplumuyuz. Köklü geleneklerimiz yok, köklü kurumlarımız yok. Zenginlerimiz sonradan görme. Görgüyü, adabı, usulü ve yordamı bilenler, hayatın gerisinde kaldı. Baksanıza televizyondaki tartışmalara; görgü ve adap yok.
Her toplumda, örnek alınacak küçük bir azınlığın bulunması lazımdır. Kültür, sanat, bilim ve felsefe; halkın değil seçkinlerin yarattığı bir şeydir. Sıradan bir insan gibi yaşayarak bir şey icat edemezsiniz. Popüler kültür ile bir toplum yükselemez. Bayağı zevklerle, hiçbir üstün sanat ortaya konulamaz. Bütün kültür ve medeniyetler, içgüdülerine hâkim olan küçük bir azınlığın eseridir. Halkı ve toplumun genelini küçümsemiyorum. Fakat aydınların ve okumuşların; halkın seviyesine inmeyi değil, seviyesini yükseltmeyi düşünmeleri lazım.
*
Cuma Özusan
Kaynak: Bilgece Yaşamak
www.gencgelisim.com