Hakan Birol
www.gencgelisim.com
Şartlar ne olursa olsun siz sınırları zorlayın. Başarabileceğinize dair inancınız ne kadar kuvvetli? Unutmayın ki bir zincir en zayıf halkası kadar sağlamdır. Hedef zincirinizin her halkası en az birbirine eşit kuvvette olmalı ki başarı yolculuğunuz yarım kalmasın!”
Hedeflere ulaşmanın ilk adımı, onları somutlaştırmaktır. Ayşe de bunu yapmak için hemen ilk adımı attı ve hedeflerini bir bir yazmaya başladı. Yazarken adeta onları gerçekleştirdiğini hayal edebiliyordu. Onları o kadar gerçekçi yazıyordu ki her şeyin ayrıntılı bir hedef tablosunu oluşturuyordu. Hedefler birbirinin ardı sıra geliyordu. Bir cümle yazıyor ve gözlerini kapayıp o cümlenin hayalini aklında yaşıyordu. “Güneşe ulaşmayı hedefle, ulaşamazsan bile yıldızların arasında olursun.” cümlesiyle hedeflerini yazdığı kâğıda son noktayı koymuştu.
Ayşe üniversitenin İspanyolca ve Çevirmenlik bölümünde okuyordu. Bu bölümü kazanması mevcut şartlarda çok zor olmasına rağmen o bunu başarmıştı. Ayşe bir sayısal öğrencisiydi ve ülkenin eğitim sistemi içinde bir sayısal öğrencisinin dil bölümünü kazanması çok zordu. Ama o, zoru başarıp bu engeli de atlatmıştı. Böylece önüne koyduğu idealler listesindeki ilk engeli aşmayı başarmıştı. “Gittiğiniz yolda bir engel yoksa o yol sizi istediğiniz yere götürmüyor demektir.” cümlesinin anlamını bir kez daha anlamıştı.
Güler yüzlü ve sempatik kişiliğiyle çevresindeki insanların neşe kaynağıydı. Sürekli tebessümvari duruşu onu iletişimde hep bir adım daha öne çıkarıyordu. Girişimcilik ruhu taşıyordu. Derslerindeki başarısını iş hayatına da yansıtmayı daha üniversitenin ikinci yılında başarmıştı. Özel bir anaokulunda küçük çocuklara İspanyolca eğitimi verecekti. İşe başladığı ilk haftadan itibaren hem çocukların sevgisini hem de iş yeri sahibinin büyük beğenisini kazandı. Sonuç mükemmeldi. Haftada iki gün orada çalışıyordu. Arta kalan zamanlarında ise okul çalışmalarına yoğunluk veriyordu. Bir yandan da küçük tercüme işleri alarak kendini geliştirmeye devam ediyordu. Hedeflerini belirlemiş bir kişi olarak kendi kendine şunu söylüyordu: “Çalışmanın dünyasında uykuya dalmak istiyorum ki hedeflerimi gerçekleştirmiş bir şekilde uyanayım.”
Şartları ve Sınırları Zorlayın
Çevre faktörü kişilerin başarılarında hep belirleyici unsurlardan biri olmuştur. Ama Ayşe için çevrenin çok fazla bir önemi yoktu. Ona, sürekli olarak klasik öğütler veriliyordu. Bir bayan olarak kariyer yapmanın, hedeflere ulaşmanın ne kadar zor olduğunu hedeflerinde ilerledikçe görüyordu. Evet, kolay değildi. Bir yandan toplumsal baskı ile savaşıyor, bir yandan da hedeflere ulaşmanın zorluklarıyla uğraşıyordu. Nitekim o da farkındaydı ki “Hiç kimse başarı merdivenlerini elleri cebinde çıkamamıştır.”
Yıllar hızla akıp giderken Ayşe hedeflerine ulaşmanın tarifsiz mutluluğu içinde yaşamına devam ediyordu. Üniversite bitmişti. Okulunu üstün başarı ile tamamlayıp İspanya’da bir üniversitede yüksek lisans yapma imkânı kazanmıştı. Bunu en iyi şekilde değerlendirip orada harika çalışmalara imza attı ve bu çalışmalarını doktoraya kabul ile taçlandırdı. Artık İspanya’da uzmanlık alanıyla ilgili dersler veriyordu. Derse girdiği bir sınıfta söylediği şu sözler öğrencilerin hafızasında yer etti: “Ne olursa olsun vazgeçmeyin. Vazgeçtiğiniz an, sizin için felaket tellallığı yapanların galip geldiği andır. Onlar olumsuz düşünceleri ile haklı oldukları ispat etmiş olurlar. Bu da ideal insanına yakışmaz. Şartlar ne olursa olsun siz sınırları zorlayın. Başarabileceğinize dair inancınız ne kadar kuvvetli? Unutmayın ki bir zincir en zayıf halkası kadar sağlamdır. Hedef zincirinizin her halkası en az birbirine eşit kuvvette olmalı ki başarı yolculuğunuz yarım kalmasın!”