Deniz Ağgül Güler
www.gencgelisim.com
Türkiye’de yaklaşık 5 yıldır koçluk üzerine birtakım konuşmalar, yazılar, kitaplar, eğitim ve seminerler artarak devam ediyor. Bireysel olarak koçluk alan çalışanları ve yöneticileri görmek ve duymak da mümkün. Diğer taraftan, koçluk uygulamaları hakkında birbirine görüş ve öneri veren kurum yöneticileri de koçluğun artık kurumsal olara da hızla tercih edildiğini gösteriyor. Öyle ya da böyle kurumlar ve çalışanlarının bir şekilde koçluk ile az çok bir temas noktası oluşmuş durumda. Ama hâlâ koçluk algısı yerini bulmuş ve netleşmiş diyemeyiz.
“Koçluk (coaching) kelimesini ilk olarak ne zaman ve nerede duydunuz?” desem çoğunuzun bu soruma “Amerikan dizi ve filmlerindeki beyzbol veya basketbol koçlarından” diye cevap vereceğinizden eminim. Hatta çoğu kişi bu kelimeyi ilk olarak “Beyaz Gölge” filminden duyduğunu söyleyecektir.
Peki, hiç dikkat ettiniz mi bazı otobüslerin arkasındaki “Coach of the Year” yazısına? Veya metrolardaki “coach station” ifadesine?.. “Coach”, İngilizcede değerli malların bir noktadan diğerine taşınması için kullanılan bir ulaşım aracına verilen isim olarak ilk kez 1500’lü yıllarda kullanılmış. Zaman içinde bir durumu bulunduğu aşamadan daha ileri aşamalara aktarmak anlamında kullanılmış. “Çalıştırıcı” anlamında kullanılması da bu yüzdendir. Aslında “Koçluk Disiplini” tam anlamıyla, değerli olanın bir noktadan hedeflenen diğer noktaya taşınmasına odaklanıyor. Değerli olan ise elbette “insan”… Potansiyelini harekete geçirmek, yapabileceği en iyiyi gerçekleştirmeye niyetlenmiş olan “insan”.
Koç, öncelikle danışanının bulunduğu noktayı geniş açıyla fark etmesini ve tanımlamasını sağlıyor. Daha sonra yaşamında olmasını istediği gerçekliği netleştirmesine yardım ediyor. Bütün bu süreçte danışan kendi kendine gidiyor istediği noktaya. Koç, bakış açısını genişleterek farkındalığı arttırdığında danışan kendisiyle ilgili iç kaynaklarını keşfetmiş olur. Gideceği yolda bu kaynakları bilinçli olarak kullanmaya başlar. Her görüşmede koç sorgular, gözlemlemeye katkıda bulunur ve dinlerken danışan konuşmanın odağını seçer. Bu etkileşim ve netlik danışanı eyleme geçirmeyi sağlar. Koçluk seçimlerin farkındalığı ve çok büyük odaklanma sağlayarak danışanın ilerlemesini hızlandırır. Yanıtlar danışanın kendisindedir, koçta değil. Koç sadece danışanın yolculuğu sırasında ihtiyacı olanları kendi içinden çıkarması için doğru soruları sorar. Bu arada OSHO’nun “Başkası tarafından çözülmüş bir sorun onu olgunlaştırabilir ama seni olgunlaştırmaz.” sözü koçluğu, kısaca koçluğun ne olduğunu en sade şekliyle anlatıyor.
Çalışmanın sonunda danışan için kaos ortadan kalkmıştır. Neyi seçip neyi seçmeyeceği konusunda netleşmiştir. Seçimlerindeki netlik yaşamına bir yön ve kalite sağlar. Yaşamınıza içten bir bakış atmaya, yeni keşiflere ve değişimlere hazır olduğunuzda, koçluk hizmetinden daha hızlı bir verim alırsınız. Şu an bulunduğu durumdan daha iyi durumda olmak isteyen herkes koçluk hizmetinden yararlanabilir. Ulaşmak istediği bir hedefi, çabası, değişim arzusu ve hayali olan her insan statü ve eğitim farkı olmaksızın eğer istiyorsa koçluk hizmeti alabilir.
Kurumlar hangi durumlarda koçluk hizmetine ihtiyaç duyuyorlar?
Ø Yönetici atama ve alımlarında
Ø Yetkinliklerinin gelişmesinde
Ø İş hacminin değişmesi durumunda
Ø Performans çıktılarını iyileştirmek için
Ø Takım çalışmasının desteklenmesi için
Ø Kurum içinde yönetici koç yetiştirmek için
Ø Kurumsal hedeflerle bireysel hedefleri örtüştürmek için ve benimsetmek için
Ø Kurumsal bağlılığı arttırmak için
Çalışanlar bireysel olarak hangi durumlarda bir koça ihtiyaç duyuyorlar?
Ø Potansiyelinin farkına varmak ve daha iyisini yapmak için
Ø Hayallerini gerçekleştirmek için
Ø Duygularını yönetemediklerinde
Ø İlişkileri yönetemediklerinde
Ø İşi yönetemediklerinde
Ø Gelişmenin durması halinde
Ø Amaçsızlık halinde
Ø Kararsızlık halinde
Ø Tükenmişlik sendromunda
Ø İşini sevmeme, iş geçişi yapma durumunda
