CESARET ADAMIDIR. GEREKTİĞİNDE MEYDAN OKUMAYI BİLİR
“Hiç bir şeye cesaret etmeyen, hiç bir şeye ümit beslemesin.” Schiller
Winston Churchill şöyle söylemiştir: “Cesaret, haklı olarak erdemlerin en değerlisi olarak bilinir; çünkü diğer bütün erdemler ona dayanır.” Cesaret, gerçekten başarılı olan insanların başat gelen özelliğidir.
Bu bölümde aptalca bir cesaretten ve meydan okumalardan bahsetmeyeceğiz. Zira Honore de Balzac’ ın da dediği gibi “Aptallar cesur olurlar.” Burada gerçek cesaretten bahsedeceğiz.
Cesaret, başarının temelidir. Çünkü çoğu zaman cesaretsizliktir insanı başarılardan alı koyan.
Cesaret üzerine birçok düşünür ve devlet adamı anlamlı düşüncelerini sözlerle günümüze taşımışlardır:
“Cesaret insanı zafere, kararsızlık tehlikeye, korkaklık da ölüme götürür.” Seneca
“Cesaret on kısımdır; biri korkmamak, dokuzu dikkat ve ihtiyattır.” Hz. Ali (r.a)
“Cesareti olmayan insan, keskin kenarı olmayan bıçağa benzer.” Benjamin Franklin
“Hiç bir şeye cesaret etmeyen, hiç bir şeye ümit beslemesin.” Schiller
Cesaret, birçok insanın arzuladığı, hatta birçok insanın kendisinde var olduğuna inandığı fakat hayata geçirmekte zorlandığı bir konudur.
Cesaret, bilinçsizce ileri atılmak, gözünü karartarak hareket etmek olmamalıdır. Cesaret, bir şeye karşı ilk adımın atılmasını, başlangıcını sağlar.
Cesaret, geleceğin somut olarak geçmişe göre yön almasına imkan verir.
Eski Yunan’da cesaretten söz edilirken simge olarak Achille gösterilirdi.
Başarılı bir insan ya da başarı kazanmak isteyen kişi, cesareti oranında bütünlüğünü de korur. Sorunlar karşısında bölünmeden mücadele etmesini kolaylaştırır.
Cesaretin hayal âlemiyle gerçek arasında iletişim sağlayan bir kapı olduğunu unutmamalıyız. Harekete geçmek, gerçeği görmemizi sağlar.
Cesaret ve Akılcılık
“Cesaret, tehlike karşısında akıl ve zekânın kullanılmasıdır.” Eflatun
Kişi ancak akılcı bir cesaretle başarıya ulaşabilir. Macera ruhuyla hareket eden, cahilce cesaret gösteren insanlar, ilk bakışta diğer insanlarda hayranlık uyandırsalar da bu davranışlar kişi için hiç de iyi sonuçlanmaz.
Kişinin bütün davranışlarında görülen akıl, sergilediği cesaret örneklerinde mutlaka kendini gösterir. Akılcı kişinin ortaya koyduğu cesaret, körü körüne ve duygusal bir davranış değildir. Zaman zaman risk altına da girer, fakat bunlar hiçbir zaman ani bir duygusallığın güdümünde ve düşüncesizce yapılan hareketler olarak ortaya çıkmaz.
Başarılı kişinin cesaretinin temelinde akıl vardır. Bu insanların, diğer insanlardan “cesur” payesi almak gibi bir amaçları yoktur.
Cesaret ve Yetenek
“Bu dünyada, yetenekli olmayan pek çok kişi, küçük bir cesaret sahibi olmadıkları için silinip gitmişlerdir.” Sydney Smith
Birçok insan, birçok yetenek ve özelliklerle yaratılmıştır. Fakat bu insanların çoğu; yeteneklerini cesaretsizliklerinden dolayı, meydan okumaya korktuklarından dolayı kullanamayarak hayattan beklentilerini elde edememişlerdir. Bu insanlar bu sonucu cesaretsizliklerine değil, şansa bağlayarak büyük bir gerçeği görmezden gelirler, kendilerini kandırırlar. Üstelik bunun farkında bile değillerdir.
Bu görmezden gelinen gerçek şudur: Cesareti yoksa hayat insana hiçbir şey vermez, çünkü hayat, verdiği her şeyi sadece tek bir şeyle tahsil eder; cesaretle.
Cesaret ve Korku
“Cesaret insanı zafere, kararsızlık tehlikeye, korkaklık da ölüme götürür.” Seneca
Cesaret, salt anlamda korkmamak değildir. Korkunun kontrol altına alınması ve üzerimizde olumsuz etkiler yapmasına izin vermeyerek eyleme geçme isteğimizi devam ettirmektir. Örneğin; cesaret, trafiğin hızlı aktığı bir otoyolda ters yönde gitmek değildir.
Gerçek cesaret sahipleri de korkuya sahiptir. Fakat bu insanlar; korkularına galip gelenler ve onların, kendilerini yönetmelerine izin vermeyerek onların efendisi olurlar. Böylece, cesaretleri kabadayılıktan ve dengesiz ataklardan arındırılır.
Kontrol altına alınmış korku, kişinin cesaretini ortaya koyması için engel olmaktan çıkar.
Konumu ne olursa olsun, korkunun kölesi olmak, bir insanın en kötü özelliğidir. Korkunun kölesi olan insan; merhamet, af, adalet gibi erdemli davranışları dahi yerine getiremez. Bunları ortaya koymakta da cesaretsizlik ve cimrilik gösterir.
Cesaret ve Meydan Okuma
Cesaretle yaşamak, gerektiğinde meydan okumamızı sağlar. Cesaret, insana daha iyi ve kaliteli yaşamın kapılarını açar. Çünkü cesaretimizi kullanmamız gereken yerde bunu kullanmamak; bizi, pişmanlıkların, kaygıların gölgesinde bir hayatın içine sürükler. Cesaret, hayatımıza güç katar. Verdiğimiz her kararda her davranışta, cesaretimizin payı büyüktür.
Kişi, cesareti ölçüsünde meydan okur ya da boyun eğer. Hayatta öyle anlar olur ki, cesaretimizi ortaya koyup meydan okumamak bize çok şeye mal olur.
Cesaret, sadece savaş meydanlarında rakibe meydan okuyarak kahramanlık ve zaferlere ulaşmak için değil, hayatın her anında, bizi ilgilendiren her konuda isteklerimize ulaşmamız için gerekli olan ahlak kökenli bir erdemdir.
Gerektiğinde meydan okumazsanız sadece başarıların ve zaferlerin gölgesini görürsünüz. Meydan okuma davranışı, bir özgüveni, rakibe gözdağı vermeyi temsil eder. Bu davranış aynı zamanda içinde bir stratejiyi barındırır. Stratejisiz, plansız, amaçsız bir meydan okuma; Cervantes’in roman kahramanı Don Kişot’un yel değirmenlerine saldırması misali olmaktan öteye gidemez.
Meydan okuma, ortaya çıkan her türlü duruma göre bir güdülenme sonucunda oluşur. Bunun olması için, zor bir durumla karşılaşılması gerekir.
İlerlemeye cesaret etmeliyiz, meydan okumamamız gereken yerde başımız dik olarak meydan okumalıyız. Her konuda girişken olmaya özen göstermeliyiz.
Unutmayın! Meydan okuma cesaretin, cesaret ise erdemin göstergelerindendir.
Yazan: Niyazi Fırat Eres
www.gencgelisim.com