Taklit o kadar kötü bir şey değildir. GabrielTarde, “Öğrenmenin temelinde taklit var.” diyor. Çocuklar taklit ederek öğrenir. Konuşmayı, âdet ve örfleri ve hatta inançlarımızı, taklitle ediniriz. Kötü olan, belli bir yaştan sonra sebebini anlamadan körü körüne başkasının düşünüş ve davranışını doğru kabul etmektir. Taklit ettiğimiz kişinin bizden daha doğru düşündüğüne inanır ve sorunlarımızın çözümünü ona havale ederiz. Taklidin bu kadar benimsenmesinin sebebi; insana, sorumluluktan kaçma fırsatı vermesidir. “Bu kadar insanyanlış mı düşünüyor?” diyerek, görünüşte akıl ve mantığınızın sesini susturmuş olursunuz.
Büyük bir ressamın tablosunu mükemmel bir şekilde kopyalamanız, size bir şey kazandırmaz. O resmin aslı eğer beş milyon lira ediyorsa, sizin yaptığınız beş lira eder. Bir düşünürün düşüncelerini alıp,orada burada söylemeniz size bir şey kazandırmaz.
Beyaz gömlek giymek, insanı doktor yapmadığı gibi, bir insanın görünüşünü taklit etmekle de onun niteliklerini kazanamazsınız.
Fikir ve bilgide canlılığın olduğu ilk devirlerde, hoca ve öğrenci arasındaki ilişki taklit tarzında değildi. Öğrenciler, hocalarının fikirlerine karşı çıkıp onları eleştirebiliyordu. Gerçek öğreticiler, öğrencilerini, kendilerini geçmeye teşvik ederler. Gazali “İhya”yı yazınca, hocası ona, “Sen beni geçtin.” demiştir.
Taklit ettiği bir kişi bile varsa insan, taklitten kurtulamamıştır. Taklit ettiğinizin çok büyük bir adam olması bir şeyi değiştirmez. Kendi kafanızla düşünmedikten sonra siz mukallitsiniz. Bir efendiniz olduktan sonra ne kadar yukarı çıkarsanız çıkın, bir kölesiniz. Mukallitliğin iyisi yoktur, hepsi mukallitliktir. Özgür olmak, kişi olmak istiyorsanız, taklitten kurtulmanız lazımdır. Kendi kanununu kendin koy ve yalnız ona tabi ol. Kendi anlayışınla hareket et. O zamanhiçbir şeyden pişman olmaz ve kimseyi suçlamazsın. Dünyada kim ne bulmuşsa, kendi çizdiği yoldan yürüyerek bulmuştur. Bütün şeref, yeni ve orijinal olanlarındır.
Mağluplar galipleri, zayıflar güçlüleri taklit eder. Onlar gibi yaşamakla, değerli ve saygın olacaklarını sanırlar. Böylece kendilerine ait son değerlerini de kaybeder, taklit ettikleri tarafından da hakarete uğrarlar. Kendine saygı duymana kimse saygı duymaz! Bir şey, kendisi olduğu oranda güzel ve değerlidir. Siyahlar, tenlerini beyazlatmak için olmadık yollara başvuruyor, saçlarını düzletmek için binbir zahmete katlanıyorlar. Buna ne gerek var? Allah’ın boyasını ve sana verdiği şekli neden beğenmiyorsun?Neden kendin kalarak saygın ve itibarlı olmak istemiyorsun?Taklit eden, taklit ettiğinin gerisinde kalır.
*
Cuma Özusan
Kaynak: Bilgece Yaşamak
www.gencgelisim.com