Vipassana, “Olanı olduğu gibi görmek” demek. Hindistan’ın en eski meditasyon yöntemlerinden biri Vipassana meditasyonu, içgörü ve farkındalık meditasyonu olarak da bilinir. Bu teknik, 2500 yıldan daha uzun bir süre önce Gautama Buddha tarafından yeniden keşfedilmiş ve evrensel hastalıklara evrensel bir çare, yani bir “yaşama sanatı” olarak öğretilmeye başlanmıştır.
Buda’nın keşfetmiş olduğu nefes izleme yöntemine de bu isim verilir. Bu yöntemde izlenecek dört nokta vardır. Nefesi görerek, nefesi hissederek sessizce oturma sonucunda, içeri giren nefes ilk nokta olur. Sonrasında nefes içeri girdiğinde bir saniyeliğine durur. Bu da izlenecek ikinci noktadır. Sonra nefes döner ve dışarı çıkar; bu, izlenecek üçüncü noktadır. Sonra tekrar nefes dışarı çıktığında bir saniyeliğine durur, bu ise izlenecek dördüncü noktadır. Ardından yeniden nefes içeri girmeye başlar. Böylece nefes döngüsü ortaya çıkar. Buradaki amaç, zihni bloke etmektir. Bu işlem yoga ile aynı değildir. Vipassana’da doğal nefesin ritmi değişmez. Uzun, derin nefesler değil, normalde yapılandan hiçbir şekilde farklı olmayan bir biçimde nefes verilir. Amaç sadece nefesi izlemektir.
Bu teknik, zihinsel kirliliklerin tamamen yok edilmesini ve bunun sonucunda da eksiksiz özgürlüğün en yüksek mutluluğunu amaçlamaktadır. Yalnızca hastalıkları tedavi etmek değil, insanın mutsuzluğunun, ıstırabının asıl tedavisini gerçekleştirmektir temel gaye.
Düşüncelerinin Esiri Değil, Ustası Olmak
Vipassana, kendi kendini gözlemle gelen bir kişisel dönüşüm yoludur. Beden ile zihin arasındaki derin bağlantı üzerinde odaklanır. Bu bağlantı, bedenin yaşamını şekillendiren ve zihnin yaşamına da sürekli bağlı olan ve onu koşullayan bedensel hisler üzerine disiplinli bir şekilde dikkatin yoğunlaştırılması ile doğrudan deneyimlenebilir. Bu gözlem, zihin ve bedenin ortak kökenine giden, zihinsel kirliliği eriterek dengeli, sevgi ve şefkat dolu bir zihinle noktalanan kendini keşif yolculuğudur.
İnsanın düşüncelerini, duygularını, yargılarını ve duyumlarını işleten bilimsel yasalar anlaşılır hale gelir. Yaşam, artan farkındalıkla, aldanmadan uzak, öz-denetim ve huzur ile nitelik kazanır. Dikkatin beden ve zihinde ortaya çıkan süreçler (bedensel hisler, duygu ve düşünceler) üzerinde yoğunlaştırılması sonucunda, kişi zihninin ve onun sürekli olarak ürettiği düşüncelerin esiri değil, ustası olmayı öğrenir. İnsanın yaşam kalitesini belirleyen düşünce ve duygularını üreten yasalar anlaşılır hale gelir. Doğrudan deneyimle, kişinin ilerleyişinin ya da gerileyişinin, acıyı nasıl ürettiğinin ya da ondan nasıl özgürleşebileceğinin doğası anlaşılır. Bu gözlem temelli kendini keşif yolculuğu konsantrasyon becerisi gelişmiş berrak ve dengeli bir zihinle, sevgi ve şefkat dolu bir kalple noktalanır.
Her Yerde Vipassana
Vipassana uygulamasında doğal farkındalık durumumuzu kullanırız. Onu, “sıradan zihnimizi”, diğer bir deyişle, düşünceyi, yargıyı, eleştiriyi, çözümlemeyi, geçmişe ya da geleceğe bakmayı artık kullanmadığımız noktaya gelinceye dek keskinleştiririz. Bedenin ve zihnin ya da yaşamın gerçek doğasını tümüyle anlamak için, yalnızca nesnel farkındalığı, yalın dikkati kullanırız. “Sıradışı-Olağanüstü” zihnimizi geliştiririz. Gerçeği, varoluşun gerçeğini görmek ve bilmek için kavramların ötesine geçeriz. Böylece, yükselen dikkatimiz; bir yere sabitlenmemiş, esnek bir durumda olur ve her an, her yerde, (işte, araba kullanırken, televizyon seyrederken, insanlarla herhangi bir iletişim içinde iken, aile ilişkilerimizde ya da diğer ilişkilerimizde, yaşam içinde yaptığımız her ne olursa olsun) onu kullanabiliriz.
www.gencgelisim.com