Çekim Yasası istenileni de istenmeyeni de hayatımıza çeker. Evrende her şey enerjidir. Siz kendi enerjine uygun yayın yaparsınız ve karşınıza sizin enerjinize uygun kişiler çıkar.
Siz etrafa ne yayarsanız, karşılığında onu bulursunuz. Korku enerjisi yayarsanız korkularınıza, sevgi enerjisi yayarsanız sevginize uygun kişileri kendinize çekersiniz.
İlişkilerinizde hep hüsran mı yaşıyorsunuz? O zaman evrene yaydığınız enerjinize bakınız.
Dünyada milyarlarca kadın ve erkek bulunmakta herkes için birçok farklı seçenek sunulmaktadır. Ancak birçok insan yaşamalarını yaşadıkları olumsuzluklara ve maruz kaldıkları psikolojik ve fiziksel şiddete rağmen buldukları kişiye takılıp kalıyorlar. Tüm dünyalarını o kişi etrafında kuruyorlar. Kendi yaşamlarında bir kısır döngü oluşturup yaşadıkları olumsuzluklara rağmen o çemberden, o ortamdan vazgeçemiyorlar.
Bunun nedeni olarak ben, korkularının olduğunu düşünüyorum. Bu korkularının sebebiyle de bulundukları ortama ve birlikte olduğu kişilere karşı bağımlılık duygusuna sahipler. Sahip oldukları korkular o kadar güçlü ki bulundukları çemberin dışına çıkamıyorlar.
Bağımlılık, bizim insan olarak en zayıf noktalarımızdan birsidir. Aslında Anne karnından itibaren başlar bağımlılığımız diğer canlılardan farklı olarak uzun bir süre anneye bağımlı yaşarız. Devamında ise farklı şekillerde bu duygu bizimle büyümeye devam eder. Çocukluktan başlayarak hayatta sürekli hep güvenli liman ararız. Ve bilinmeyenden korkarız.
Çocukluk ve yetişme çağlarımızda şekillenen bilinçaltımız, yani egomuz yaşamımız boyunca bizi yönlendirmeye başlar. İyi yâda kötü her duruma uyum sağlar ve kendisi için konfor alanı yaratır. O konfor alanı dışına çıktığımızda hemen direnç gösterir ve bizi uyarır. Eğer siz yaşadığınız tüm olumsuzluklara rağmen sahip olduğunuz çemberin dışına çıkamıyorsanız bu sizin mevcut duruma bağımlılığınızdır.
Son günlerde gelen iki mailde dikkatimi çeken bir konu bitmiş bir ilişki ve ayrılmış olunan sevgilinin geri getirilebilmesi için çekim yasasının işletilmesiydi. Aslında haklılar çekim yasası ile her istediğini çekiyorsan bu durumu da giden sevgiliyi de geri getirebilmeleri lazım.
Ayrılmış sevgili ile yeniden birleşme istenmesi, ayrılık yaşayan birçok insanın yaşadığı bir durumdur. Terk edilen, terk edeni geri istiyor. Ego devreye giriyor ve terk edilmeyi hazmedemiyor. Birde eğer sahip olduğu birçok korku varsa, psikolojik ve sosyalite olarak kendisinde eksiklik hissediyorsa, ilişkide birçok olumsuz durum yaşamış olsa dahi, sahip olduğu konforsuz konfor bölgesini terk etmek istemiyor. Kendi özgüvenini kaybetme pahasına da sıkı sıkıya bitmiş bir ilişkiye sarılıyor.
Bu yaşanan durumdan sizce kim sorumlu, terk eden sevgiliniz mi, yoksa sizi sevgilinizden ayrılmanıza vesile olan başka bir kadın yâda erkek mi? Ne yazık ki değil bu durumdan kesinlikle siz sorumlusunuz.
Siz evrene ne tür enerji gönderirseniz karşınızda da o enerjiyi bulursunuz. Bu durumdan kurtulmak için kesinlikle bağımlılıklarımızdan kurtularak evrene gönderdiğimiz enerjimizi değiştirmemiz gerekir. Bağımlılıklarımız ancak altındaki korkular sevgiye dönüştüğünde bitebilir.
Bu arada şunu açıklığa kavuşturmak istiyorum. Bağımlılıktan kurtulmak kesinlikle o insanlardan ayrı yaşamak anlamında değildir. Düşüncelerinizi özgürleştirmektir. Olaylara tarafsız bakma imkânına kavuşmak demektir. Olayları yansız yargılamadan görebilmek demektir. Siz o kişiye karşı bağımlılığınızı bitirdiğinizde, o kişi eğer sizin için hayırlı ise yine sizin hayatınızda olma devam edecektir. Ama sizin o kişiye bakış açınız özgürleştiği ve korkularınızdan arındığınız için olayların gidişatı çok farklı olacaktır. Eğer o kişi sizin için hayırlı değilse siz yeni bir ilişkiye kolayca yelken açma cesaretine sahip olacaksınız..
Hatırlarsınız daha önceki yazımda bir hanımefendiden bahsetmiştim. Kendisinin hayatını anlatırken eşi ile evlenirken sıkıntılarının olduğunu, eşi ile evlenmek için “yeter ki ben eşimle evleneyim, gerekirse soğan ekmek yerim, yeter ki evlenelim ben çalışırım dediğini” sonrasında ise bu duasının karşılığını Kdv ’si ile aldığını söylemiştim. Kdv ‘si psikolojik ve fiziksel şiddet. Kendi çektiği bu durumdan duymuş olduğu rahatsızlığa rağmen korkuları ile beraber yaşmayı sürdürmesi çemberini kırıp dışarıya çıkamaması şimdi yaşadığı olayların nedeni idi. Öncelikle eşi ve ailesi ile ilgili korkularının temizlik çalışmalarını yaptık, bu korkularından kurtulduktan sonra eşinin yaptığı haksızlıklara karşı çıkma cesaretini gösterdi, devam eden şiddet olaylarından dolayı eşinden ayrılma kararı verebilecek gücü kendisinde buldu ve bir süre başka eve küçük oğluyla beraber yaşadı. ( daha önce böyle bir seçeneği düşünmek bile istemezken) Şimdi ise tekrar aynı evde yaşıyorlar ama eşinin daha önce ona uyguladığı taciz ve şiddetten hiçbir eser kalmadan rahat ve huzurlu bir şekilde geleceğini yaratmakla meşgul.
Bu hanımefendi bunları başarmak için neler yaptı dersiniz. Yaptığımız konuşma ve çalışmalarla hanımefendiye bağımlılıklarını ve korkularını gösterip, onları temizlemesini sağladım. Ailesinden hiç kişiye hiçbir şey için telkinde bulunmadı. Sadece kendisinde bulunan eşi ile ilgili, çocukları ile ilgili, ailesi ile ilgili bağımlılığa bağlı korkularını çalıştı. Yaptığı tek şey bu oldu. Etrafa yaydığı enerji değişince etrafındaki kişilerin verdiği karşılıkta aynı şekilde olumlu enerji oldu.
Bağımlılıklarımızdan nasıl kurtulabiliriz?
Bağımlılıklarımızın her birinin altında farklı korkularımız vardır. Bağımlılıklardaki korku enerjilerimizi tespit etmek için kendimize şu soruları sormamız yeterli olacaktır.
“Onsuz bana ne olur?”
“Onun için ne fedakarlıklar yapıyorum?”
“Bu fedakârlıkları yapmama neden olan korkumu daha önce nerde ne zaman yaşadım?”?”
Bu sorulara içimizden gelen cevaplardan, bağımlılığımızın altındaki tetiklenmiş olan korkumuzu veya korkularımızı bulmuş oluruz. Korkularımızı bulduktan sonra, her bir korkumuz için daha önceki yazılarımda belirttiğim korku çalışmasını yaparsanız o an sizi etkileyen enerji tamamen değişecektir.
Örnek olarak, bir dargın bir barışık yaşadığınız ya da ayrıldığınız bir kişi var. Bununla ilgili korkularınız nasıl tespit edebilirsiniz?
1. Soru : “Bu kişi benim hayatımda olmazsa ben kendimi nasıl hissediyorum. Hiçbir daha görmeyecek olursam kendimi nasıl hissederim.” Onun listesini çıkar.
“Onsuz olamam çünkü ……………………..”
2. Soru: “ O kişi benim hayatımda olsun diye ben kendimden ne fedakârlık yapıyorum. “ Bunların listesini çıkartın.
“Çünkü onsuz olursam …………………. olurum.”
Bu konuları maddeler halinde yazmanız gerekir. Devamında yazdıklarınız içindeki korkularınız tespit edin. Burada gerçek korkuları tespit etmek önemli egonuz size direnç gösterecektir. Gerçek korkularınız tespit ettikten sonra ise korku çalışmasını yapacaksınız. Yani tespit ettiğiniz dörtlükleri korku dörtlüğüne yerleştirip çalışacaksınız.
Burada tespit ettiğiniz korkularınız ile ilgili yapılacak çalışmalarda büyük ihtimalle çocukluğunuza kadar dayanan bir süreç yaşayacaksınız. Çocukluğunuzda ailenizde yada çevrenizde şahit olduğunuz ve sizi üzen bir ayrılık olayı sizin tüm yaşamınızda bu durumdan etkilenmenize neden olacaktır.
3. ncü olarak soracağınız “Bu fedakârlıkları yapmama neden olan korkumu daha önce nerde ne zaman yaşadım?” sorusu ile korkunuzu yaşadığınız sahneler arasında dolaşmaya başlayacaksınız, belkide maruz kaldığınız davranışı daha önce sizin başkalarına karşı yapmış olduğunuzu bile tespit edebileceksiniz. Karşınızdaki kişi yapmış olduğunuz bir hareketi göstermek için size aynalık yapıyor olabilir. Bunun farkına varma imkânına kavuşacaksınız.
Eğer isteyerek çalışırsanız, kendinizdeki eksik gördüğünüz noktaları ve korkularınızı tespit edersiniz. Büyük bir ihtimalle kendinizde eksik gördüğünüz konuları tespit edeceksiniz. Fiziki olarak, maddi ve manevi anlamdaki eksik olduğunu düşündüğünüz durumlar sizin o kişiden ayrılmanızı engelleyecektir.
Basit bir konuyu örnek vereyim siz kendiniz fiziki olarak beğenmiyorsanız karşınızdaki kişi sizi neden beğensin ki. Mümkün değil beğenmez, birde sizin yaymış olduğunuz kendine güvensizlik ve kendiniz beğenmeme enerjisini hissettiği anda sizin maruz kalacağınız davranışları hayal edebilir misiniz?
Geçenlerde konuştuğum bir hanımefendini ile yaşadığım diyalogu aktarmak istiyorum; Hanımefendi; “Arkadaşımdan ayrıldım, arkadaşımın bana geri dönmesini istiyorum” dedi. Bende kendisine “Arkadaşının ayrılma sebebi hakkında ne düşündüğünü ” sordum. Cevap ne oldu dersiniz; “Ben biraz kiloluyum o nedenle başka bir hanım için terk etmiş olabilir. Daha önce de yapmıştı ve ben onu uyarmıştım ama yine aynısını yaptı. Ben onun için nelere katlandım. Ben onun için normalde kabul etmeyeceğim birçok duruma razı oldum” dedi.
Hanımefendinin enerjisini fark edebiliyor musunuz? Kendinden utanma, güvensizlik, acizlik, kendini sevmeme, değersizlik. Karşısındaki insanda bunu çok güzel bir şekilde kullanmış. Ve hanımefendinin kendine güvensizliği devam ettiği için yeniden açık denize yelken açıp yeni bir ilişki yaşamaktan korkuyor. O kendisini kabul etmeyen limana doğru zorla gitmeye çalışıyor. O limana girmeye çalıştıkça liman bekçisi ne kadar egosu varsa onun üzerinde kullanıyor.
Çünkü kendisine güvenmiyor. Kendisine güvense etrafa güven enerjisi yaysa kesinlikle kendisine uygun yeni birisini bulacağına eminim. Ancak o tam tersini düşündüğü için o kendisini o haliyle kabul ettiğini düşündüğü kişiye olan bağımlılık çemberinin dışına çıkamıyor. Çıktığı anda kilolu olduğunu düşündüğü için onu kimsenin kabul etmeyeceğini, yalnız kalacağını, arkadaşı olamayacağını düşünüyor.
Konuyla ilgili “Kilolu olma durumundan utanma korkum var” diye bir çalışma yapmasını istedim. Çalışmanın 4-5 nici tekrarında kusacak gibi olduğunu, devamında ise lavaboya gittiğini belirtti. Çalışırken karşısında ayna varmış, o çalışma esnasında aynaya bakarken hissettiği duygunun ne olduğunu tahmin edebiliyor musunuz? Kendinden iğrenme duygusu Sizce kendisi hakkında bu duyguya sahip olan birisinin ilişkilerde başarılı olması mümkün mü?
Dünyadaki tüm bayanlar manken gibi mi? Hayır, tüm erkekler manken gibi mi? Hayır. O zaman kendini bu kadar kötü görmenin altındaki yatan neden nedir. Etrafınıza bir bakın Allah insanları türlü türlü yaratmış her birine farklı özellik vermiş. Önemli olan o yönlerimizi keşfetmek Allahın yarattığı güzellikleri görmek. Kendinizin eksiklikleri yerine sahip olduklarınızı odaklandığınızda kesinlikle mutlu olacağınızdan eminim.
Bağımlılıklarınızla ilgili mevcut korkularınızı bulup çalıştıktan sonra siz kendinizle ilgili korkularınızı bitirdiğinizde sizin için yeni bir hayat başlaması artık an meselesi olacaktır.
Sen kendini sevmezsen karşındaki neden seni sevsin. Lütfen önce buna bakın.
Herşey gönlünüze göre olsun. Saygı ve sevgilerimle
*
Halis Şhnr
http://www.facebook.com/hlsshnr
hls_1903@hotmail.com