İki avcı ayı avlamak için ormana giderler. Ayının postunu satıp geçimlerini sağlıyorlar. Ormanda giderlerken bir de bakıyorlar, karşılarında kocaman bir ayı var! Birisi ayakkabılarını çıkarırken, diğeri çıkarmadan kaçıyor. Ayakkabısını çıkaran avcı arkadaşını yolda geçip hemen bir ağaca çıkıyor, arkadaşı çıkamayınca: “Ayılar ölülere dokunmazlar,” diye düşünerek, yere yatıp, ölü numarası yapar. Ayı gelir yanına. Ayaklarından itibaren koklamaya ve yalamaya başlar. Adam korkudan soluk bile alamaz. Ayı yavaşça ayaklarından göbek boşluğuna gelir. Adam, “Herhalde bu ayı yumuşak yeri buldu göbek boşluğumdan beni ısıracak diye düşünür.” Ayı devam eder yalamaya. Boynunun ve kulaklarının olduğu yeri koklayıp değişik sesler çıkarır, adamda yine bir canlılık belirtisi yoktur. Ayı adamın ölü numarasını gerçekten yutar ve çekip gider. Bu sırada arkadaşı ağacın tepesinden ayı ile arkadaşını seyrediyor.
Ağaçtaki avcı dayanamayıp ağacın tepesinden arkadaşına: “Bakıyorum da ayıyla çok iyi anlaşıyordun. Ayı sana bir şeyler söylüyordu. Ne söyledi?” Diye sorar.
– Ne söylesin, der arkadaşı. “Bundan sonra zor zamanlarda, ihtiyaç duyulan anlarda seni bırakıp kaçan böyle korkak insanlarla arkadaşlık yapma.” dedi.