İnsanoğluna sunulmuş en büyük nimetlerden biri sağlıktır. Sağlığı bozulmuş bir insan hayattan zevk alamaz, sosyal, toplumsal, manevi ve dini görevlerini yerine getiremez. Sağlıklı olmak, insan mutluluğunun öncelik taşıyan unsurudur.
Beslenmesine dikkat etmeyen, stres altında ezilen, iyimserliğini kaybetmiş, egzersiz yapmayan, yaşadığı anı zinde ve mutlu olarak sürdüremeyen, kendine dinlenme fırsatı vermeyen bir insan sağlığını uzun süre koruyamaz ve mutlaka kaybeder. Değerli bir şeyin asıl değerini onu kaybedince anlarız. Bunların başında da sağlığımız gelir.
Sağlık genellikle kendiliğinden var olan bir nimet olarak algılansa da, değeri ancak kaybedildiğinde anlaşılmaktadır. Oysa sağlık bilincimizi geliştirmek adına birer emanet olarak taşıdığımız organlarımız korunmalı ve bu gaye için çaba sarf edilmelidir.
Sağlıklı olma sadece fiziksel bir değer değil, büyük çoğunlukla zihinsel ve ruhsal bir değerdir. Çünkü zihinsel ve ruhsal durumumuz, fiziksel durumumuzu büyük ölçüde etkiler.
ALİ AkBEN
aliakben@aliakben.net
İnsanoğluna sunulmuş en büyük nimetlerden biri sağlıktır. Sağlığı bozulmuş bir insan hayattan zevk alamaz, sosyal, toplumsal, manevi ve dini görevlerini yerine getiremez. Sağlıklı olmak, insan mutluluğunun öncelik taşıyan unsurudur.
Beslenmesine dikkat etmeyen, stres altında ezilen, iyimserliğini kaybetmiş, egzersiz yapmayan, yaşadığı anı zinde ve mutlu olarak sürdüremeyen, kendine dinlenme fırsatı vermeyen bir insan sağlığını uzun süre koruyamaz ve mutlaka kaybeder. Değerli bir şeyin asıl değerini onu kaybedince anlarız. Bunların başında da sağlığımız gelir.
Sağlık genellikle kendiliğinden var olan bir nimet olarak algılansa da, değeri ancak kaybedildiğinde anlaşılmaktadır. Oysa sağlık bilincimizi geliştirmek adına birer emanet olarak taşıdığımız organlarımız korunmalı ve bu gaye için çaba sarf edilmelidir.
Sağlıklı olma sadece fiziksel bir değer değil, büyük çoğunlukla zihinsel ve ruhsal bir değerdir. Çünkü zihinsel ve ruhsal durumumuz, fiziksel durumumuzu büyük ölçüde etkiler.
Sağlıklı bir insanın bedeni ve ruhu uyumludur. Düşünce gücü yerindedir. Varlığının farkındadır. Hareketleri olumlu ve dengeli, kendisi ile barışıktır.
Bozuk bir psikolojiyle sağlıklı bir bedene sahip olunması mümkün değildir. "Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur." sözü sağlığın fiziksel, ruhsal ve zihinsel bir bütün olduğunu açıkça ifade etmektedir.
Sağlıklı bir hayat için alınması gereken önlemlerin çoğu günlük hayatta gereken küçük ve kolay uygulanabilir faaliyetlerden oluşur. Nerede olursa olsun günlük hayatı düzenleyen bazı temel unsurların bilinçli olarak uygulanması, sağlığın korunmasını ve diğer insanlarla paylaştığımız hayatı kolaylaştıracaktır.
DENGELİ VE SAĞLIKLI BESLENME İLE SAĞLIĞIMIZI KORUYABİLİRİZ
İnsan, vücudunun temel ihtiyaçlarını ancak dengeli ve sağlıklı bir beslenme ile karşılayabilir. Bunun dışında uygulanacak bir yol sağlıklı ve dengeli beslenmeyi bozacaktır.
Günümüzün yoğun temposunda insanlar fast-food yemekleri tercih ederek ayakta atıştırır oldular. Midelerin doldurulmasının sağlıklı kalmak için yeterli olduğunu sanarak dengesiz beslenmeyi bir moda olarak benimsediler. Hatta evlerde bile dondurulmuş ürünler her geçen gün daha fazla kullanılır oldu. Bu yanlışın bedelini hala tüm ağırlığı ve acımasızlığı ile ödüyoruz, desem yalan olmaz.
Dengeli ve sağlıklı beslenmek demek, açlığı bastırmak ve mideyi doldurmak demek değildir. Vücudun, işlevlerini sağlıklı olarak yerine getirebilmesi, bağışıklık sistemi olarak bildiğimiz hastalıklara karşı müdafaa sisteminin desteklenmesi, gelişme, direnç gösterme gibi görevlerini yerine getirebilmesi, protein, karbonhidrat, yağ, vitamin, mineral, su ve eser element dediğimiz maddelerin temin edilmesi için dengeli beslenilmesi ve yeterli besinlerin alınması elzemdir.
Hastalanmadan önce sağlıklı halimizi nasıl idame ettirebiliriz?
< Kahvaltınızı mutlaka yapın
Her sabah uyandığımızda bir önceki akşam yediklerimizi sindirmiş ve yeni sindirime hazır bir mideyle uyanırız. Güne enerjik ve dinamik başlayabilmek için enerjiye ihtiyacımız vardır ve bu ihtiyacı kahvaltı ile karşılarız.
< Öğlen yemeklerinizi ertelemeyin ve atlamayın
Öğlen yemeklerinizi zamanında ve normal tarzda yiyin. Bu öğünü geciktirdiğinizde, daha yedikleriniz sindirilmeden akşam yemeğini yiyecek ve sağlığınızı riske atmış olacaksınız. Öğün atlamanız ise, akşamleyin gereğinden fazla yemenize sebep olacaktır. Bu tür beslenme, sağlıklı kalmanızı engelleyecek ve sizleri hekim kapılarında, hastane koridorlarında dolaştırmaya başlayacaktır.
< Akşam yemeklerinde aşırıya kaçmayın
Özellikle akşam saat sekizden sonra yemek yemekten kaçının. Akşam yemeklerinizde çorba, yoğurt, sebze ve beyaz et tercih etmeniz sağlığınıza iyi bir yatırım olacaktır. Eğer nefsi arzularınızı yenemeyip akşam yediklerinizi biraz kaçırdıysanız, yemek sonrası 20-30 dakika açık havada yürüyerek ya da biraz eksersiz yaparak gece sağlıklı bir uykuyu yakalayabilirsiniz.
< Öğün aralarında abur-cubur yemeyin
Bunlar kandaki şeker, yağ ve kolesterol oranını yükseltecek, hem kalp-damar sağlığınızı bozacak, hem de obez (yağ oranı yüksekliğine bağlı şişmanlık) bir görünüşünüzün olmasına sebep olacaktır. Bu durum sizi hantal ve işe yaramaz hale getirecektir.
< Gece yatarken yemek yemeyin ve atıştırmayın
Uyuduğumuz zaman tüm vücut fonksiyonlarımız yavaşlar ve dinlenmeye geçer. Dolu bir mide ile yatağa girdiğimizde hem uyumakta zorluk çekeriz, hem de sabah yorgun bir halde kalkarız. Aynı zamanda mide sağlığımızı da bozmuş oluruz.
< TV seyrederken atıştırmayın
Televizyon izlerken bir şeyler atıştırmak, en tehlikeli atıştırma tarzıdır. Mutlaka atıştırmak durumundaysanız, sınırlı olmak şartı ile yer fıstığı, badem ve fındık yiyebilir, ya da tercihinizi bir miktar meyveden yana yapabilirsiniz.
< Yemek yerken kitap veya gazete okumayın
Bu sırada yeme miktarınızı ve hızınızı kontrol edemezsiniz.
< Beslenme mönünüzde sebze ve meyveler ağırlıklı olsun
Sadece et ile beslendiğinizde kalp, damar ve mide rahatsızlıklarına yakalanma riskiniz artar. Sadece sebze ile beslenmek de yeterince güçlenememenize ve gelişememenize sebep olur. Ağırlıklı olarak sebze ve meyve tüketmekle birlikte, kırmızı ve beyaz eti de makul ölçülerde yemeye çalışmalısınız.
< Su için
Su tüm canlılar için hayat demektir. Suyu yemeklerden önce içmelisiniz. Yemekle ya da yemekten hemen sonra içilen su, besinlerden faydalanmanızı engelleyecek, bağırsaklarınızda gaz oluşumuna sebep olacaktır. Gün içinde de aşırıya kaçmadan su tüketmelisiniz. Her gıdanın fazlasının zarar oluşu gibi, içilen fazla suyun da zararı vardır. Sağlıklı bir insanının günlük sıvı ihtiyacı 2-3 litreden fazla değildir.
< Daha çok posalı yiyecekler tüketin
Böylelikle kalp hastalığı ve yüksek tansiyona karşı koruma elde etmiş olursunuz. Günümüz insanının önemli sorunu olan kabızlığa karşı da korunmanız bu sayede kolaylaşır.
< Meyve ve meyve suyu tüketin
Meyve suyu yerine meyvelerin kendisini yemeyi tercih edin.
< Tuz kullanımında dikkatli olun
Tuz özellikle tansiyonu ve damar sağlığımızı tehlikeye sokan bir mineral olarak bilindiğinden, sınırlı miktarda alınmalıdır.
Kısaca özetlemeye çalıştığım temel sağlık kurallarına uyarak kendimizle ve çevremizle barışık, manevi yapımızı güçlü ve zinde tutacak bir yaşam tarzına erişebiliriz.
Bu da bize sağlık olarak geri dönecektir. Denediğinizde göreceksiniz!