Kendinizi Sevmeden Onu Sevemezsiniz!

0
791

Belki de sevgi ve aşk başucunuzda. Açmış kollarını sizi çağırıyor ama farkında değilsiniz sözcüksüz söylenenlerin. Eğer kendinizi sevmekle başlamadıysanız, paylaşmadıysanız sevginizi, çoğaltmadıysanız onu emek, aşk ve sabır ile. o zaman işiniz zor. Çünkü zorlama sevgiler…

 

 

 

 

 Yazar : Abdullah BOZGEYİK
abozgeyik@yahoo.com

Belki de sevgi ve aşk başucunuzda. Açmış kollarını sizi çağırıyor ama farkında değilsiniz sözcüksüz söylenenlerin. Eğer kendinizi sevmekle başlamadıysanız, paylaşmadıysanız sevginizi, çoğaltmadıysanız onu emek, aşk ve sabır ile. o zaman işiniz zor. Çünkü zorlama sevgiler ve aşklar yaşarsınız, yaşadığınızı sanırsınız ama onlar size ait sevgiler ve aşklar olmaz…

Sevgi büyülü sözcük, sihirli anahtar sanki küsleri barıştıran, uzaklardakileri hatta yabancıları yakınlaştıran bir köprü oluverir. Ağızdan dökülen bir çift söz yeter çoğu zaman. Zaten heybenizde sevgi yoksa işiniz zor yani sevgi biriktirmiyorsanız, sunmuyorsanız, paylaşmıyorsanız kısaca sevgisiz bir dünyada boşu boşuna yaşıyorsanız, iletişim içinde olduklarınızı sevginizden mahrum ediyorsanız, boşa yaşadığınızı söylemek yanlış olmaz. Sevgi şekil değiştirir aşk ile duygularda zirve yapar. O kadar çok sevgi ve aşk çeşidi vardır ki saymakla bitmez..
Sanırım aklınıza ilk olarak “14 Şubat sevgililer günü” geldi. Peki, sevgililer gününüz kutlu olsun. Eğer sevgiliniz yoksa ne kadar boş bir dilek bu değil mi? Peki sevgilinizin olması için öncelikle sevmeniz gerektiğinin farkında mısınız? Dahası onun da sizi sevmesi…
Sevmek, bazen karşılıksız, bazen doyasıya bazen ümitsizce ya da ayaklarınız yerden kesilircesine, sanki başka bir aleme geçmiş gibi, sevmek; kendini kaybetmek. Ayrıca “anne, baba, aile,” sevgilerini de unutmamak lazım. Bilinçaltına yerleşmiş sevgiler var. Örneğin “vatan, bayrak, özgürlük, Mevla” gibi ya da öğretmenimizi, hocamızı, yöneticimizi, yönetici isek çalışanlarımızı, kedimizi, balığımızı, bisikletimizi sevmemiz sadece kişisel beğeni değil ki, sevdiğimizle ister kişi ister bir nesne olsun onunla bağ kurmamız demek.
Kısaca unutmayın sevgi karşılıklıdır ama gerçek sevgide salt karşılık beklenmez. Gerçekten seviyorsanız onun da sizi sevmesini beklersiniz ama o sizi sevmese de onu sevmeye devam edersiniz. Bazen size sevdiğini söylemez, bazen de siz görmezsiniz onun sizi nasıl sevdiğini, ya da sormayı unutursunuz veya söylemeyi onu nasıl sevdiğinizi. Başkalarının sevgilerini, aşklarını kıskanırsınız.
Ne dersiniz bu işte bir yanlış yok mu?  Ne yazık ki var. Bunun nedeni ise gerçekte kendinizi dahi sevmemeniz olabilir mi?
"Bunca yıllık karım, ne yani onu sevdiğimi mi söyleyeceğim? İyi de bizim adetlerimize göre kocaya ikide bir onu sevdiğini söylemek olmaz. İleride seversin kızım bak adamın işi var hele bir evlen. İyi de ben ananı severek mi aldım sanki, sen de benim istediğimle evleneceksin. Sevmek de demek? Çocuğunu başkalarının yanında sevme, kucağına bile alma. Aşk meşk  işleri filmlerde olur" diye ahkam kesen büyükler. Zaten ilk erkek söylemeli sevdiğini, kadın önce söylerse yanlış olur gibi yanlış düşüncelerle büyütülürseniz olacağı bu olur. Bu nedenle ne seversiniz adam gibi, ne de söylersiniz yüreklice, ne yaşarsınız sevdiğinizi doyasıya ne de paylaşırsınız sevginizi sevdiğinizle..
Sevgiyi sadece öpmek, sarılmak, elini tutmak falan diye mi öğretiyor yoksa bazı şarkılar? Niye filmlerdeki sevgileri, aşkları istiyoruz ki? Belki de sevgi ve aşk başucunuzda. Açmış kollarını sizi çağırıyor ama farkında değilsiniz sözcüksüz söylenenlerin. Eğer kendinizi sevmekle başlamadıysanız, paylaşmadıysanız sevginizi, çoğaltmadıysanız onu emek, aşk ve sabır ile o zaman işiniz zor. Çünkü zorlama sevgiler ve aşklar yaşarsınız, yaşadığınızı sanırsınız ama onlar size ait sevgiler ve aşklar olmaz.
Göremezsiniz Leyla’yı Mecnun'un gözü ile gerçekten sevmezseniz sevdiğinizi. Şekilcilik peşinde olursunuz, sarı saçlı,  uzun boylu, renkli gözlü, ela, kumral gibi tanımlamalara ihtiyaç duyarsınız üstelik aynaya bakmadan, dahası onun da sizi sevme ihtimalini dahi düşünmeden. Böyle olunca da ıskalarsınız nice sevgileri… Örneğin bir arkadaşınızı sonra eşinizi gerçekten sevmeyi… Ümitsizce sevgiyi aşkı arayanlar kendinizi sevmeden onu gerçekten asla sevemezsiniz, benden söylemesi. Bir şarkı sözünde dediği gibi “Kimi sevdalara uyanır… Kimi 25'inde, kimi bilmem kaçında…” sevmek için geç değil kısaca. Bunun için hemen şimdi sevdiğinizi arayın ve ona onu sevdiğinizi söyleyin. Eğer yanınızda ise sevdiğiniz, tutun ellerinden ve gözlerine bakarak “Seni seviyorum” deyin. Sizlere sevgi ile geçecek bir ömür diliyorum.

LEAVE A REPLY

Lütfen yorumunuzu giriniz
Lütfen adınızı yazınız