Hayatta, insanlar üzerinde en çok etkili olan şeyi arayan bir kız, bu sorusunu karşılaştığı herkese sorar. Çeşitli cevaplar alır ama bir türlü ikna olamaz. En sonunda şehrin bilgesi bir nineye gönderilir. Bilge Nine, kızı sessizce dinler. Kız “insanları en çok etkileyen…
Yazar : Didem Rumeysa Sezginer
bilgi@gencgelisim.com
Söz ola kese savaşı
Söz ola kestire başı
Söz ola ağulu aşı
Yağ ile bal ede bir söz
Yunus Emre
Hayatta, insanlar üzerinde en çok etkili olan şeyi arayan bir kız, bu sorusunu karşılaştığı herkese sorar. Çeşitli cevaplar alır ama bir türlü ikna olamaz. En sonunda şehrin bilgesi bir nineye gönderilir. Bilge Nine, kızı sessizce dinler. Kız “insanları en çok etkileyen şey nedir?” sorusunu, daha önce aldığı cevapları da anlatarak anlatır. Bilge Nine dinler ama cevap vermez. Bir el işareti ile kızın dışarı çıkmasını ister. Şaşkına dönen kız, üzgün bir şekilde dışarı çıkar. Evine döner, yine sorusunun cevabını bulmaya çalışır, yollar aşar, dağlar geçer, diyardan diyara koşar. Yok, yok, yok… Tekrar Bilge Nine’ye gider. Bilge Nine yine konuşmaz ama eline eski küçük bir sandık verir. Kapalı sandığın üzerinde, “bir yıl sonra açılmak üzere” yazılıdır.
Geçmek bilmeyen bir yılın üzerine, artık vakit gelir ve sandık açılır…
Zihin programlarımız, düşüncelerimiz, inançlarımız, 4 etki ile oluşur.
• İç telkinler; kendi kendimize söylediklerimiz, ifadelerimiz bu kategoride yer alır. Örneğin, kendisine her gün geliştiğini söyleyen bir insanın zihninde kendisi ile ilgili “değişen ve gelişen bir insan” olduğu inancı yerleşir. Buna göre de çalışkanlığı, üretkenliği artar.
• Dış telkinler; çevremizden duyduklarımızdır. Sürekli çevremizdeki kişiler başarısızlığımızla ilgili konuşmalar yapıyorlarsa, zamanla başarısızlık portresi, zihnimize yerleşir. Bizde, ne yaparsam yapayım ben bir şey başaramam inancına dönüşür.
• Hayaller; kendimiz ile ilgili kurduğumuz hayallerdir. Bilinçaltımız hayalleri gerçek gibi algıladığından, hayallerimiz de zihnimizde inançlara dönüşür. Devamlı başarılı bir yazar olduğunu hayal eden kişinin zihninde yazarlık portresi o kadar canlanır ki, kişinin başarılı bir yazar olma yolculuğunu tetikler.
• Deneyimler; hayat yolculuğumuzda yaşadıklarımızdır. İlkokulda törende şiir okurken heyecanlanmışızdır. Sonra ortaokulda, sonra tekrar, tekrar… bu deneyimimiz zihnimizde “ben topluluk karşısında konuşamıyorum, heyecanlanıyorum” inancı olarak yerleşir.
Burada görüyoruz ki; kişinin zihnindeki portreyi etkileyen ilk iki tanesi de yapılan konuşmalarla ilgili. İç telkinlerde kişinin kendisine söyledikleri, dış telkinlerde çevreden duyduğu sözler vardır. Davranışlarımızın alt yapısında da bu zihin programlarımız vardır. Zihnimizdeki tüm bu oluşumlar bilinçaltımıza etkin bir şekilde yerleştiğinden davranışlarımızın oluşumuna tesir ederler. Bu yüzden sözler çok önemlidir.
Geçen yıl Ankara’da sabahın çok erken saatlerinde bir eğitim programına gitmek üzere tren istasyonundaydım. Biletçi beyefendiye selam verip güzel bir gün ve hayırlı çalışmalar temennilerimi sundum. Birden gişenin kapısı açıldı. Kimsenin istasyonda olmayışı ve saatin erken olması dolayısıyla biraz tedirgin bakarken, yaşlı biletçi, dışarı çıktı. Dudaklarından dökülen şu sözlerle sarsıldım:
– Kızım, kaç gündür büyük buhranlar içerisindeydim. Kimse bana değer vermiyor. Şu dünyada var mıyım, yok muyum kimsenin umurunda değil diye düşünüyordum. O zamandan beri, hayatıma artık bir son verme kararı aldım ve bugün bu işi yapacaktım. Şimdi geçecek tren, bu amacım için büyük fırsat diye planlıyordum. Tam bu duygular içerisindeyken sen geldin ve bana çok güzel şeyler söyledin. Her şeyden önemlisi beni fark ettin. İyi dileklerde bulundun. Demek ki ben varmışım. Bana da değer veren varmış. Sözlerin beni hayata tutundurdu. Vazgeçtim kızım, vazgeçtim. Ben de yaşayıp insanlara güzel sözler söyleyeceğim. O kadar şaşırmıştım ki; hiç fakında olmadan sarf ettiğim birkaç kelime için miydi bütün bunlar?
Bazen bir cümle söylersiniz, insanın hayatının yönü değişir. Vereceği bir kararın kader anı ile buluşur. Bir umut olur bir yüreğe, bir başlangıç noktası olur.
Konuşmak insana verilen mucizevi bir özellik. Zihin dünyasında başlayan bu muhteşem süreç sembollerle ses organları ile devam ediyor. Ses telleri ile verilen nefesin ılık havasında bir dalgalanma ile diğer kulaklara aksediyor. Oradan beyne doğru inanılmaz bir süreç başlıyor. Ilık havada bir dalgalanma… İşte konuşmamızın taşıyıcısı. Öylesine etkili konuşalım, öyle etkili bir dalga bırakalım ki havaya, karşı tarafın hayatında en güzel bir renk olsun, dünyasında müthiş bir desen olsun. Güzel olan her şeyi başlatsın o yürekte, ümidin sembolü olsun.
…….Ve beklenen an gelmişti. Hayatının sorusunun peşine düşen kız artık sandığı açacaktı. Sandık açıldı. İçinden çıkan kağıtta Bilge Nine’nin yazısı vardı. Kağıtta şu ifadeler yazıyordu.
“Hayatta insanlar üzerinde en çok etkili olan şey ancak; yürekten çıkıp, yüreklerin en derinlerine işleyen sözlerdir.”
Bu yazılarımız da ilginizi çekebilir: