Ailesi Belh’ten gelerek Buhara’ya yerleşmiş olan büyük bilgin, Buhara yakınlarındaki Afşan’da Dünya’ya gelmiştir. 21 Haziran 1037 tarihinde Hamedan’da vefat etmiştir.
İbn-i Sina’nın gerçek adı; Ebu’l- Ali el – Hüseyin b. Abdullah İbn-i Sina’dır. İbn-i Sina daha küçük yaşlarda zekası ve hafızası ile insanları etkilemiştir. Babasının adı Abdullah olan İbn-i Sina ilk derslerini babasından almıştır. Daha sonra ise Natili ve İbn-i Zahid’den mantık, matematik ve gökbilimi ile ilgili konularda ders almıştır.
İbn-i Sina daha on yaşındayken bir çok konuda bilgi sahibi olmuştu. Çok az uyuyan bilgin, zamanının çoğunu kitap okuyarak ve düşünerek geçirirdi. Kafası o kadar iyi çalışıyordu ki; uyanıkken çözemediği sorunları uyku sırasında çözüyordu.
2. Nuh adlı hükümdarı sağlığına kavuşturduğunda daha 16 yaşında olan İbn-i Sina’ya sarayın kütüphanesinden faydalanma imkanı verilmiştir. Tıp alanında bu kadar küçük yaşlarda bu kadar bilgiye sahip olması hayranlıkla ifade edilmiştir.
İbn-i Sina sadece tıp alanında değil, diğer bir çok alanda ilerlemiştir. Ama onun ilerlediği alanların başında felsefe gelmiştir. Felsefe hakkında bir çok araştırmalarda bulunan bilgin, Yunan felsefesi ile din felsefesini birleştirmeyi başarmıştır.
İbn-i Sina hakkında anlatılan bir olay dikkat çekicidir… zamanında araştırmalarda bulunan İbn-i Sina, Aristo’nun felsefesi ile ilgili bir olayı çözememiştir. Buhara’nın sokaklarında dolaşırken kitap satıcılarından birisi Farabi’nin yazmış olduğu bir kitabı göstererek bir çok olayı bu kitap ile çözebileceğini ifade eder. İbn-i Sina bir satıcının bildiği ve kendisinin bilmediği bu durum karşısında hayıflanır. Kitabı okuyan İbn-i Sina sorunu çözer ve o kadar sevinir ki secdeye kapanır. Farabi daha Dünya’da yaşadığı halde onun adına fakirlere sadaka dağıtır.
İbn-i Sina’nın felsefeye en büyük katkısı Farabi ile daha sonra yaşamış olan Gazali arasında köprü oluşturmasıdır. Aristo felsefesini ele alan Farabi’yi araştırarak olaylar zincirini çağlar sonrasına taşıyan İbn-i Sina’dır.
İbn-i Sina bilim ile ilgili çalışmalara deneylerle başlamıştır. İbn-i Sina felsefesinde bilimin ilk aşamasının sezgi olduğunu ifade etmiştir.
Varoluşu iki kısımda incelemiş olan İbn-i Sina, Dünya’da ilk önce bitkilerin varolduğunu, daha sonra ise diğer canlıların oluştuğunu belirtmiştir.
Yaşamı boyunca 150 den fazla eser bırakmış olan bilgin tam 700 yıl boyunca Avrupa ülkelerinde “Avicenna” ismi ile anılmıştır. Bilimin neredeyse tüm alanlarında ilerleme kaydetmiş olan bilgin, aynı zamanda musiki ve şiir ile de ilgilenmiştir.
Bilgin birkaç eseri hariç bütün eserlerini Arapça yazmıştır. O devirde eserleri Arapça yazmak adeti vardı. Ancak bu ve buna benzer nedenlerden dolayı Avrupa’da önceleri İranlı bilgin olarak tanınmıştır.
En büyük eserlerinden birisi olan Şifa adlı eseri ismine rağmen tıptan daha çok felsefe, metafizik, kimya ve musiki konularını içermektedir. Tıp ile ilgili eseri ise Kanun adlı kitabıdır.
Avrupa ülkelerinin en büyük üniversitelerinde kitapları okutulmuş olan bilginin bu gün bile portreleri Avrupa ülkelerinde uygun yerlere asılmaktadır.
Günümüzde maalesef insanlar 16 yaşında basit şeylerin peşinde koşmakta, ayaklarının yere değmesi 30 lu yaşları bulmaktadır. İbn-i Sina ise daha çocukluk yaşlarında itibaren bilime büyük katkılar sağlamıştır.
Sizlerde İbn-i Sina gibi bilime katkılar sağlayabilirsiniz, bunun için ilk önce kendinize inanmanız gerekmektedir. Belki de aranızda İbn-i Sina’dan daha zeki insanlar vardır, önemli olan ise inanmak ve başarmaktır.
Lütfi ŞAHİN