3 Aralık Dünya Engelliler Günü dolayısı ile Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi Bilinçli Gençler Kulübü ile İşletme ve Ekonomi Kulübü ortaklaşa Danışman Hocaları Doç.Dr. Süleyman Serdar Karaca ‘nın teşviki ile beni ve Görme engelli şair arkadaşım Yunus Yılmaz’ı 03.12.2014 günü İİBF Yeşilırmak Konferans Salonunda söyleşiye davet ettiler. Söyleşi sonunda öğrenciler sordu. Bizlerde cevapladık. Güzel soru soranlara da kalemler hediye etti. Sorular ve cevapları şöyle oldu:
SORU- Türkiye’de İşitme Engelli Yüzdesi Kaçtır? Beden Dili yani işaret dili biliyor musunuz?
CEVAP- Türkiye Nüfusunun yaklaşık % 1.4 ü işitme engelli. İşaret dili eğitimi geçmişte yetersiz olmasına rağmen günümüzde her il de Üniversitelerde Aile ve Sosyal Politikalar il Müdürlükleri bünyesinde kurslar açılmakta ve buna da daha çok sosyal hizmet uzmanı, öğretmen olmak isteyen gençler ilgi göstermektedir. İşitme Engelli arkadaşlarla konuşacak kadar işaret dilini kendi kendimize işitme engelli arkadaşlar ile sohbet ederek öğrendim. Sizlere de işaret dili kurslarında işaret dili öğrenmenizi tavsiye ederim.
SORU – Nüfusun % 12 si engelli. Aileler engellileri toplum içerisine çıkarmak istemiyor. Neden? (Orhan Seçkin, Fakülte Sekreteri)
CEVAP-Engelli ailelerinin bilgisizliğinden kaynaklanıyor. Çocuklarımız zorlanmasın, çocuklarımız evde rahat eder, anlayışından kaynaklanıyor. Halbuki engellilerde toplum içine karışarak, engelli yakınlarının engellileri kabul etmek istemeyenlerin önyargılarına karşı önyargılı insanları konuşarak ikna etmek ve bilinçlendirmek için çaba harcamalılar.
SORU- Yeğenim engelli. Dışarı çıkartmakta ailesi zorlanıyor. Sizin dediğiniz gibi engelli ailesi de eğitim almak istiyor ve alıyor da. Dışarı çıkartırken sorun yaşıyorlar. Nasıl bir yol izlemeliler.
CEVAP- Öncelikle sorunun nereden kaynaklandığı konusunda bir tespitte bulunarak, çözümünün de nasıl olacağı konusunda bilenlerden yardım almak gerekir.Çok insan yardım almaktan çekindiğinden dolayı da sıkıntı yaşar. Bu yüzden engelli ailelerinin çekinmeden kendisini göstermiş engelliler ve ailelerinden onların engellerini nasıl aştıkları konusunda bilgi alarak kendi engelli çocuklarına da destek olmuş olurlar.
SORU- Günümüzde sadece öğrencilerin değil, diğer insanlarında özgüven sorunu var. Siz bu sorunun aşılması ve kazanılması noktasında neler tavsiye edersiniz?
CEVAP- Bunun yolu özgüven sahibi insanlar ile tanışmak, onlarla muhabbetler etmek, sık sık ziyarette bulunmak. Ama gençler ve insanlar hem özgüven sahibi olmak ister, hem de özgüven sahibi olan insanlar ile iletişimden bir süre sonra hemen sıkılmaya, uzaklaşmaya bakarlar. Hatta onların özgüvenini eleştirmekten ve dedikodusunu da yapmaktan asla kaçınmazlar.İşte bu yüzden de özgüven sorunlu bir toplum oluyoruz. Fraklı düşüncede de olsa özgüven sahibi insanlar ile sık sık bir araya gelirsek göreceğiz ki onlardaki özgüven zamanla bizlere de geçmiş.
SORU- Bugüne kadar karşılaştığınız çevrenizdekilerden dolayı en büyük sorun veya engeliniz nedir? Bu durumdaki tavsiye ve önerileriniz nedir?
CEVAP-Bugüne karşılaştığımız engellerin başında muhatap olduğumuz insanların alaycı tavırları ya da bizi yok sayan tavırları bizi her zaman üzer. Bunun yanda her fırsatta bizim yanımıza gelen sohbet eden ve davetimize icabet eden insanlar bizlere yaşama sevinci katar.Gençlerin bizler ile iletişim kuramayacağını zannederek kaçması yerine gelerek sohbet etmesi, sorular sorması ve vereceğimiz dergi ve kitapları okuyarak kendilerini geliştirmesi, kendini geliştirmek isteyen arkadaşları ile bizleri tanıştırarak onlarında faydalanmasını sağlaması, onların bizlere karşı önyargılarını yıkmak için çaba harcamaları her zaman bizleri mutlu eder.
SORU- Duymamak nasıl bir duygu bilmiyorum ama .Bu size neler hissettiriyor. Çevrenizde olup bitenleri duymamak nasıl bir şey.
CEVAP- Duymamak derin bir sessizlik hali. Seslerin yok olması durumu ve ben şahsen insanların olumsuz tavırları olmadığı müddetçe engelli olduğumu hatırlamam. Bu dünyada tüm sorunların kaynağı, cehalet ve kime nasıl davranılacağını bilememenin sonucu insanların birbiri ile iletişimsizliğinden kaynaklanıyor.
SORU- Engelini kabul etmek istemeyen bir çocuğu, topluma nasıl kazandırabiliriz? Bir çocuk ailesinden neler bekler?
CEVAP- Engelli bir çocuk sınırım ailesinden kendisini sevmesini bekler. Engellilere karşı toplumun önyargılarını yıkması için ailesinin mücadele etmesini ve engellilere karşı insanların yanlışlarını düzeltmeleri için onlarla iletişim kurmasını ister. Hakiki manada sevilen çocuk zamanla gerçek manada çevresini seven ve anlayan insan olarak topluma yük olmaktan çok faydalı olmaya bakar.
SORU- Engellilerin duygu dünyasına girmek adına nasıl yaklaşmalıyız ki, onlar kırmadan yapalım bu işi.
CEVAP-Çok sevdiğin bir engelli olmayan arkadaşına nasıl yaklaşıyorsan engelli olana da ona yaklaşıyor gibi yaklaşırsan sorun kalmaz.
SORU- Yeni tanıştığınız bir kişinin size nasıl davranmasını ve ne tür hareketler sergilemesi sizi mutlu eder?(Bekir Okumuş)
CEVAP- Yeni tanıştığımız bir insanın bizi görünce yanımıza gelerek çekinmeden gülümseyerek sevgisini göstermesi ve samimiyetini tavırları ile göstermesi ve samimiyetle diyalog kurması bizleri her zaman mutlu eder.
*
Turan Yalçın
www.gencgelisim.com