Bedeninizin duygularınızın aynası olduğunun farkında mısınız? Peki hayatınızdaki herkesin çakralarınızdan en az birinde taht kurup yerleştiğini biliyor musunuz?
Tüm düşünceleriniz ve duygularınız, vücudunuzun bir bölgesinde hücresel olarak iz bırakır. Duygular, kimyasal olarak bedeninizde üretilen moleküllerdir. Bu moleküller, enerji döngüsünü doğru tamamlayamaz iseler, hücrelere atıklarını bırakırlar. Bu enerjisel atıklar, genellikle ilgili endokrin bezin olduğu bölgeye etki eder. Kelimeleriniz dışarıya çıkamayıp boğazınızda düğümlendiyse, boğaz çakrası alanında, kalbiniz kırıldıysa, kabullenemediyse kalp çakra alanınızda, özünüzden gelen yaratımı dışarıya doğuramadıysanız sakral alanınızda enerjisel blokajlar vardır.
Her endokrin bezin görevi, kendisinin ilgili olduğu alanda sizin yaşamınızı kolaylaştırmaktır. Örneğin kök çakradan sorumlu böbreküstü bezlerininin görevi, size yaşama çoşkusu ve sevinci vermektir. Ürettiği hormon adrenalindir. Yaşama çoşkunuzu ketleyen olaylar ve kişiler kök çakranızda yerleşir. Çok susturulan, haklarını arayamayan, zorla sabır göstermesi istenen insanlarda boğaz ve tiroid sorunları görülür. Bir kişi ya da olay karşısında susuyorsanız; o olay ya da kişi boğaz çakranıza blokaj olarak yerleşir. Yakınlarınıza, kendinize, hayata gelecek konusunda güvenmiyorsanız dalak ve pankreas sorunu yaşarsınız. Size yapılanı hazmedemediyseniz, kızgınsanız karaciğerinizde yani solar çakranızda sorun vardır. Güvenmediğiniz eşiniz, işiniz, arkadaşınız solar çakranıza yerleşir.
Kısacası kavram ve kişiler ile sizin ilişkiniz hangi duyguya bağlı ise, o duyguyu üreten endokrin bezin sorumluluk alanında enerjisel blokaj ve zamanla da fiziksel rahatsızlık yaşarsınız. Bedeninizdeki her hastalığa karşı hayatınızda en az bir kişi vardır. Üstesinden gelmeniz gereken her duygu için yaşamınızda görev almış kişilerdir onlar. Yüksek bütünden baktığımızda ise en değerli öğretmenlerinizdir o kişiler. Her çakranın dolayısıyla her endokrin bezin sorumlu olduğu bir farkındalık seviyesi vardır bu nedenle. Siz sırasıyla aştıkça yukarıya doğru yükselir farkındalık seviyeniz.
Duygularınızın, blokajlarınızın ve kişilerinizin bedeninizde hangi bölgede olduğunu tespit edebilirsiniz. Aranızdaki iletişimi bir türlü dengeye getiremediğiniz kişilerin bağlı olduğu endokrin bezi tespit ettiğinizde daha kolay şifalandırırsınız. Hipokratif tıpta bir hastalık semptomunun hangi organa bağlı olduğunu tespit etmek gibidir bu. Yerini ve sebebini bildiğiniz bir hastalığı yenmek kolaydır.
Maddesel-organsal anatomi ile birlikte “Enerjisel Anatomi”yi bilmek, mucizevi şifaların kapılarını açar. Enerji bedeni, nefes ile direk bağlantılıdır. Enerjisel Anatomiye göre tedavi etmenin yolu da nefesten geçer.
Şifayı bulabilmek için, önce blokajın yeri enerji bedeninde tespit edilmelidir. Dedektif Nefes Uygulaması, bedeninizdeki blokajların yerini, çakralarınızın aktifliğini, hayatınızdaki kişiler ile ilişkilerinizin hangi çakra alanınızla bağlı olduğunu keşfetmenize yardım eden bir nefes uygulamasıdır.
Dedektif Nefesi Uygulama:
Sessiz bir ortamda bir sandalyede beden dengeniz eşit olarak oturmalısınız. Sırtınız ve omurganız dik, bel hafif çukur, omuzlar hafif yay hareketiyle geriye atılmış olmalıdır. Kuyruk sokumunuz dışında kalan sırtınızın diğer kısımları sandalyeye dayanmamalıdır. Ayaklar yere temas etmeli, elleriniz ise dizlerinizin üstünde sakince durmalıdır. Oturuş pozisyonunu aldıktan sonra gözlerinizi kapatın.
Bir soruna ya da hayatınızdaki bir kişiye odaklanarak, derince bütün dairesel nefesler alın. Nefesiniz kalp bölgenizden başlayarak dışarıya doğru genişlesin. O kişi ya ya da kavramla ilgili tam konsantrasyon sağlayana kadar nefes alıp vermeye devam edin. Bunun için süre sınırınız yok. Ne zaman hazır hissederseniz o zaman alabildiğiniz kadar büyük derin bir nefes alın ve bir süre bekleyip güçlü ama acele etmeden ağzınızdan “haaaaaa” sesiyle nefes verin. Bu sırada boğazınızdan çıkan enerji yuvarlak ve derin olmalıdır. Nefesinizi verirken hiç acele etmeyin, nefesiniz tamamen bitene kadar nefesi izleyerek bitirin. Dışarı çıkardığınız hava tamamen bittikten sonra da bir süre gözler kapalı ağzınız açık bekleyin. Bu işlemi sadece üç kere tekrarlayın. Eğer yeterli bulmuyorsanız bir süre ara vermeden tekrarlamayın.
Bu sırada bedeninizi gözlemleyin, bedeninizde hangi bölgede titreşim, acı, sıkıntı, ateş, yanma olduğunu keşfetmeye çalışın. Sorunun hangi çakra bölgesinde olduğunu verdiğiniz nefesin sesini izleyerek keşfedebilirsiniz. Nefesiniz en alttan başlayarak sırasıyla kök, sakral solar, kalp, boğaz, bölgesinden dışarıya çıkmaya başlayabilir. Tıkanmanın nereden başladığını algılamaya çalışın. Kişiler arasındaki farkı anlayabilmek için örneğin üç kişi seçip, her birisi için üçer kez çalışıp, aralarındaki ses-nefes-titreşim farkını keşfedebilirsiniz.
Çalışma bittikten sonra kişileriniz ile ilgili titreşim aldığınız çakranın sorumluk alanını hatırlayın ve o kişi ile ilgili yaşam dersinizin nasıl isabetli olarak çakıştığına şaşıracaksınız. O kişi ile iletişiminizi şifalandırmak için o çakranız ile nefes çalışmaları yapabilirsiniz.
Tüm yaşamınız özgür nefeslerle dolsun…
- Nesrin Dabağlar