Zikir, hareket (ritm), ses ve nefes unsurlarını içeren komplike bir yöntemdir. Bu değişik unsurlar bir ahenk içinde birlikte çalışarak İlâhî bir orkestrasyon oluştururlar.
Zikir hareketleri, 1’li, 2’li, 3’lü ve 4’lü ritmlerden kuruludur. Bu ritmler, kendi içlerinde değişik hızlarda uygulanır.
Hareketlerin amacı; beyni ve bedeni aktive etmektir.
Bu salınım hareketleri, özellikle beyin içindeki epifiz ve hipofiz bezlerini tahrik ederek, daha güçlü çalışmasına neden olmakta ve beyinde yeni devreler, yeni nöron gruplaşmaları kurulmaktadır. Kurulan bu yeni devreler, birbirleri arasında uyumlu hale geçerek, güçlü bir senkronizasyon sağlanmaktadır.
Bu ise, olağanüstü yeni imkânlar demektir.
Hipofiz bezi, kalp gözünün açılmasında, yani duyu ötesi görme sisteminin çalışmasında etkili olan bir bezdir.
Epifiz bezi ise, ruh gözü ile ilgilidir. Duyular ötesi sezgi sistemini çalıştırır. Dolayısıyla, bu bezlerin harekete geçişi, duyular ötesi âleme girişi başlatır.
Bedendeki bezlerin patronu durumundaki hipofiz bezinin güçlü çalışması, otomatik olarak diğer bezleri de etkiler. Bedendeki tüm salgı bezleri ve bu bezlere bağlı enerji merkezleri, şimdiye kadar sessiz kalmış, bilinmeyen fonksiyonlarını icra etmeye başlar.
Beden güçlenir ve yenilenir.
Yine bu hareketler, iç kulak içindeki sıvının hareketini sağlar. Bu sıvının içindeki sinir uçları uyarılarak değişik oluşum ve açılımlara yol açar.
Dervişlerin salınım ve dönüşlerini inceleyen bazı bilim adamları, olumlu sonuçlarını tespit ederek, özellikle zekâya yönelik hastalıkları, hastalara bu salınım ve dönme hareketlerini yaptırarak tedâvi etmeye başlamışlardır.
Zikirde verilen ritimlerle evrenin var olan ritmi yakalanır.
Ritim, evrenin nabız atışlarıdır.
Kalbin kendisi de bu İlahî ritimle çalışır.
Her an zikirdedir.
Nefesimiz de bir başka ritimle sürekli zikir yapar.
Zikrin değişik ritimlerle bedendeki dansı; ebedî sevgiliye, Allah’a sesleniştir.
Dolayısıyla zikir, evrensel entegrasyonda çok önemli bir unsurdur.
Zikir yaparken Allah sözü, Allah isimleri veya Allah tamlamaları kullanılır.
Amaç; Allah’a çağrıdır. Kutsallığa çağrıdır.
“Allah” adı söylendikçe büyük bir enerji açığa çıkar.
Allah adı bir motor güçtür. Bir reaktördür.
Enerji üretir ve dağıtır.
İlâhî enerji üretiminin temel taşı Allah adıdır.
Allah adı söylendikçe bir radyoaktif ışıma ortaya çıkar.
Ve… Bilinen radyasyon olayı gibi herkesi etkiler.
Ruhları ve bedenleri arıtan ve damıtan bir etlidir bu.
İyiye, doğruya ve güzele yöneltir.
Zikre başlandığı anda âdeta bir enerji santrali işlemeye başlar.
Madde ötesi boyutlardan, madde boyutuna doğru İlâhî enerji akımı oluşur.
Allah adı bir anahtar, bir şifredir.
Bugün gelişen teknoloji sayesinde ses titreşimleriyle açılan kapılar yapıldı.
Aynen bunun gibi Allah adı da kalplerin kapısını İlahî âleme açar.
İnsan ruhunu ve bedenini akord eder.
Hücreleri ve atomları yüksek kozmik titreşimlerle uyum içine sokar.
Allah / insan senkronizasyonu kurulur.
Kitlenmiş olan beden enerji merkezleri Allah ismiyle açılır.
Havada normal nefes yoluyla alamadığımız çok ince değerlerde bir enerji türü bulunur.
Zikirde gerek nefes alırken, gerek nefes verirken uygulanan vurgu sistemiyle, damağa ve burun köküne vurulan nefes ayrışarak içindeki “özel enerji”, önce beyine, sonra sağ ve soldaki enerji kanallarından bedene yayılır.
Beyni ve bedeni şarj ederek bu tür enerji eksikliği nedeniyle çalışamayan enerji merkezlerini çalıştırmaya başlar.
Temizleyici, iyileştirici ve kalitelendirici işlev görür.
Beyinin bugünkü tıp tarafından henüz çözülemeyen bölümleri, gerçek fonksiyonlarını ifâ etmeye başlar.
Elektrik enerjisi olmadan bir elektronik âlet nasıl çalışmazsa, gerekli özel enerji olmadan da beyinin bu bilinmeyen bölümleri çalışmaz.
İşte, olağanüstü bazı olaylar ancak bu esrârengiz bölümlerin çalışması ile ortaya çıkar.
İnce enerji çekimi ile bedende biriken olumsuz enerjiler de boşaltılır, beden rahatlar.
Aktive edici etkilerden biri de müziktir. Müzik, İlahî âlemden indirilen mutluluk partikülleridir. Vecd katsayısını yükseltmek için kullanılır. Bilge şiirleri üzerine bestelenmiş İlâhiler, duygusal değeri ve müzikalitesi ile çoşku dozajını yukarı çeker.
Kalpleri etkileyen yüksek heyecanlar ve hazlarla dervişi hızla ergime noktasına taşır.
Egonun kabuklarını soyar. Aşk yolunu açar. Evrenin sevgi sistemine ulaşmayı kolaylaştırır. Aşksızları aşka çağırır.
Zikir, içtenlik, saflık ve kendini bırakışla yapılmalıdır.
İnsanın kendini olduğu gibi zikre vermesi, zikrin ve vecdin ilk şartıdır.
Gerçek vecd, gerçek İlahî entegrasyon, gerçek ergime noktası bu kendini bırakışla başlar.
Vecd, aydınlığa giden yoldur.
Vecd halinde, zihin ve beden bilinmeyen değişimlere uğrar.
Zaman, mekân ve düşünce sınırlarının ötesine geçilir.
Bilgi ve güç temizlenen zihne dolar. Vecd haline bağlı olarak enerji inişi çoğalır.
Metafizik alışverişin boyutu boyutu artar. Enerji duvarı aşılır.
*
Nazım Akpınar
http://sufizmveinsan.com/konuk/akord.html