Sıkıntılar hastalıklara kapı açar

0
843

Sevgili Yâren Okuyucuları, Biyokimya  uzmanı  olmama , tıbbın en pozitif , rakamlar , cihazlar ve görüntüler ile uğraşan bir dalında çalışmama rağmen henüz bildiğimiz yöntemlerle ölçülüp biçilemeyen, daha çok  zihinsel  ve  ruhsal  bedenimizde  oluşan   değişikliklerin sağlığımızı ve  mutluluğumuzu nasıl  etkilediği sorularına  yanıtlar arıyorum. uzun yıllardır.

Bu  arayışın hiç bir zaman bitmeyeceğini de biliyorum. Zira  insan  zihninin ve düşüncesinin de  sınırı  yok.

Mutluluğu  arıyoruz  hepimiz.  Geneldede  hep  yanımızdakilerden. Çevremizden beklentiler içerisinde  bu  anlayışta zaman  zaman  umutsuzluklarada  kapılıyoruz . Oysaki içsel  şifa gücü kendi içimizde  gizli. Keşfetmemizi , açığa  çıkarmamızı  bekliyor.

Modern yaşam  koşulları , içimizdeki  gizemli  güçlerin  etrafını  öylesine  kalın kabuklar ile  sarıp  sarmalamış ki, örümceğin ağlarına takılmış minik  kelebekler gibi, bir  türlü  kendimizi  kurtaramıyor, çırpındıkça cenderemizi daha da  sıkıştırıyoruz.

Sağlıklı olmakla  ilgili beklentilerde genelde hep  doktorlarımıza ve sağlık sistemine  yönelik. Keşke  iç sesimize kulak  verip onu dinlesek  ve  ilk belirtiler başladığında , zihin-ruh-beden uyumsuzluğunu gidermenin yollarını  arasak.

Hoşlanmadığımız ve  bizi mutsuz eden davranışları sergilemeye devam ettikçe  oluşan belirtiler daha sonraları fiziksel  olarak  bedenimize yerleşiyor ve iyileşmeleride zaman  alıyor.  Fiziksel  bedenimiz  ile enerji bedenimizin uyumsuzluğu bizi  akortsuz bir müzik aletinin çıkarttığı  çatlak  sesler gibi  değişik  belirtilere yönlendiriyor.

Lütfen içsel  sesinizi  dinleyin. İç sesimiz  genelde  bizlere  kendimiz için  doğru  olanı  söyler. Bir  hareketi  yaparken  rahatsızlık  ve  huzursuzluk  hissediyorsanız o  davranışta  ısrar  etmeyin. Zira enerji  bedeniniz sizinle  enerji  duymaya çalışmaktadır. Onu  dinlemezseniz hormanal sisteminizi yada  sinir  sisteminizi  kullanarak, size daha  görülür  ve ölçülebilir düzeyde  sinyaller göndermeye başlayacaktır. İşte ozaman  sıkıntıdan  kurdeşen  dökecek, sedef  hastalığı  döküntüleriniz artacak, mide asidiniz  aracağı için, mide arıları  çekecek, irritabl barsak  sendromu bulgularınız şiddetlenecek, bedeninizin  her  yerinden ağrılar  hissedeceksiniz. Tansiyonunuz bir  inecek  bir  çıkacak, uyku  problemleri  yaşamaya başlayacaksınız. Bunların hepsi  birden olmayacak  elbbette, zayıf noktanız  neresi  ise oradan yakalayacak sizi  bu  beden-zihin ve ruh uyumsuzluğu…

İşte ozaman  konunun  uzmanı  doktorlar sizi  güzelce  tedavi  edecekler. Ama  siz  yaptığınız  yanlışları  tekrarlar iseniz, bir  süre  sonra  sil baştan olacak herşey…

Stres altında  bağışıklık  sistemimiz baskılanıyor, mikroplar, virüsler ve  parazitler bayram ediyor, zil çala çala  gelip  zaten kendilerine , kapları , pencereleri açmış  bu bedenlere yerleşip  günlerini  gün  ediyorlar. Onlarında  yaşama  genleri böyle  programlanmış. Genetik  ürünlerini  bir  sonrakilere  aktarmak onlarında amacı… Onlara kızacağımıza  önlemimizi alalım sevgili  doslar. Aslında  heran  “mikrop” diye tanımladığımız , bakteri, virüs, mantar, parazitin saldırısına  uğruyoruz. Onlar bedenimize  girmek  için , bir onları  sokmamak  için savaş  veriyoruz. Sağlıklı bir  beden bu  savaştan  galip  çıkıyor.

Bizi  sarıp sarmalayan derimiz , üzerinde bir  yara, bere gibi  açık bir kapı yoksa en berbat  mikrobu  dahi içimize  sokmuyor, ama  en ufak  kesikten , açık kapıyı  gören, tetanoz, sarılık, aids gibi zararlılar kolayca  bedenimize  girebiliyor.

 

Dr. İnci Haznedaroğlu
Knilink Biyokimya Uzmanı
Erkin Tamamlayıcı Tıp Hizmetleri
drerkin@teknok.com

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz
Lütfen adınızı yazınız