NLP tartışmaları

0
1120

Bireysel gelişim pazarının gözdesi NLP’’ye olan ilgi bir süre daha sürecek. Ancak taraftarlar ve muhaliflerin ortak tezi, iki haftada yetişen uzmanların yarattığı sakıncanın büyüklüğü.

NLP son yılların yükselen trendi. NLP ile yabancı dil öğrenin, NLP ile zayıflayın, NLP ile başarıyı yakalayın, NLP’’nin iş dünyasına katkıları vs… Liste uzayıp gidiyor. Her derde deva olduğu iddia edilen NLP, sihirli bir değnek mi, başarı iksiri mi, iddia edildiği kadar etkili mi yoksa ismi bizde saklı bankanın artık şüphelendiği gibi şarlatanlık mı? Aslında NLP’’nin ne olup ne olmadığı konusunda kafa karışıklığı sürüyor.

Bazı psikiyatrist ve psikologlar NLP’’yi bir terapi tekniği olarak kabul ederken, bazıları tamamen bilim dışı buluyor. Tıp kökenli olmayan ’’NLP uzmanları’’ ise bu işi bir modelleme olarak nitelendiriyor. Kısaca, NLP konusunda farklı yaklaşımlar, değerlendirmeler söz konusu.

Her ne kadar Batı’’nın gündeminden düşmüş olsa bile NLP, Türkiye’’de hala canlılığını koruyor. Bu canlılık talebin yüksek olmasından çok, NLP konusu ile ilgili tüm tarafların uzlaşmaz bir çatışma yaşıyor olması. Öyle ki bu çatışma, ’’NLP gerçekten de işe yarıyor mu’’ sorusunun ötesine geçmiş, şarlatanlık mı değil mi noktasına ulaşmış durumda. Bu tartışma oldukça geniş bir alana yayılıyor: NLP uzmanları, psikiyatristler, psikologlar, terapistler, yönetim danışmanları, İK uzmanları, bireysel gelişim uzmanları ve hatta kariyer danışmanları…

Sözkonusu bankanın yaşadığı tecrübeden ve ortalıktaki belirsizliklerin yarattığı tartışmalardan yola çıkarak NLP taraftarları ve anti NLP lobisine danıştık. Oldukça tartışmalı olan bu konunun tozu dumanı arasında, “NLP gerçekten nedir?” sorusuna yanıt aradık. Aşağıda bu konudaki tartışmaları ve görüşleri okuyacaksınız; bizim vardığımız sonuç şu: Talep devam ettiği sürece NLP’’ye olan ilgi de sürecek.

Bu işi akademik platforma taşıma çalışmaları belki de ’’iki haftada yetişen NLP uzmanları’’nı ortadan kaldıracak. Yani en azından yeni bir trend çıkıp ortalığı yeniden kasıp kavurana dek. Hal böyle olunca, NLP’’ye biraz daha yakından bakmak, güçlü ve zayıf yönleri, riskleri konusunda donanım sahibi olmak gerekiyor.

Kazazede bankamızın haline düşmemek ve sahte uzmanların elinde oyuncak olmamak için işte NLP etrafından dönen tartışmanın ayrıntıları. Açılımı “Neuro Linguistic Programming” olan NLP, insanları anlamak ve etkilemek için oluşturulan psikolojik yetiler olarak özetleniyor. İlk olarak 1970’’li yılların başında psikolojiye ilgi duyan matematikçi Richard Bandler ve dilbilimci John Grinder’’in “Herhangi bir uzmanlık becerisine sahip bir kişi ile aynı beceriye sahip olmasına rağmen konusunda daha üstün olan birisi arasındaki farkın nedeni nedir?” sorusu ile temeli atılan NLP, uzun yıllar ABD’’de konuşulup tartışıldıktan sonra Avrupa’’ya ardından da çevre ülkelere sıçramış.

Taraflar uzlaşamıyor!

ABD’’nin ardından diğer kıtalara yayılan ve oldukça popüler olan NLP konusunda iki ayrı kamp bulunuyor: NLP taraftarları ve anti NLP’’ciler. Her iki kampında çok sayıda argümanı ve taraftarı bulunuyor. Anti NLP’’ciler de kendi arasında ikiye ayrılıyor. Bir bölümü NLP’’nin hiçbir bilimsel yönü bulunmadığını, farklı terapi tekniklerini bir araya getirdiğini söylüyor; bir diğer taraf ise NLP’’nin aslında bir terapi olduğunu, terapistler tarafından uygulanması gerektiğini belirtiyor.

Bu grup, “NLP, psikoloji dünyası tarafından desteklenmediği için iş dünyasına pazarlandığı” düşüncesinde. Psikiyatrist Alp Karaosmanoğlu, NLP’’de var olan tekniklerin farklı davranış okulları tarafından 1950-60’’lı yıllarda kullanıldığını söylüyor. Karaosmanoğlu, “NLP varolan tekniklerin birleştirilmesidir. Farklı öğretilerin tekniklerini kullanıyorlar, ancak bu öğretiler sürekli yenileniyor; o nedenle NLP’’nin temelini sağlam görmüyorum” diyor.

NLP’’nin ’’modern din’’ haline dönüştüğünü de belirten Karaosmanoğlu, “NLP’’ciler bu işin özünü bilmedikleri için mutluluk veren bir yol bulduklarını sanarak kendilerine başvuranları mürit haline getiriyorlar. Psikiyatri dünyasında etik kurallar çerçevesinde bu işle ilgilenen çok az, bazı isimler var ancak psikiyatri ve psikolog camiası NLP’’ye sıcak bakmıyor” diyor. NLP taraftarları ise bu sistemin içinde terapi yöntemleri ve psikolojik yaklaşımlar barındırmasına karşın, asla tek başına terapi olmadığı düşüncesinde. Sistemi ’’modelleme’’ olarak değerlendiren bu grup, terapi gerektiren kısmın mutlaka tıp kökenliler tarafından icra edilmesi fikrinde buluşuyor.

Batı ilgisini yitirdi

Bir başka grup var ki, deyim yerindeyse, dünya umurlarında değil. NLP ile hayalleri gerçekleştirme, üniversite sınavını kazanma, türban sorununu çözme gibi iddiaları var. Uzun yıllardır bu iş ile uğraşan ve bu işe bilimsel bir kimlik kazandırma çabasında olan NLP’’cilerin en büyük düşmanı işte bu kesim. Gün geçtikçe prestijini yitiren ve deyim yerindeyse ’’ayağa düşen’’ NLP, aynı süreci ABD’’de de yaşamış. Türkiye’’nin en eski NLP uzmanlarından olan Tamer Dövücü ise “ABD’’de de bir haftalık kursa katılanlar NLP uzmanı oldu ve NLP prestij kaybetti” diyor.

 

Yazan : Esin Gedik Kaynak : www.sabah.com.tr

LEAVE A REPLY

Lütfen yorumunuzu giriniz
Lütfen adınızı yazınız