Gelişen Kent Üniversitesiyiz

0
976

Kültür Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Tamer Koçel verdikleri eğitim konusunda iddialı konuştu.

İstanbul Kültür Üniversitesi'nden bahsedebilir misiniz?
Prof. Dr. Tamer Koçel: Üniversitemiz 70 yıllık köklü bir eğitim geleneğinin ürünü olan Kültür Eğitim Vakfı tarafından 1997 yılında kurulmuş bir Vakıf Üniversitesi dir. Üniversitemizin misyonunu şu sözlerle ifade edebiliriz: "Yaşama hazır mezunlar yetiştirmek". Ancak onları bu sürece hazırlarken, yaratıcı düşünmeye sevk ederek, girişimcilik, sorgulama, sonuç üretme becerileri ile donatılmış, bilgi teknolojilerini kullanabilen, yeniliklere açık ve dünyayı tanıyan, kendini ve edindiği mesleki formasyonu sürekli geliştirebilecek şekilde yetiştirmeye çalışmaktayız. Amacımız, öğrencilerimizin hür ve eleştirel düşünceye sahip olarak, kendi iradesiyle karar verebilmeleri, etik değerlere sahip ve dünyayı tanıyan yetişkinler olarak topluma kazandırılmalarıdır.

 

Bİlal Özbay
bilgi@gencgelisim.com

 

İstanbul Kültür Üniversitesi'nden bahsedebilir misiniz?
Prof. Dr. Tamer Koçel: Üniversitemiz 70 yıllık köklü bir eğitim geleneğinin ürünü olan Kültür Eğitim Vakfı tarafından 1997 yılında kurulmuş bir Vakıf Üniversitesi dir. Üniversitemizin misyonunu şu sözlerle ifade edebiliriz: "Yaşama hazır mezunlar yetiştirmek". Ancak onları bu sürece hazırlarken, yaratıcı düşünmeye sevk ederek, girişimcilik, sorgulama, sonuç üretme becerileri ile donatılmış, bilgi teknolojilerini kullanabilen, yeniliklere açık ve dünyayı tanıyan, kendini ve edindiği mesleki formasyonu sürekli geliştirebilecek şekilde yetiştirmeye çalışmaktayız. Amacımız, öğrencilerimizin hür ve eleştirel düşünceye sahip olarak, kendi iradesiyle karar verebilmeleri, etik değerlere sahip ve dünyayı tanıyan yetişkinler olarak topluma kazandırılmalarıdır.
Üniversitemiz Fen-Edebiyat, İktisadi ve İdari Bilimler, Hukuk, Mühendislik ve Mimarlık, Sanat ve Tasarım olmak üzere 5 fakülteyi, İşletmecilik Meslek Yüksekokulu ve Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu ile 2 meslek yüksekokulunu, Sosyal Bilimler ve Fen Bilimleri olmak üzerede 2 enstitüyü bünyesinde barındırmaktadır. Toplam 35 yükseköğretim programına öğrenci almakta, enstitülerde ise 18 anabilim dalında yüksek lisans ve doktora eğitimi vermekteyiz. Bugün geldiğimiz noktada, İstanbul Kültür Üniversitesi 1.500 mezunu, 4.750 öğrencisi, 500'den fazla akademik ve idari personeli, üniversitenin çeşitli hizmetlerinden yararlanan, işadamı, yönetici ve çalışan, üniversite-iş hayatı iş birliği çerçevesinde birlikte çalıştığımız değişik sektörlerden çeşitli büyüklükteki firmalar ve kurumlar ile büyük bir aile gibidir.

İKÜ'nin diğer vakıf üniversitelerinden farkı nedir?
TK: Her üniversitenin doğal olarak kendi kültürü, öne çıkan özellikleri, öğrencilerine sunduğu farklı olanakları vardır. İstanbul Kültür Üniversitesi de bazı özellikleri ile diğer vakıf üniversitelerinden farklılaşmaktadır. Örneğin İstanbul Kültür Üniversitesi'nin burs uygulaması bunun güzel bir örneğidir. İstanbul Kültür Üniversitesi en fazla burslu öğrenciyi bünyesinde barındıran vakıf üniversitelerinden biridir. Her bölüme ÖSS ile alınan burslu öğrenciler dışında Başarı Bursu, İhtiyaç Bursu, Kültür Eğitim Vakfı Bursu gibi farklı burslarla da öğrencimizi maddi olarak desteklemeye çalışıyoruz. İstanbul Kültür Üniversitesi'nde ÖSS ile kazanılan bursun da bir ayrıcalığı vardır. Bu burs, öğrencinin başarısına bağlı olmadan yasal öğrencilik süresi boyunca devam eder; yani kesintisiz bir burstur.
İKÜ'nün çok önemli bir farkı da her yıl devlet desteğine hak kazanan birkaç vakıf üniversitesinden birisi olmasıdır. Devlet tarafından verilen bu desteğin maddi yönü değil, devletin belirlediği yükseköğretim standartlarına uygunluğu ve kaliteyi ödüllendiriyor olması bizim için son derece önemlidir.
Üniversitemizin konumu da öğrencilerimize ulaşım konusunda büyük avantajlar sağlamaktadır. Gerek İstanbul'un her yerinden, gerekse şehir dışından rahatlıkla ulaşılabilecek bir konuma sahip olması üniversitemizi "Kent Üniversitesi" haline getirmiştir. İşte bu noktada diğer üniversitelerden de farklı olarak şehir merkezinde olmamız, hem öğrencilerimizin hem de öğretim kadromuzun İstanbul'un kent yaşamından kopmadan ulaşım rahatlığıyla üniversiteye gidip gelmelerini sağlamaktadır.
Fakültelerimizde iş hayatı ile iç içe bir eğitim programı uygulanmaktadır. Öğrencilerimiz sadece bir meslek için değil; fakat gerçek yaşam için eğitilmektedir.

Eğitim ve öğretim dışında öğrenciye sunulan olanaklar neler?
TK: Üniversitemiz akademik ve bilimsel etkinlikler yanında sanata, kültüre ve sosyal gelişim ve değişime duyarlı bir çizgide çalışmalarını sürdürmekte ve bu tür faaliyetlere büyük önem vermektedir. Yaptığımız etkinliklerin daha geniş bir çevreye yayılmasına çalışmaktayız. Üniversitemiz her yıl halka açık bir etkinlik programı hazırlamakta; resim ve fotoğraf sergilerini, konser ve resitalleri, tiyatro gösterilerini hem öğrencilerimizin hem de kaliteli sanatsal faaliyetlerden faydalanmak isteyenlerin beğenisine sunmaktadır. Bu anlamda üniversitemiz giderek bölgesinin Kültür Merkezi haline gelmektedir. Öğrencilerimizin boş zamanlarını kendilerini de geliştirecek etkinliklerle değerlendirmeleri bizim en büyük arzumuzdur. Bu nedenle üniversitemiz bünyesinde spor tesisleri, bilardo ve satranç salonları, internet laboratuvarları öğrencilerimizin kullanımına açıktır. Ayrıca öğrencilerimizin kulüp etkinlikleri yoluyla kendilerini ifade etmelerini, yeni sosyal ilişkiler geliştirmelerini de sürekli olarak desteklemekteyiz.

İstanbul Kültür Üniversitesi'ndeki öğrenci kulüpleri hakkında bilgi verebilir misiniz?
TK: Üniversitemizde öğrencilerimizin ders dışındaki zamanlarda mesleki, bilimsel, kültürel ve sportif etkinliklerle vakitlerini doğru ve etkin bir şekilde değerlendirmelerini sağlamak amacıyla öğrenci kulüplerimiz faaliyet göstermektedir. Kulüp faaliyetlerimizin öğrencilerimizin kişisel yetenek ve sosyal becerilerini geliştireceğine inanıyoruz; bu nedenle kulüp faaliyetlerini çok önemsiyoruz. Yaklaşık 50 kadar öğrenci kulübümüz bulunmaktadır.
Bu kulüpler öğrencilerimizin ilgi alanlarına yönelik olmakla beraber onların kültürel, sanatsal, akademik ve bireysel gelişimlerine de katkı sağlamaktadır. Bu şekilde gerçekleşen faaliyetler, ders dışı etkinliklerin düzenlenmesine katkıda bulunmaktadır. Gerek üniversite içinde, gerekse üniversite dışında spor müsabakaları düzenlenmektedir. Örneğin futbol, basketbol, voleybol, bilardo, bowling ve tenis takımlarımız bulunmaktadır. Yoğun bir şekilde etkinlik gösteren kulüplerimizden bazılarına örnek olarak, Astronomi Kulübü, Atatürkçü Düşünce Kulübü, Basketbol Kulübü, Fotoğraf Kulübü, Management Club, Mühendislik Kulübü, Müzik Kulübü, Kişisel Gelişim Kulübü, Havacılık Kulübü, Hukuk Kulübü, Kalite Kulübü'nü sayabiliriz. Bu kulüplerde öğrencilerimiz danışman öğretim üyelerinin de desteğiyle kişisel gelişimlerine katkıda bulunacak fotoğrafçılık, ebru, salon dansları, bilgisayar, web tasarımı gibi kurslar, çeşitli seminerler, münazara turnuvaları, spor müsabakaları düzenlemektedir. Bizler de yönetim olarak kulüplerin etkinliklerine sürekli olarak destek olmaktayız.

 

MIKELANJ (Michelange lo Buonarroti)  Rönesans dönemi İtalyan heykeltraşı, ressam ve mimar (1475-1564).
Floransalı eski bir ailedendir. Küçük yaşta resim yapmaya başladı. Babası onun sanata yönelmesini önleyemedi. 1488'de resim atölyesine girdi. Eski heykelleri ve çağdaş resim taslaklarını inceledi. Heykel tekniğini öğrendi. Pek çok tanınmış sanatçının figürlerini kopya etti. 1495'te Floransa'ya döndü. Burada yaptığı bir nikelin beğenilmesi üzerine Roma'ya çağrıldı. Orada 'Bachus' ve 'Vatikan Pietası' adlı eserlerini yaptı. Artık sanat çevrelerince tanınmaya başlamıştı. Ünlü eseri olan mermerden Davut (David) heykelini yaptı. Bu çok başarılı eserinde anatomi kusursuzdur; gövde hareket etmeye hazır gibidir. Mimarlık ve şiirde de güzel eserler vermiştir. 'Gündüz ve Gece', 'Alacakaranlık ve Şafak' ile 'Zafer' adlı figürleri tanınmış eserleri arasındadır.  Seksen sekiz yaşında Roma'da ölmüştür.   

 

EMILE ZOLA Fransız roman yazarı (1840-1902)
Paris'te doğdu. Düzenli bir öğrenim görmedi. Birçok yayınevinde reklam şefi olarak çalıştı. Çeşitli gazetelerde yazıları yayımlandı. İnceleme edebiyatının gelişmesi için gayret gösterdi ve eserlerinde toplum gerçeklerini tüm açıklığıyla göz önüne serdi. Realist bir çizgi izledi. Buna rağmen sanat eleştirilerinde izlenimcileri (Empresyonistler) savundu. Günlük siyaset konularıyla ilgili sohbetlerde ve ortamlarda krallık rejimine şiddetle karşı çıktı. 'Therese Raguine' adlı romanı ve diğer öyküleriyle ün kazandı. Romanlarında insanların en çirkin ve gizli yüzlerini ortaya serdi. Bilimsel çalışmalara hassasiyet gösterip, toplumsal sorunlarda düşüncelerini açıkça dile getirmekten geri durmadı. 1898'den sonra casusluk suçuyla ömür boyu hapse mahkum edilen 'Dreyfus' adlı bir subayın suçsuz olduğuna inandı. Bu nedenle Zola, hükümet güçlerine karşı 'Suçluyorum!' adlı bir bildiri dağıtarak kanunları eleştirdi. Daha sonra tutuklanıp bir yıl hapis cezasına çarptırıldı. Bu olay tarihe 'Dreyfus Olayı' ismiyle geçti. Konağında şöminesinden çıkan dumandan zehirlenerek öldü. Emile Zola'nın başlıca eserleri 'Meyhane' 'Germinal' 'Therese Raguine' 'Hayvanlaşan İnsan' 'Bir Aşk Öyküsü' 'Yaşama Sevinci' 'Döl Bereketi' 'Emek' ve 'Gerçek'tir.    

 

ZİYA PAŞA Osmanlı devlet adamı ve yazarı (1825-1880)
İstanbul'da doğdu. Beyazit Rüştiyesi'ni bitirdi. Farsça dersleri aldı. Aynı zamanda Divan Edebiyatı'yla ilgilendi ve şiirler yazdı. Sarayda katiplik görevinde bulunduysa da, daha sonra saraydan uzaklaştırıldı. Kıbrıs, Amasya ve çeşitli vilayetlerde devlet görevlerinde bulundu. Ziya Paşa, Osmanlı monarşisine karşı kurulmuş olan batılılaşma yanlısı Jön Türkler Cemiyeti'nin en aktif üyelerinden biriydi. İstanbul'dan uzaklaştırılmak üzere Kıbrıs'a gönderilmek istendi. Fakat kısa süre sonra Namık Kemal ile birlikte Paris'e kaçtı. Oradan Londra'ya geçti. Burada Hürriyet Gazetesi'ni kurdu. Bir süre sonra tekrar İstanbul'a dönme kararı aldı. Anayasa'nın hazırlanmasıyla ilgili çalışmalarda yer aldı. Adana valiliği görevi sırasında rahatsızlandı ve orada öldü.
Ziya Paşa Klasik Türk Edebiyatı'nın çeşitli nazım biçimleriyle şiirler yazdı. Şiir sanatımıza konu ve anlam bakımından yenilikler getirdi. Terci-i Bend ve Terkib-i Bend onun en tanınmış eserleridir. Hiciv ve mizah alanında 'Zafername' adlı eseriyle ün kazandı. 'Hârabat' adlı büyük antolojiyi hazırladı. 'Veraset Mektupları' 'Rüya' ve 'Avrupa Mektupları' nesir olarak yazdığı eserlerdir. Çevirileri arasında 'Endülüs Tarihi', Jean Jacques Rousseau'nun 'Ernil'i, Moliere'in 'Tartuffe'u bulunmaktadır.  

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz
Lütfen adınızı yazınız