TAVUKLARIN FERYADINI DUYAN VARMI!

0
772

 

Değerli okurlarım!

“..Burada değinmemizde  fayda var .

Gerek yumurta üretimi i için olsun, gerekse kesimlik olsun, çiftlik tavuklarının yaşam biçimi, ne hayvan haklarına sığar ne de insanlığa…

Vicdanı gelişmiş hiçbir insan onların yetiştirilme şekillerine rıza göstermez.

Bilindiği gibi civcivler kuluçkadan çıktıktan sonra nerede ise hepsi  tasmalı köleler haline getiriliyorlar, birbirlerini tartaklamamaları için gagaları kesiliyor; biraz büyüdüklerinde daracık bir ortamda sağa sola dönmelerine fırsat verilmeden yetişecekleri kafeslere hapsoluyorlar.

Her bir tavuğun önünde sadece başını kaldırıp indireceği kadar bir aralık vardır ki o aralıktan yemini alabilsin ve suyunu içebilsin. Arka tarafında da kakasını yaptığında temizlenecek bir şerit akar. Bu hayvanlar, ortaçağ esirlerinden çok daha vahim ağır şartlarda yumurta yapmaya veya kesimlik hale gelinceye kadar hiç yerinden kıpırdanmadan hayatını geçirmeye mahkum edilmişlerdir.

Sırf şu cinayete dur demek için bile olsa çiftlik tavuklarına karşı ambargo uygulamaya ve almamaya değer. Onları güya et denilen bir yapıyla şişirip kesilecek hale getirmek için hayvanlara zulüm yapılıyor.

Kesim işlemi de tamamen fabrikasyondur. Hayvan konulduğu yerde olduğu gibi kesilir ve içindeki pislikle birlikte sıcak kazanlara atılır. Daha sonra oradan çıkartılarak yine teknik şekilde yolunur ve ardından sakatatı çıkartılır. O sakatat da çoğu kere tavuk yemi yapılarak bir sonraki mahluklara yedirilir.

“Gel de bu tavuğu ye!…”

Hiç kimse esasında ancak altı yedi ayda kesimlik boyuta gelebilen bir tavuğun nasıl olup da 45 günde kesilecek büyüklüğe ulaştığını sorgulamaz.

Halk arasında hormonlu denilir ama bunun ne anlama geldiği üzerinde kimse durmaz.

Bizim hormonlu diye adlandırdığımız durum, aslında genetiği ile oynanmış veya genetik açıdan modifiye edilmiş demektir.

Bir canlının genetiğini yeniden düzenleyerek o cinsi değiştirmek en tehlikelisidir.

Günümüzde marketlerde ucuz et kategorisindeki tavuklar işte bu cinsten bir üretimle yaygınlık kazandılar…”

Bizim buraların Nur dağlarının zirvesindeki Kerküt Köyü’nün çocuğu  Mehmet Ali BULUT’ un kaleme aldığı “Hayat Yayınları tarafından 2 ayda 100 bin adet basılan “Can Boğazdan Çıkar” adındaki kitaptan aynen aktardım tavuğun trajik, acı ve ticarete nasıl kurban gittiğinin hikayesini.  Bu kitabı okuduktan sonra bu türdeki genetiği değiştirilmiş tavuk yememeye karar verdim.

Ve önemine binaen insanlığın sağlığını tehdit bu olayı hayvan severler siz değerli okurlarımla önemine binaen paylaşmak istedim…

ATATÜRK KÖŞESİ

Büyük insanları büyük milletler yetiştirir..

DÜŞÜN-TAŞIN

Ot olunca aslanların azığı dönüştü cevherleri kiremit toprağına.

AFORİZMALARIM

Doğum günün, uğurlu sayım uğurlu rengim fal nazar ve sair saplantılarım yok! Öğünmek gibi olsun FENERBAHÇELİ’yim..

*

Yüksel Mert

yukselmertoglu@hotmail.com

 

LEAVE A REPLY

Lütfen yorumunuzu giriniz
Lütfen adınızı yazınız