Gelişiyorum, Öyleyse Varım!

0
851

Aç gözünü! İçinde yatan aslana bir bak… Yakışır mı sana hiç, ömrünce ürkek bir tavşan gibi yaşamak? Konuşmasıyla, duruşuyla, giyimiyle, olaylara getirdiği yorumuyla, işindeki başarısıyla herkesin pür dikkat dinlediği önemli bir isim ol. Daha dünyaya…

 

 

 

 

 Yazar : Ahmet KARAYÜN  
ahmetkarayun@gmail.com

Aç gözünü! İçinde yatan aslana bir bak… Yakışır mı sana hiç, ömrünce ürkek bir tavşan gibi yaşamak? Konuşmasıyla, duruşuyla, giyimiyle, olaylara getirdiği yorumuyla, işindeki başarısıyla herkesin pür dikkat dinlediği önemli bir isim ol. Daha dünyaya gelmeden önce yaptığın gibi, hayat yarışı kazanmak için mücadele et.

Sen… Evet, evet sen! Bu satırları okuyan değerli dostum. Seninle hayatımız, gençliğimiz ve gelişimimiz üzerine biraz sohbet edeceğiz. Bu sohbetten sonra, içinde sessizce yatan Aslan’ı uyandırıp, avazı çıktığı kadar kükremesine izin vermeyi unutma!
Sen milyonlarca kardeşini öldürüp, başarmak için katil oldun… Yaşam mücadelesi verdiğin zorlu yarışta, tüm rakiplerini geçip, ana rahmine ulaşarak, dünyaya gelmeye hak kazandın. Sen daha doğmadan önce kazanmayı öğrendin.
Peki kainata geldikten sonra ne oldu? Gözlerini dünyaya açtın, hiçbir şeyle ilgili bilgin yoktu. Çevrende olup bitenleri görüp, duyup, deneyimleyerek öğrenmeye başladın.
Etrafında bir yığın öğretmen vardı… Annen, baban, dayın, halan, teyzen, ağabeyin, ablan, komşuların ve arkadaşların. Elini ilk ateşe uzattın ve canının ne kadar yandığını hissettin. Oysa ateş önemli bir icattı ve yerinde kullanıldığında ise çok büyük bir nimet. Ama sen ömrünce hep korktun ateşten. Çünkü ateşten korktuğunu gören herkes, ateşle tehdit etti seni. Her an korkuların ve zaaflarınla tehdide uğradın. Elini uzattığın her şey “Cısss” oluverdi birden. Sende elini uzatmaktan, keşfetmekten, deneyimlemekten vazgeçtin yolun başındayken daha.
Konuşmaya başladın sonra ve sorular sormaya. Sorularından sıkılan ve saçma bulan ebeveynlerin “Sükut’un altın olduğunu” öğrettiler sana. Ondan sonra hep yuttun kurmak istediğin soru cümlelerini, ne anlatılıyorsa, nasıl anlatılıyorsa onları dinleyip, öylece ezberleyiverdin bilinçsizce.
Annen-Baban nasıl giydirirse öyle giyindin. Büyüklerin hangi televizyon kanalını izlerlerse onu izleyip, müfredatta hangi kitaplar varsa onları okudun. Hiç kendini bilmedin… Hep aynaya bakıp saçını taradın, ama hiç içine bakıp kim olduğunu görmeye çalışmadın. Meslek Lisesine git, en kolay ve revaçta olan meslek Muhasebe dediler… Ve sende öyle yaptın. Dünya’nın en iyi edebiyatçısı, oyuncusu, ressamı yada doktoru olacaktın belki… Ama bir şirketin muhasebe departmanına sıkışıverdin ömrün boyunca. Korkularınla yüzleşmedin hiç… Kim olduğunu göremedin puslu aynalarda. Giyiminden, duruşuna kadar hiçbir şeyinde kendi imajını, benliğini yakalayamadın. Konuşma üslubun ve diksiyonun dahi, çevrenden duyduklarından farklı olmadı hiç.
Ama şimdi; aynanın karşısına geçip, korkularınla, tutkularınla, benliğinle yüzleşme vakti. Bitkisinden böceğine kadar, dünyada her şey bir değişim ve gelişim içindeyken, sen kimi ve neyi bekliyorsun?  Derin bir nefes al… Bir ajanda edin ve gelişimine dair her şeyi not etmeye başla. Konuşmanı, Beden Dilini, Giyimini ve Bilgi Darcığını geliştirmek için ilk adımı at. İnterneti kullan, dergi ve kitap al. Tırtılın, kozasından çıkıp rengarenk bir kelebek oluşu gibi; sende sıyrıl kendin olmana izin vermeyen o kalın kabuklarından.
Aç gözünü! İçinde yatan aslana bir bak… Yakışır mı sana hiç, ömrünce ürkek bir tavşan gibi yaşamak? Konuşmasıyla, duruşuyla, giyimiyle, olaylara getirdiği yorumuyla, işindeki başarısıyla herkesin pür dikkat dinlediği önemli bir isim ol. Daha dünyaya gelmeden önce yaptığın gibi, hayat yarışı kazanmak için mücadele et. Her ne olursa olsun, her sabah uyandığında dünyanın yeniden inşa edildiğini unutmayıp, kendini tazele ve geliştir. Unutma ki; Gelişiyorsan varsın! Öyleyse varolmak için gelişmeye başlamanın zamanı, tam da ŞİMDİ. Hoş ve sevgiyle kal.

“Dışarıya bakan, rüya görür; kendi içine bakan uyanır."
C. Jung

LEAVE A REPLY

Lütfen yorumunuzu giriniz
Lütfen adınızı yazınız