Rahatlıkla söyleyebilirim ki, toplumca İKİYÜZLÜYÜZ.
Bu ikiyüzlülüğümüz ve riyarkalığımız boşanmış kadında bile böyle. Bırakın boşanmışını kadına bakış açısı ikiyüzlü.
Bir kadının özgürce cinsel, tensel ve duygusal ilişkisini yaşabilmesi için ille sosyetik, ünlü, şarkıcı, türkücü ya da film artisti mi olması gerekir?
Evet!
Bizim toplumuzda öyle.
Buna verilecek o kadar örnek var ki.
Mesela Seda Sayan.
Kaç evlilik yaptı ve boşandı. Kim karıştı, kim ahlaksız, edepsiz, azmış yapıştırmasını yaptı?
O Seda Hanım. Eleştirdiğimden değil, beni hiç ilgilendirmez, herkes istediğini yaşamakta özgürdür. Saygı duyarım sadece.
Başka?
Demet Akalın.
Kaç ilişkisi oldu, kaç evliliği oldu? Hepsini gözümüzün önünde yaşadı. Hangimiz sesimizi çıkarttık? Hangimiz ahlaksız diyebildik?
Diyemeyiz. O ünlüdür, sanatçıdır. Her şeye hakkı vardır.
Çocuklarımıza dinleme o kadını diyebildik mi?
Diyemeyiz. Hatta gördüğümüz yerde gider öperiz, methiyeler düzeriz.
Hakkıdır, başarılı bir sanatçıdır.
Özel hayatı bizi hiç ilgilendirmez ama maşallah meraktan ölürüz, nerede, kiminle?
Misal Bülent Ersoy.
Buradan saygılarımı iletiyorum. Cesaretinden ötürü tebrik ediyorum, hiçbir zaman cinsel kimliğini saklamadı ve utanmadı.
Peki; soruyorum size bizim toplumumuza, dini inançlarımıza uygun muydu?
Neden sesimizi çıkartamadık?
Çünkü özgür bir bireydi. İnsan kendini kabul ettiği derecede kabul görür.
Daha birçok örnek var.
Mesela şu Mermerci’ler.
Maşallah sosyete dergilerinde ilişkileri çarşaf çarşaf. Biz ne yapıyoruz, o dergileri alıp, merakla okumuyor muyuz? Hangimizin aklından geçiyor o sıkı sıkıya tutunduğumuz ahlak kurallarımız?
Meryem Uzerli de var. Kadın evlenmeden hamile kaldı, hepimiz toplumca yanında durduk. Sahip çıktık. Doğursun diye destekledik.
Peki; soruyorum etrafımızdaki sıradan bir kadın hamile kalsaydı sahip çıkar mıydık?
Yukarıda sıraladıklarımı aramızdan sıradan bir kadın yaşasa, neler yaparız ona. Ne orospuluğu, ne ahlaksızlığı kalır. İKİYÜZLÜYÜZ!
Bir de bu kadın boşanmışsa vay haline!
Onu bir sevişme makinesi, kocamızı ayartacak potansiyel tehlike olarak görürüz.
Yalan mı?
Sıradan boşanmış kadın her hareketine dikkat etmelidir. Cesaretle çıktığı bir esaretten başka bir esarete sokarız. Bunun da adına ahlak değerleri koyarız.
Toplumuzda ne çok kadın vardır oysa evliyken başka adamlarla ilişki kuran ve bunu senelerce sürdüren. Bu daha iyidir sanki.
Erkeklerin fıtratı bellidir ama bu konuda kadının düşmanı yine kadındır.
Bir de boşanmış kadının çocuğu varsa hepten gözümüz üzerindedir. O bir anne ve öyle kalması gereklidir. Kadınlığını yaşatmayız. O kafasını bile kaldırmamalıdır. Sevişmemeli, aşık olmamalıdır. Çok ayıp, ne o öyle?
Bir de çocuklarını da etiketleriz. Oysa ünlülerin de çocukları vardır. Onlar imtiyazlıdır bizim gözümüzde.
Toplumun değer yargılarından özgürleşen her kadın özgürdür. Çünkü değersiz, ikiyüzlüdür!
Yoksa derhal ünlü olmaya bakın!
*
Ayşegül Kuşçu
Ekspres Gazetesi