İngilizcede “Much” Türkçe karşılık olarak “çok”, epey”, “çoğu”, “fazla” anlamlarına gelmektedir. Daha önceki derslerimizde değindiğimiz üzere “much” da İngilizcede bu anlamlara gelen bir başka kelimedir. İkisi arasındaki belirgin fark şudur: “Many” sayılabilir çokluklar için, “much” ise sayılamayan çokluklar içindir. Örneğin “many people” (çok insan), “much water” (çok su) vb. Bir de “ne kadar” anlamına gelen “how much” soru sıfatı vardır ve “much” sayılamayan çokluklar için olduğundan, sadece sayılamayan şeyler için kullanılır.
Şimdi gelelim “much” ile ilgili örnek cümlelerimize:
How much money do you have? –> Ne kadar paran var?
How much does that book cost? –> Bu kitap ne kadar?
How much water is there? –> Ne kadar su var orada?
How much milk do you drink daily? –> Günde ne kadar süt içersin?
How much oil do Turkey need annually? –> Trükiye’nin yılda ne kadar petrole ihtiyacı var?
How much water does this village consume monthly? –> Bu köy ayda ne kadar su tüketiyor?
I don’t earn as much as Ayşe. –> Ben, Ayşe kadar para kazanmıyorum.
The lie of his friend has been hurted him too much. –> Arkadaşının yalanı onu çok yaraladı.
It had rained too much last week. –> Geçen hafta çok yağmur yağdı.
In autumn, as in spring, it rained too much. –> Sonbaharda, bahardaki gibi çok yağmur yağdı.
There are too much work and not enough people to do it. –> Çok iş var, bunu yapacak yeterli insan yok.
Thank you ever so much! –> Binlerce teşekkür!
I sometimes eat fast food, if I get hungry very much. –> Eğer çok acıkırsam, bazen hazır yemek yerim.
Never before I had so much money. –> Önceden asla bu kadar çok param olmadı.
The foods in the home are so much that all of them can not eaten up in a week. –> Evdeki yiyecekler o kadar çok ki, hepsi bir haftada yenip bitirilemez.
They have so much furniture at home. –> Evlerinde o kadar çok mobilya var ki.
Sevinç reads too much books. –> Sevinç çok kitap okuyor.
I used to run too much when I was a teenager. –> Ergenlik çağlarımda (ben ergen iken) çok fazla koşardım.
Much of what you say is right, –> Söylediklerinin çoğu doğru.
Who can count that much money? –> Bu kadar çok parayı kim sayabilir?
Who’s got so much time to spend? –> Kimin bu kadar çok harcanacak zamanı var?
You ask too much of me! –> Benim hakkımda çok soruyorsun!
We have already gained much. –> Biz zaten epey kazandık.
Başarılar diliyoruz, yeni konumuzda buluşmak üzere…