Su, hayatımıza öylesine girmiştir ki dilimizde suyla ilgili pek çok kalıplaşmış kullanım vardır. Sevilen birinin hatırı söz konusu olunca ”Onun için akan sular durur” deriz.
Ukala tipler için ” Yoğurt gibi sulanma ! “ deriz.
Dünya hayatı dört temel unsur üzerine kurulmuş; toprak, ateş, hava ve su… Fuzuli’nin üzerine kaside yazdığı su… Dünyanın dörtte üçünü, insanın üçte ikisini oluşturan su… İnsan beyninin büyük bir kısmını oluşturan su… Hz.Hacer’in oğlu İsmail’i kurtarmasına vesile olan mübarek su…
Su hayattır, hayatsa su.. Çayda su, yemekte su, sıcakta su, soğukta su, araçta su, toprakta su, böcekte su, insanda su… su, su, su.. Ya su olmasaydı? Ya su olmasa… Güzelleri başında buluşturan su…
Su, insanların ihtiyacı olduğu kadar türkülerin de konusu; susadım çeşmeye gelmez olaydım, pişmanlık ifade ederken; susadım su isterim, türküsü oynak bir ırmak gibi insanı neşelendiriyor.
Eskilerin bir sözü vardır: Su medeniyettir, diye. Su olmadan nimet olmaz, toprak ürün vermez, insan temizlenemez. Suyu bol olan milletlerin devletleri de uzun ömürlüdür. Kısacası su medeniyettir.
Su medeniyettir dedik ya. Eskiden evlerde su havuzları yapılırmış. Çünkü suyun ağır ağır akışı ve su sesi insandaki sıkıntıyı ve harareti alırmış. Eski mimarlardan birine sormuşlar: ”Neden caminin içine su havuzu ve şadırvan yapıyorsunuz?” Mimar cevap vermiş: ”Su insan sesinin yankı yapmasını önler. Ayrıca sesin cami içinde düzenli dağılımını sağlar. ” Eskilerin meşhur bir sözü daha var: ”Su sesi, para sesi ve kadın sesi…” Su sesi Çağımız modern insanının hastalığı olan strese devadır. Modern insanın atalarımızın yaşam sanatından öğreneceği çok şey var.
Hekimler suyun insandaki negatif enerjiyi pozitif enerjiye çevirdiğini söylüyorlar. Hepimiz İbn-i Sina’nın akıl hastalarını suyla tedavi ettiğini biliriz. İnsan günde en az on bardak ya da iki litre su içmelidir. Su cildi parlaklaştırır. Cilde kadife özelliği kazandırır.
Kaplıca suyu, maden suyu, yayla suyu, çeşme suyu ve deniz suyu… gibi çeşitleri vardır suyun. Yayla suyu bol minerallidir. Maden suyu insanın kan damarlarını rahatlatır. Kaplıca suyu doğal sıcaklığı ile cildin gözeneklerini açarak vücudun derinliklerine işler. Çoğu hastalığa iyi gelir kaplıca suyu. Irmak suyu balıklar için mükemmel bir yaşam kaynağıdır. Irmaklar aktığı yere hayat bahşeder. Velhasıl su sıhhattir, nimettir, bolluktur berekettir.
Su, hayatımıza öylesine girmiştir ki dilimizde suyla ilgili pek çok kalıplaşmış kullanım vardır. Sevilen birinin hatırı söz konusu olunca ”Onun için akan sular durur” deriz. Ukala tipler için ” Yoğurt gibi sulanma ! “ deriz. Okuduklarından ve yaşadıklarından bir şey öğrenememiş insanlar için “Susara gitmiş, sesere gelmiş” deyimini kullanırız.
Atalarımız, şehirleri suyun bol bulunduğu yerlere kurarlarmış. Su, büyük kavgaların kaynağıymış. Günümüzde de ülkemizin su kaynakları üzerine kurulmuş barajları komşu devletlerin iştahını kabartmaktadır. Günümüzde petrol için yapılan savaşlar, gelecekte su için yapılacak. Atalarımıza gün gelecek su parayla alınacak deseydik şaşırırlardı. Ama su,pet şişelerde ve damacanalarda satılıyor. Suya yatırım yapan yanılmayacak.
Su kazanç demektir. Irmaklar üzerine kurulan elektrik santralleri ve tatlı su balıkçılığı başta olmak üzere ırmaklar çevresinde kurulan sulama kanalları yıllık verimi artırmaktadır. Suyu bol olan memleketin ekonomisi de güçlüdür.
Su hayattır, su güçtür, su temizliktir, su mutluluk rahatlık ve huzurdur…. Susuz bir hayat düşünülemez.
Erol Özoğul