Hitabet Ustalarından Güzel Konuşmanın Sırları

0
848

Herbert Spencer: Düşüncenin gerekli bir vasıtası olmasına rağmen, lisanın gerçekte, düşünceye mani olan bir engel olarak ele alınması gerektiğini; basit fikirlerin işaretlerle, belirli bir güçle anlatıldığını düşünürsek daha iyi anlarız. “Odayı terk et!” demek, kapıyı işaret etmekten daha az mânalıdır. Parmağı dudaklara götürmek, “Konuşma!” demekten daha güçlüdür. Elle yapılan işaret, “Buraya gel!” demekten daha iyidir. Hiçbir söz, ‘hayret’ ifadesini, gözlerin iyice açılması ve kaşların kaldırılması kadar canlı anlatamaz. Omuz silkmeyi kelimelerle anlatmaya çalıştığınız zaman, bu ‘tercüme’, değerinden çok şey kaybeder.

 

Ö. Faruk Reca
bilgi@gencgelisim.com

 

Herbert Spencer

Düşüncenin gerekli bir vasıtası olmasına rağmen, lisanın gerçekte, düşünceye mani olan bir engel olarak ele alınması gerektiğini; basit fikirlerin işaretlerle, belirli bir güçle anlatıldığını düşünürsek daha iyi anlarız. “Odayı terk et!” demek, kapıyı işaret etmekten daha az mânalıdır. Parmağı dudaklara götürmek, “Konuşma!” demekten daha güçlüdür. Elle yapılan işaret, “Buraya gel!” demekten daha iyidir. Hiçbir söz, ‘hayret’ ifadesini, gözlerin iyice açılması ve kaşların kaldırılması kadar canlı anlatamaz. Omuz silkmeyi kelimelerle anlatmaya çalıştığınız zaman, bu ‘tercüme’, değerinden çok şey kaybeder.

 

Arthur Philips

Hitabet konusunda birçoklarının yaptıkları başlıca hata, bir grup insan önünde konuşabilmek için, bir kimsenin, “söylemek istediği bir şeyi olması”nın yeterli olduğunu düşünmeleridir. Ne kadar yanlış! Söylenmek istenilen şey, inanışlarınızı yöneten beşeri kafanın kanunlarına göre söylenmedikçe, ha bir topluk önünde söylenmiş, ha rüzgâra karşı…
Günümüzün hatiplerinin, söylemek istedikleri şeyi nasıl söyleyeceklerini de öğrenmeleri gerekir. Chatnam’lar, Webster’ler, Beecher’ler, bir hatibin sadece “söylemek istediği bir şey”i olmasının yetmediğini, onu tesirlice söyleyebilmek için azimle çalışmak gerektiğini de biliyorlardı.

 

George Collins

Düşüncenin gerekli bir vasıtası olmasına rağmen, lisanın gerçekte, düşünceye mani olan bir engel olarak ele alınması gerektiğini; basit fikirlerin işaretlerle, belirli bir güçle anlatıldığını düşünürsek daha iyi anlarız. “Odayı terk et!” demek, kapıyı işaret etmekten daha az mânalıdır. Parmağı dudaklara götürmek, “Konuşma!” demekten daha güçlüdür. Elle yapılan işaret, “Buraya gel!” demekten daha iyidir. Hiçbir söz, ‘hayret’ ifadesini, gözlerin iyice açılması ve kaşların kaldırılması kadar canlı anlatamaz. Omuz silkmeyi kelimelerle anlatmaya çalıştığınız zaman, bu ‘tercüme’, değerinden çok şey kaybeder.

 

William Bryan

Kafanda, âdeta cıvık cıvık çamurda kendilerine yol bulmaya çalışan ve bir yere nakledilmeleri istendiği zaman birbirine karışan bir vagon dolusu farklı fikir taşımakla, aynı fikirleri, istenildiği an, istenilen yere nakledecek tarzda sağlam kutular içinde muhafaza etmek arasında muazzam bir fark vardır. İyi bir konuşma yapabilmek için, konuyu iyi bilmekten fazla bir şey gerekli. Tezinizi içten gelen bir samimiyetle ifade etmeyi bilmelisiniz. Dinleyicilerin, işitmeleri gereken bir şeyler bildiğinizi içinizde hissetmelisiniz.

LEAVE A REPLY

Lütfen yorumunuzu giriniz
Lütfen adınızı yazınız