Hipnoz Çeşitleri Nelerdir?

0
1906

Hipnozitörün sadece bir kişiyi hipnotize etmesidir. Kişi hipnozitör ile karşı karşıyadır ve hipnozitörün telkinlerine bağlı kalarak hipnoza girer.

1.1. Grup Hipnozu

Birden fazla kişinin uygun şartlarda bir hipnozitör tarafından aynı anda hipnotize edilmesidir. Bunu uygulamak ve yürütmek oldukça zordur. Çünkü bütün kişilerin, hipnoza yatkınlık dereceleri aynı değildir. Onun için verilecek telkinlerin, her bir kişi tarafından kabul edilmesi farklı derecelerde olmaktadır. Durum böyle olunca her hipnotik aşama için farklı olan telkinlerin kişilere uygunluğu hemen hemen imkânsızlaşmaktadır. Ama bununla birlikte şu iki yaklaşımla grup hipnozu yapmak mümkündür:

– Kişilerin her biri daha önce tek tek hipnoz edilirler ve bu kişiler post hipnotik telkinlerle belirli tetikleyicilere bağlı olarak transa girmeleri yönünde koşullandırılırlarsa; o zaman grup hipnozu başarılı olur.

– İkinci durumda da kişilerin her birinin hipnoza yatkın olup olmadığı araştırılır. Hipnoz olmaya yatkınlık derecesi fazla olan kişiler bir araya getirilerek; uygun yöntemlerle hipnotize edilebilir. Sahne hipnozlarında kullanılan teknik budur.

1.2. Oto Hipnoz

Kişinin herhangi bir yardımcıya gerek duymadan kendini hipnotik fenomenlere ulaştırabilmesidir. Burada kişi hem etken hem edilgen durumdadır. İki şekilde gerçekleştirilebilir:

a- Posthipnotik Telkinle Oto Hipnoz:
Burada kişi daha önce başka biri tarafından hipnotize edilmiştir. Kendisine hipnoz esnasında bazı telkinler verilmiştir. Bu telkinlere bağlı olarak daha sonraları kendileri hipnoza girmişlerdir.

Birisine posthipnotik telkinle oto hipnoz öğretilmek isteniyorsa; öncelikle hipnoz tekniklerinden birini kullanarak kişinin derin hipnotik transa girmesini sağlanır ve kişiye gerekli telkinler verilir.

b- Oto Hipnozun Özel Yöntemlerle Elde Edilmesi:
Bu durum hipnotizöre gerek duymadan kişinin kendi kendine hipnoza girmesidir. Oto hipnoz; oto-telkin ile birleştirilerek hipnozdan yararlanılan hemen her durumda kullanılmaktadır. Bu şekilde de uygun hastaların hipnozitöre bağlı olmadan tedavilerine devam etmeleri mümkün olmaktadır. Mistik bazı kişilerin, yoga yapanların, Uzak-Doğu’daki birçok paranormal olayları gerçekleştiren kişilerin durumları bu merkezdedir.

Oto hipnoz için genellikle; önceden bir hipnozitör yardımıyla birkaç kez hipnoza alınıp, kendi kendine hipnoz için telkin verilmiş olması gerekmektedir. Ancak bir hipnozitör tarafından oto hipnoz yapabileceği telkin edilmiş olması her zaman şart değildir. Oto hipnozun nasıl yapılacağı öğrenmek ve ısrarlı denemeler yapmak bu beceriyi kazanmayı sağlayacaktır.

Oto hipnoz için en basit yol kişiye derin bir hipnotik trans sırasında, oto hipnozu meydana getirecek bir şifrenin ya da işaretin öğretilmesidir. Yani derin hipnotik transtaki kişiye, şu sayı, hareket ve imajı alınca otomatik olarak hipnoza gireceği telkin edilir. Bu telkin, trans sonrası gerçekleşecek bir telkindir. Kişi hipnotizör tarafından öğretilen bu telkinin gereklerini yerine getirdiği zaman oto hipnoz durumuna girer ve kendi kendine telkinler yapabilir. En geçerli ve emin yol budur.

Hipnoz ister bir terapist, ister bir arkadaşınız ya da kendiniz tarafından uygulansın, temelde aynıdır. Yapılan her hipnoz, kendi kendine hipnozdur. Bir insan, iradesinin tersine hipnotize edilemez, bilinç kaybı olmaz, aslında daha büyük bir algılama gücü söz konusudur; çünkü dikkat daha keskin şekilde odaklanmıştır. Hipnoz aynen öğrenerek edinilen beceriler gibi uygulamayla kolaylaşır. Bazı kişiler doğuştan, hipnotik transa girmeyi kolay bulur, bazılarının ise biraz daha fazla uygulama yapmaları gerekir.

1.3. İlaçla Hipnoz

Hipnotik trans elde etmenin bir yolu da bazı ilaçların kişiye verilmesi şeklinde olmaktadır. Bu ilaçları alan kişiler kısa süre içinde somnambul hale gelmektedir. ilaç vererek oluşturulan hipnotik hal, pek çok şekliyle normal yollarla elde edilen hipnotik trans haline benzemektedir. Ancak oluşan bu halin normal yolla oluşturulan hipnotik trans haliyle aynı olup olmadığı tartışmalıdır. Yaygın kanı ise tam bir hipnotik trans hali olmadığıdır. İlaçla hipnoz yapılması özellikle hipnoza uygun olmayan kişilerde kullanılan bir tekniktir.

İlaçla hipnoza benzemekle birlikte; hipnotik trans oluşturmak için değil, kişilerin hipnoza karşı dirençlerini kırmak için de bazı ilaçlar uygulanmaktadır. Bu amaçla da genellikle “Hipnotik” ilaçlar kullanılmaktadır. Verilecek küçük dozda hipnotik ilaçların kişinin hipnoza direncini zayıflattığı ve hipnozu kolaylaştırdığı bilinmektedir.

2. Hipnozun Yan Etkileri

Hipnozun bugüne kadar tespit edilebilen ciddi bir yan etkisi yoktur. Hipnozun, gerçekte tedavide kullanılan bütün diğer ilaçlardan ve tedavi metotlarından daha az yan etkisi vardır.

Hipnozun trans sonrası en sık görülen yan etkisi, eğer bu bir yan etki olarak kabul edilecekse kişinin kendini çok iyi hissetmesidir. Bu durum ise geçici olmakta, birkaç dakikadan birkaç saate kadar devam edebilmektedir. Bu etki tedavi amacıyla da kullanılabilmektedir. Ayrıca özel telkinlerle bu kendini iyi hissetme durumu gerektiğinde uzun süreler için devam ettirilebilmektedir. Daha seyrek olarak da trans sonrası hafif bir baş dönmesi, bazen hafif bir baş ağrısı ve hafif bir mide bulantısı görülebilmektedir. Bu belirtiler de kısa süreli ve geçici olmaktadır. Bu durumlar genellikle uzun süreli hipnozlardan çıkışta veya hipnotik transtan hızlı çıkışlarda görülmektedir ve verilecek uygun telkinlerle hemen ortadan kaldırılabilmektedir.
Oluşabilecek tehlikeli durumlar ise;
• daha çok hipnozun gösteri amacıyla kullanılmasında,
• giderilmesi uygun olmayan semptomların giderilmesinde,
• veya hipnoterapi için uygun olmayan vakalarda,
hipnoz uygulanmasında görülmektedir.
Bu tür yanlış kullanımlar sonucu oluşabilecek tehlikelerden sakınabilmek için;

-Ağrı giderilmesi veya kontrolü ile ilgili telkinler verileceği zaman ayırt edici oluşma nedenlerine yönelik teşhisin mutlaka iyi yapılmış olması gerekmektedir. Örneğin Amerika’ da baş ağrısı için bir hipnozitöre giden kişi ağrıdan kurtulunca her ağrı tekrarında yeniden hipnoza gelmiş ve telkinler tekrarlanmıştır. Daha sonra kişi öldüğünde yapılan otopside ağrının kaynağının beynindeki bir tümör olduğu gerçeği ile karşılaşılmıştır. Dolayısıyla ağrı, vücudun alarm zilidir ve gerçek sebebi ortaya çıkarılmadan susturulmamalıdır. Hatta tedavi süresince ağrı tamamen yok edilemez; hastanın dayanma gücüne göre şiddeti azaltılabilir.

– Psikotik vakalara hipnoz uygulanmasında psikoz gösterileri, ani hareketler veya panik reaksiyonlar ortaya çıkabilmektedir. Bu gibi durumlardan sakınmak için hipnoza alınacak kişilerde bu tür kişilik problemlerin olup olmadığının önceden bilinmesi yerinde olacaktır. Yine bu tür kişilikleri olanlarda ve özellikle de depresif şahıslarda depresyona karşı koruyucu rol oynayan somatik semptomların giderilmesinin suisidal davranışların erkenden açığa çıkmasına neden olabileceği de unutulmamalıdır.

– Nadiren hipnoterapi uygulanan kişiler rahatsızlıklarından kurtulduktan ve tedavileri tamamlandıktan sonra da hipnoza devam etmek istemektedirler. Bu durumun da önceden bilinmesi ve tedavileri kısa sürede sonuçlandırmaya çalışılmalıdır.

– Hipnozla ilgili olarak, kişi için değil fakat hipnoterapi uygulayanlar için bir tehlikesi ise hipnoterapi uygulayan kişilerin nadiren iftiraya maruz kalmalarıdır. Bu durum ise genellikle bu konuda fantezileri olan kişilerin derin hipnotik translarda bu fantezilerini hayal etmeleri ve sonradan bunları gerçekten yaşadıklarına inanmaları sonucu olmaktadır. Bu durumdan da dikkatle sakınılmalıdır. Bunun için karşı cinsle çalışırken
uygun göreceği bir akrabası seansa alınabilir. Özellikle çocuklarla çalışılırken ebeveynden biri mutlaka olmalıdır.

-Amatörler, hipnozu gösteri amacıyla kullananlar ve hekim olmayanlar asla tedavi amaçlı hipnoz yapmamalıdırlar.

-Sebebe yönelik hipnoterapi uygulamalarında, borderline, presikotik ve disosyatif vakaların önceden ayırt edilmesi gereklidir. Eğer kişi Çoklu Kişilik, Şizofreni, Çift Kutuplu Rahatsızlık, Histeri gibi psikiyatrik nitelikli bazı rahatsızlıkların yanı sıra Epilepsi Nöbetleri geçiriyorsa, bir tıp doktoru veya psikiyatriste havale edilmesi uygun olur.

-Hipnotik transa alınan kişinin motor davranışları ile inanç ve değer yargılarını değiştirmeye yönelik hipnotik veya post hipnotik telkinler vermekten kaçınılmalıdır.

-Hipnoza girmek istemeyenleri hipnozla tedaviye ikna etmeye çalışmamalıdır.

-Herhangi bir iftiradan sakınmak için tedaviler daima üçüncü şahısların huzurunda yapılmalıdır. Bunun için görüntülü veya sesli ya da hem görüntülü hem de sesli kayıt alınması düşünülüyorsa kişiden önceden yazılı izin alınmalıdır.

-Hastalara tedavi öncesinde, tedavi için verilecek telkinler anlatılmalı ve tedavi sırasında bu konuda söylenenlerin dışında telkinler verilmemelidir.

-Kişilere asla herhangi bir fiziksel zarar verilmemelidir.

-Telkinler oldukça dikkatli seçilmiş sözcüklerle yapılmalıdır.

-Verilecek telkinler emredici tarzda olmamalı, hastanın kendi kendine diye tekrar edebileceği şekilde olmalıdır.

3. Hipnozu Etkileyen Faktörler

İyi bir hipnotik trans elde edebilmek,
• hipnozun yapılacağı çevreye
• hipnoz yapacak kişiye ait özelliklere,
• hipnoz olacak kişiye ait özelliklere,
bağlıdır.

3.1. Çevre Şartları

Deneyimli bir çok hipnozitör, çoğu zaman uygun olmayan çevre şartlarında bile hipnoz yapabilmektedir. Yine de hipnoz uygulanırken hipnoz yapılacak olan ortam şartlarının fiziksel ve zihinsel olarak rahatsız edici olmaması gerekir.

Fiziksel olarak gürültüsüz, sakin, hafif ışıklandırılmış, ışığın deneğe doğrudan yansımadığı ve rahatsız edici kokusu bulunmayan bir çevre başarılı bir hipnotik trans için oldukça önemlidir.

Hipnoz yapılacak odanın çok soğuk veya çok sıcak olmaması gereklidir. Aksi halde üşüyen veya terleyen bir beden, zihni kendi üzerine çekeceğinden hipnozitöre yoğunlaşamayan zihnin transa girmesi beklenemez.

Bazı insanlar solunum rahatsızlıkları veya hassasiyetleri nedeniyle odanın nemli ya da havasının kuru olmasından da şikayetçi olabilmektedirler. Aynı zamanda cereyanda kalmak istemeyen insanlar klimanın yarattığı hava akımını problem edebilmektedirler. Bu da zihinsel huzuru bozduğundan dikkat edilmesi gereken bir nokta olarak karşımıza çıkmaktadır.

Bunlardan başka, hipnoz olacak kişinin rahat edebileceği ve başını rahatça dayayabileceği hafif yatırılabilen konforlu bir koltuk doğal olarak başarıyı arttıracaktır. Örneğin; baba koltuğu veya TV koltuğu olarak adlandırılanlar oldukça uygun görülmektedir.

Ayrıca başarılı bir hipnoz seansı için zihinsel olarak rahatsızlık verici şeylerin de bulunmaması gerekir. Örneğin, idrarı sıkışmış veya yarım saat sonra önemli bir randevusu olan ya da yanında hipnoza girmek istemediği insanlar bulunan kişilere hipnoz uygulamaya çalışmak başarıyı olumsuz yönde etkileyecektir.

Bununla birlikte çevrede var olan her türlü uyarıcı kişinin transa girmesinde ve transın derinleştirilmesinde kullanılabilir. Bu becerinin kazanılması, zamanla artan deneyimlere bağlı olduğundan başlangıçta bu gibi faktörlere dikkat etmek amaca ulaşma yolunda yararlı olacaktır.

3.2. Hipnoz yapacak kişiye ayit özellikler

Hipnoza uygunluk
Bazı kişiler hipnoza oldukça elverişlidir. Bu özellikteki insanlar hipnozun nasıl yapıldığını az çok bilen fakat profesyonel olarak hipnozla uğraşmayanlar tarafından bile hipnoz edilebilirler. Buna karşılık bazıları da çeşitli nedenlerden dolayı hipnoza direnç gösterebilirler. Burada M. Erickson’un şu sözünü hatırlamanın tam sırasıdır: “Dirençli kişi yoktur, beceriksiz hipnozitör vardır.” Kişinin direncini ortadan kaldırmanın yolu da kişiyle iyi bir uyum oluşturma becerisine sahip olmaktır, Erickson’a göre. Böyle bir uyum becerisi sergilemek de hipnozun sanat kısmına girer. Dolayısıyla her insana hipnoz uygulanabilir. Çünkü konuyla ilgili yapılan araştırmalara göre doğal olarak herkes günde 90 ila 100 dakikada bir transa girmektedir.

Böyle olunca kontrol dışı gelişen bu durumu kontrollü olarak herkes için gerçekleşir hale getirmek niçin mümkün olmasın? Ve herkes için kontrollü gerçekleştirme sağlanıyorsa bu özellik hangi alanlarda insanlara ne gibi kolaylıklar sağlayabilir? Benzeri soruları kitabı okurken zihninizde tutmanızı istiyorum. Olağanüstü yanıtlara kendinizin ulaştığınızı göreceksiniz böylece…

Hipnoz olabilmenin yaş ile doğrudan bir bağlantısı vardır. Söylediklerinizi anlayıp yerine getirebilecek ve dikkatini belli objeler üzerinde toplayabilecek kadar büyümüş çocuklar kolayca hipnoz edilebilirler. Söylenenleri yerine getiremeyecek kadar küçük çocuklar ise hipnoz edilememektedir. Literatürlerde 4 yaş üzerindeki çocukların hipnoz edilebildiğine dair bilgiler bulunmaktadır. 7-8 yaş ve üzerindeki çocukları hipnoz edebilmenin ise büyüklere göre çok daha kolay olduğu hipnozla uğraşan herkesin bildiği bir gerçektir. Bu nedenle hipnoz yapılmaya ve hipnoz kullanılarak tedavi edilmeye en uygun yaş grubu 7 ve üzeri yaş grubu oluşturmaktadır. Bu yaş grubundan hipnozla tedavi olmaya istekli kişilerin tedavilerinde başarı oranı da oldukça yüksek olmaktadır. Çok yaşlı kimseler, akıl hastaları, bunaklar, geri zekalılar da hipnoz yapılamamaktadırlar.

Bazı kimseler ise bir hipnozitör tarafından hipnotize edilemezken bir başka bir hipnozitör tarafından kolayca hipnotize edilebilmektedirler. Ayrıca yalnız başlarına hipnoza direnç gösteren bazı kimseler grup halinde hipnoza alındıklarında kolayca hipnoz olabilmektedirler. Bununla beraber bazı meslek gruplarına dahil insanlar da kolayca hipnoza alınabilmektedir. Özellikle ast-üst ilişkisinin, belli bir hiyerarşik yapılanmanın olduğu mesleklerde yer alanlar daha kolay transa girerler. Çünkü emir alma ve uygulama yaşam biçimi haline geldiğinden zihinlerinin kritik etme özelliği üst konumdaki kişilere karşı kapalıdır. Bu durumda hipnoz uygulayacak insanın bu meslek mensupları üzerinde ‘üst’ imajı yaratması kolaylık sağlayabilir. Yine de bu bir genelleme olduğundan çalışılacak kişinin özelliklerini tanıyarak bir eylem planı hazırlamak daha akla uygun olacaktır.

3.3. Hipnoza Uygunluğun Ölçümü

Hipnoza uygunluğun kabul edilebilir ve ölçülebilir özellikleri giderek daha belirgin olarak tarif edilmektedir. Bu amaçla oluşturulan bazı testlere birlikte bakalım:

Göz Kürelerinin Değerlendirilmesi
Bu standart testlerden uygulanması en kolay ve en kısa sürede sonuçlandırılanı Göz Kürelerinin Değerlendirilmesi skalasıdır. Bu değerlendirmeyi yapabilmek için, kişinin başını dik pozisyonda tutup karşıya bakması sağlanır. Sonra başını oynatmadan kaşlarına takiben de başının üstüne doğru bakması istenir. Kişi bu şekilde bakarken gözlerin durumuna bakılır. Göz kürelerinin (gözün renkli kısmının) üst göz kapağının altında kaybolması; alt göz kapağı ile göz küresinin alt ucu arasında görülen göz beyazının miktarı değerlendirilir. Bu kısmın en az olduğu durum “0”, en çok olduğu durum da “4” olarak değerlendirilir.

Bu şekilde yukarı bakan kişiden daha sonra gözlerini kapatması istenir. Denek gözlerini kapatırken alt göz kapağı ile göz küresinin alt ucu arasında görülebilen göz beyazının miktarı aynı şekilde tekrar değerlendirilir. Yine bu kısmın en az olduğu durum “0”, en çok olduğu durum “4” olarak belirlenir. “0” olması kişinin hipnoza uygun olmadığının “4” olması da hipnoza oldukça uygun olduğunun delili olarak kabul edilir.

Bu skalanın oluşturulmasında değerlendirilen bir başka konu da aynı şekilde yukarı bakarken gözlerde oluşabilecek olan içe şaşılık durumudur. Eğer içe şaşılık oluşmuşsa oluşan şaşılık “1” ile “3” arasında ve şaşılığın hafif olması “1”, çok olması da “3” olarak değerlendirilir. Şaşılığın fazla olması hipnoza uygunluğun bir başka delili olarak kabul edilir.

Kişilerin hipnoza uygunluğu hakkında kabaca bir fikir sahibi olabilmek için yapılan bazı basit testler de bulunmaktadır. Bu testlerden bazıları:

Arkaya Düşürme Testi
Bu testin uygulanmasında; test uygulanacak olan kişi ayaklan omuz hizasında açık ve gözleri tavanda bir noktaya tespit edilmiş durumda bulunur. Hipnozitör ise kişinin arkasına geçer ve ellerini denek olan kişinin omzuna hafifçe koyar. 5-10 saniye bekledikten sonra yumuşak, kendinden emin ve telkin edici bir sesle” Arkaya düşüyorsunuz… Düşmemek için direndikçe dayanılmaz bir kuvvetle arkaya çekildiğinizi daha iyi hissedeceksiniz. Birazdan dayanamayacak ve arkaya doğru düşeceksiniz. Fakat korkmayınız ben sizi tutacağım… Düşüyorsunuz” diye telkine devam eder. Bu arada yavaşça ellerini deneğin omzundan çeker fakat denek düşerken bir zarar görmesin diye tutmaya hazır bekler. Hipnoz edilmeye uygun olan kişiler genellikle 1-2 dakika içinde arkalarına doğru ve kendilerini koruma refleksleri de olmayacak şekilde düşerler.

Parmakları açtırma Testi
Bu test ayakta ve oturarak yapılabilir. Oturarak yapılan test pasif kalmaya yardım ettiği için tercih edilmelidir. Kişinin eli, ya yan tarafta bulunan bir masa üzerinde ya da koltuğun kenarında rahat bir şekilde tutulmalıdır. Kolun ağırlığı elin üstüne değil, dirsekten parmakların ucuna kadar, ön kolun her noktasına dağılacak şekilde olmalıdır. Bütün parmakları yan yana gelecek şekilde avuç içleri yere bakarken kişiye parmaklarının açılacağını düşünmesi söylenir.

“Parmaklarınız ayrılacak… Bir arada duramazlar… Parmaklarınızda iğnelenmeler hissediyorsunuz… Dirseğiniz sarsılıyor… Parmaklarınız birbirinden tamamen ayrılacaklar… Gittikçe daha fazla ayrılıyor… Ayrılıyorlar… Ayrılıyorlar…” Parmaklarda kımıldamalar görüldüğünde telkinleri hızlandırılır.

Parmaklar birbirinden ayrılınca kişiye: “Şimdi artık parmaklarınızı birbirine yaklaştıramazsınız… Yaklaştırmaya çalışın… Siz yaklaştırmak istedikçe onlar daha fazla ayrılacaklar…” diyerek telkin pekiştirilir. Sonuç olumluysa, kişi oldukça duyarlı bir kimsedir. Bu durumda kişinin parmaklarını birbirine yaklaştırmasına engellenebilir:

“Parmaklarınız şimdi sertleşecekler… Onları yaklaştırmanız imkansız… Üçe kadar sayacağım… Onların birbirine yaklaşmadığını göreceksiniz… Parmaklarınız sertleşiyor… Gittikçe daha fazla sertleşiyor… Tamamen sertleştiler… Üç deyince birbirine yaklaşamayacaklar… Yaklaştıramazsınız… Bir… İki… Üç, çalışmain bakalım… Artık hiçbir şey yapamazsınız… “

Nokta Çevirme Testi
Bu testin uygulanmasında, hipnotik kapasitesi ölçülmek istenen kişi rahat bir koltuğa oturtulur. Ortasında 3-4 mm kadar çapı olan bir daire çizilmiş kare şeklinde bir kağıt deneğin yaklaşık 2 metre kadar uzağına ve göz hizasının biraz yukarısına gelecek şekilde yerleştirilir. Kişiye dikkatlice bu noktaya bakması söylenir. Aklına gelen her düşünceden sıyrılarak bu noktaya bakmaya devam etmesi telkin edilir. Bir müddet sonra da noktanın ‘saat yönünde ve kendi ekseni etrafında dönmeye başladığı telkini verilir. Bu arada kişinin bunu görüp göremediği sorulur. Göremediğini söylerse noktanın döndüğü telkinini kendi kendine vermesi ve düşüncesini başka şeylere kaydırmaması istenir. Hipnoza elverişli kişilerin hemen tamamı bu telkin sonucunda noktanın döndüğünü gördüklerini söylerler.

Parmakları Kapatma Testi
Kişiden parmaklarını germeden açık tutması istenir. Kişiye şöyle denir: “Parmaklarınızın birbirine yaklaşacağını düşününüz. Her aldığınız nefes ile yaklaşacak. Biraz sonra… parmaklarınız birbirine yaklaşacak… Yaklaşıyorlar… yaklaşıyorlar… Neredeyse birbirine değecekler… İşte değdiler…” Etki elde edilince kişiye şunları da telkin edilir: “Şimdi parmaklarınızı ayırmanız imkansızdır… Onları ayrı tutamazsınız… Ayrı duramazlar… Siz ayırmak istedikçe onlar daha çok yapışacaklar… Çalışmainiz… Ayıramazsınız…

Hafif bir cismin ağır gelmesi:
Kişi ayakta ve hipnozitörle yüz yüze durur. Kolları öne doğru yarı uzanmış şekildedir. El ayası yukarı bakarken parmakları açık ve düz olmalıdır. Açık olan ellerden biri üzerine bir sayfa kağıt konur. Sonra şu içerikte telkinler verilir:

“Belirsiz bir ağırlığı olan bu kağıt, birden ağırlaşmaya başladı… Şimdi 10 grama çıktı… Ağırlığı artıyor… 20 gram… 30… 40… Gittikçe ağırlaşıyor, artıyor.. 50…80… 100… Gittikçe artıyor… Şimdi tam 500 gram oldu.. Daha da artıyor.. 1 kiloya çıktı… Artıyor ve ağırlık kendini iyice belli ediyor… Kolunuz inmeye başladı… Ağırlık hali artıyor… Kolunuz bükülüyor… Durmadan artan bu kağıdı artık kaldıramazsınız… Kağıt düşüyor… Artık tutamazsınız onu… Kolunuz halsizleşti… Daha fazla tutmanıza imkan yok… Kağıt düştü.”

Parmakları Kenetleme Testi
Kişinin avuç içleri birbirine yapıştırması istenir. Parmaklarını birbirine geçirerek önce sıkması daha sonra da gevşetmesi fakat açmaması söylenir. Kişiye; aklına gelen tüm başka düşünceleri bir tarafa bırakarak bütün dikkatini parmaklarına vermesi söylenir. Bu halde iken parmaklarının giderek birbirine geçtiği ve kenetlendiği, artık parmaklarını birbirinden ayırmasının veya açmasının mümkün olmadığı telkini verilir. Bu telkine bir-iki dakika devam edilmesi sonucunda hipnotik telkine uygun kişilerin parmaklarını açamadıkları görülür.

Bu metodun uygulanması sırasında; kişinin korkması, direnmesi veya dikkatini toplayamaması durumunda ellerin kenetlenmemesi görülebilir.

Kolları Ağırlaştırma Testi
Bu testte; koltukta oturmakta olan denekten kollarını koltuğun kolluğuna koyması ve gözlerini kapatması istenir. Bu durumda iken tüm dikkatini kollarına vermesi söylenir. Sonra kollarının giderek ağırlaştığı, gevşediği telkin edilir. Daha sonra da; kollarını uykuda iken altında kaldığı zaman nasıl uyuşmuş hissediyorsa şimdi de aynı şekilde hissettiği telkinleri verilir. Bu telkinlere bir süre devam ettikten sonra artık kolunu kaldıramayacağı, isterse kaldırmayı başarabileceği, ama bunun mümkün olmadığı söylenir Sonuçta telkine yatkın kişilerin çok uğraşmalarına rağmen kollarını kaldıramadıkları görülür.

Bütün bu testlerin grup halindeki kişilere de topluca uygulanması mümkündür. Bu şekildeki uygulamalarda hipnoza yatkın kişilerin çok daha çabuk ve kolay telkin altında kaldıkları ve çok daha net sonuçlar alındığı, telkine daha az yatkın kişilerin ise daha geç ve daha zayıf şekilde telkinden etkilendikleri görülecektir. Bu durumda konunun başında belirtildiği şekilde toplumdaki kişilerin hipnoza uygunluk yüzdeleri ile aşağı yukarı doğru orantılı olmaktadır.

Bu testlerin dışında kişilerin hipnoza uygunlukları, onlara bazı sorular sorarak da araştırılabilir. Hipnoza uygun kişiler sık sık vücutlarının bir parçasını diğer vücut parçalarından daha iyi olarak hissettiklerini, örneğin bir elinin diğer elinden veya vücudunun diğer parçalarından daha iyi hissettiklerini söylerler. Bu gibi durumlarla karşılaşıp karşılaşmadıkları sorularak da kişilerin hipnoza uygunlukları hakkında fikir edinilebilir.

Yine buna benzer şekilde “Otomatik yazma olayı” yaşayıp yaşamadıkları da sorularak kişilerin hipnoza uygun olup olmadıkları hakkında fikir edinilebilir. Otomatik yazma olayında kişiler not tutarken zamanla başka şeyler düşünmeye başladıkları halde farkında olmayarak söylenenleri aynen yazmaya devam edebilirler. Özellikle de derslerde çok not tutan öğrenciler bu durumu sıklıkla yaşadıklarını ifade ederler. Daha önceden böyle bir durumun yaşanılmış olması da hipnoza uygunluk için bir kriter olabilmektedir.

http://dahibeyin.blogspot.com/2012/11/ne-istediginizi-biliyor-musun.html

LEAVE A REPLY

Lütfen yorumunuzu giriniz
Lütfen adınızı yazınız