Günümüz gençliğini anlamak çok zor. Y kuşağı diye adlandırılan bu kuşağı anlamanın yolu bu yazıdan geçiyor.
Y’ KUŞAĞINI ANLAMAK
Y kuşağını anlayabilmek için önce Y kuşağının kim olduğunu bilmemiz gerekiyor. Y kuşağı 1980-1999 yılları arasında doğanları kapsar. Kendimden yola çıkarak da söylüyorum, Y kuşağının çoğu özelliklerini taşıyorum.
Genelde bizim kuşaktan olmayanlar Y kuşağının özelliklerini olumsuz sıralar. Örneğin; özel hayatımızı iş hayatımızdan ön plana tutmamız hoşlarına gitmez. Hafta sonları mesai yapmamızı beklerlerken bizim hafta sonu planı yapmış olmamıza tahammül edemezler. Hele ki en büyük korkuları bizlerin yönetim kademelerini yavaş yavaş ele geçirirken bundan 10 yıl sonra kurumların %80’i bizim oluşturacak olmamızdır.
Bizi sorumsuz bir kuşak olarak görüyorlar; kısıtlamaya gelemeyen, emir almaya tahammül edemeyen, her şeyin doğrusunu bizim bildiğimizi. Evet bazı söylemlerde de haklılar ama biz teknolojinin içinde büyüyen hatta teknolojiyi büyüten bir kuşağız.
Google, twıtter, facebook, youtube, ınstgramı bulan kuşağız. Hatta bunları bulup bizden önceki kuşakların eline tutuşturanda bizleriz.
Bu bağlamda çalışma ortamımızı daha eğlenceli istememiz, özel hayatımıza önem vermemizin garipsenmemesi gerekiyor. Böyle daha verimli oluyoruz. Gelin görün ki bunu önceki kuşağa anlatabilmek deveye hendek atlatmaktan daha zor. Çünkü onlara göre işten önce bir şey düşünmek işe ihanet olarak sayılıyor.
Bizim kuşağın sorunları ise dikkat dağınıklığı, hemen kendi işine sahip olma isteği ve eleştirilere tahammül edememedir.
Aynı sorunları ben de yaşıyorum. Hemen dikkatim dağılır, kendi işimi kurmak isterim ve ben de eleştiriye pek açık değilimdir.
Peki ne yapmamız gerekiyor?
Sorunlarımızın farkına varıp bunu olumluya çevirmeliyiz. Nasıl mı? Eleştirileri göz ardı etmeyelim, iş yerindeyken sadece işimize odaklanalım ki dikkat dağınıklığını minimuma düşürmüş oluruz ve en önemlisi birkaç işte tecrübe edinmeden hemen kolları sıvayıp kendi işimizi kurmaya çalışmayalım.
Bunlara dikkat etmeliyiz çünkü yazımın başında bahsettiğim gibi 10 yıl sonra iş yerlerinin %80’i biz oluşturacağız ve biz ne kadar başarılı olursak iş camiası da o kadar başarılı olacak.
Munthe’nin de dediği gibi “ Başarının dört şartı, bilmek, istemek, cesaret etmek ve susmaktır.”
İşte bunları uygulayabildiğimiz vakit pürüzler ortadan kaldırmış oluruz. Çünkü gelecek olan daha “Z” kuşağı var…
*
Cansu Başak Civek
www.gencgelisim.com